04.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
BÖLÜCÜLÜKTÜR: Putin’in tarihe yalancı şahitlik yaptırarak kanlı işgali haklı çıkarmaya kalkışması çelişki içinde bocaladığının marazi ve trajik örneğidir. 19’uncu yüzyıl jeopolitiğini diriltme gayesi çok tehlikeli bir Rus ruleti oynama girişiminden başka bir manaya gelmeyecektir. Donbas’ı Ukrayna’dan koparma hamlesi bölücülüktür.
BEŞ ÖNERİ: MHP olarak barış için güçlü bir adım atılabilmesi maksadıyla görüş ve düşüncelerimiz şunlardan ibarettir: 1- Ukrayna’nın siyasi ve toprak bütünlüğüyle egemenlik haklarına mutlak surette saygı duyulmalıdır. 2- Rusya ile Ukrayna arasında çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir. 3- Rusya işgalden derhal ve önşartsız vazgeçmeli, askeri unsurlarını geri çekmelidir. 4- NATO, doğuya genişleme stratejisini gözden geçirmeli, sanal korkular üreterek, gücünü ve üye ülkeleri devamlı bir arada tutma arayışından vazgeçmelidir. 5- Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogdur.
İSTANBUL MERKEZLİ MÜZAKERE: Hem Rusya hem de Ukrayna ile doğrudan temas kuracak ve masaya oturabilecek tek ülke Türkiye’dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın “aktif arabuluculuk” girişimi, samimi gayretleri bize göre barışın, huzurun, istikrarın ve kalıcı çözümün anahtarıdır. Türkiye’nin hakemliğinde, İstanbul merkezli bir müzakere ikliminin vasat bulması barışçıl çabaları destekleyecektir.
PUTİN HAKSIZ: Türkiye, cephe ülkesi olmayacaktır. Batı’nın nam ve hesabına silah kuşanmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa, başkent Ankara’nın politik dinamikleri neye vurgu yapıyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Ukrayna’yı işgal eden Putin haksızdır, bu haksızlığın cezasız kalması mümkün değildir. Fakat bu durum Rusya ile siyasi, ticari ve ekonomik ilişkilerimizi de zedelememelidir. Dış politikamız dengelidir, akılcıdır, sağduyuludur, çok boyutludur, millidir ve ön alıcıdır.
‘Buruşturulup atılacak bir kâğıt’
28 Şubat post-modern darbesinin yıl dönümünde, güdümlü altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adıyla 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Bizim nazarımızda buruşturulup atılacak kağıt parçasından farksızdır. Metni tarihi yapan tek şey, 28 Şubat zihniyetine uygun olarak “güçlendirilmiş istikrarsızlık” bildirisi olmasıdır. Bir anayasa önerisi değil, yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir... Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunların hepsini birden ayıklayıp, önüne kattığı gibi tarihin bodrum katına süpürecektir.
HALT ETMİŞ: Kılıçdaroğlu, NATO’nun 21’inci yüzyılda demokrasinin güvencesi olduğunu ileri sürerek halt etmiştir. Zillet ittifakının ana ortakları Ukrayna krizi esnasında majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiş, Biden’ın muhbiri olarak serpilmiş, fener ışığı gibi emperyalist ülkeleri selamlamışlardır. Ön sıralarda CHP olmak üzere, Ukrayna’da çatışmaların yaygınlaştığı bir sırada, Montrö’yü kasıtlı olarak yanlış yorumlayanlar, Kanal İstanbul’un çöktüğünü yazıp çizenler Türkiye’nin elini zayıflatmanın hesabını yapan çevreler olarak dikkat çekmiştir.