SiyasetBakan Karaismailoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması

Bakan Karaismailoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması

20.11.2020 - 00:33 | Son Güncellenme:

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul projesinin yalnızca İstanbul değil bir Türkiye projesi olduğunu belirterek, "İstanbul Havalimanı, kara yolu, demir yolu bağlantısı, lojistik merkezleri ve buradan geçecek bir su yolu olacak Kanal İstanbul'la birlikte dünyanın en önemli intermodel lojistik merkezi olacaktır." dedi. Karaismailoğlu, "İstanbul için bir şeyler yapmak isteyenler, belediyenin raflarındaki dosyaları aşağı indirmeleri yeterlidir." ifadelerini kullandı.

Karaismailoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2021 bütçesi üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Lojistik alanında, ülkenin ciddi bir coğrafi avantaja sahip olduğunu belirten Karaismailoğlu, şunları kaydetti:

"Kanal İstanbul bir İstanbul projesi değil, Türkiye projesidir"

Haberin Devamı

"Biz Türkiye'nin sadece 5-10 yılını değil, değişen dünyanın ekonomik hareketlerine uygun bir şekilde, 50-100 yıllık kaderini belirleyecek atılımları yapıyoruz. Bu anlamda özellikle dünyada güçlenen kuzey-güney ekonomik koridorları ve büyüyen doğu-batı aksında orta koridor ülkemiz için çok önemli. Dünyadaki yük akışının yüzde 90'ı deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir. 2020 yılında 12 milyon ton yük hareketi varken, 2030'da 25 milyon ton, 2050'de 95 milyon ton, 2100'de 150 milyon ton yük hareketinin olacağı lojistik master plan kapsamında hesaplanmıştır. Bu açıdan Asya, Avrupa ve Afrika arasındaki koridorlarda, Ege, Karadeniz ve Hazar çok daha fazla önem arz etmektedir. Doğu-Batı aksında kara bağlantısı ile kuzey-güney aksında deniz bağlantısıyla Türkiye bu açıdan çok stratejik bir konumda bulunmaktadır." 

Haberin Devamı

Bakan Karaismailoğlu, stratejik projelere değinerek, "Kanal İstanbul bir İstanbul projesi değil, Türkiye projesidir. İstanbul Havalimanı, kara yolu, demir yolu bağlantısı, lojistik merkezleri ve buradan geçecek bir su yolu olacak Kanal İstanbul'la birlikte, dünyanın en önemli intermodel lojistik merkezi olacaktır. Bu sayede kendi ekonomisini yaratan bir bölge olarak, sanatın, bilimin, yaşamın ve ekonominin yeni kalbi olacaktır. Bu açıdan Kanal İstanbul Projesi bir dünya projesidir. Çalışmalarımız aralıksız sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ulaştırma sektörünün karbon emisyonunu sıfırlamayı hedeflediklerini dile getiren Karaismailoğlu, bölünmüş yollar sayesinde yıllık 3 milyon 882 bin ton daha az karbon emisyonu oluştuğunu anımsattı.

Karaismailoğlu, ulaşım ve altyapı politikası kapsamında çevreci planlama yaptıklarına dikkati çekerek, fosil yakıt tüketmeyen elektrikli raylı sistemlere, yeni nesil yakıt politikalarına sahip araçlara, elektrikli araçlar ile şehir içi yürüme ve mikro mobil araçların kullanımının artırılmasına ağırlık verileceğinin altını çizdi.

YHT hatlarıyla 2020'de yıllık 480 bin ton, 2023'te de YHT hat uzunluğunun 3 bin 102 kilometreye ulaşmasıyla 1,2 milyon ton daha az karbon emisyonu sağlanmasının hedeflendiğini dile getiren Karaismailoğlu, sadece kara yollarında son 18 yılda 71 milyon 2 bin 264 fidan dikimi yapıldığını anlattı.

Haberin Devamı

Karaismailoğlu, ulaştırma ve lojistik master planı çalışmaları kapsamında demir yolunun payını ilk etapta yüzde 10'a çıkarmayı hedeflediklerini ifade ederek, bunun yanı sıra taşımacılık maliyetlerinin düşürülmesi için de çalıştıklarını söyledi.

Demir yollarını ülke geneline yaymak için çalıştıklarını anlatan Karaismailoğlu, elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmalarına hız verdiklerini, yeni çekilen araçları yerli ve milli olarak ürettiklerini kaydetti.

İstanbul'da 251 kilometre yapımı devam eden metro hattı bulunduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, Ulaşım Master Planı çerçevesinde yapılan söz konusu hatların, İstanbul'u örümcek ağı gibi donattığını söyledi.

Bugün için İstanbul'da 1 yıl sonra, 10 yıl sonra, 50 yıl sonra ne yapılacağının belli olduğunu anlatan Karaismailoğlu, "İstanbul için bir şeyler yapmak isteyenler, belediyenin raflarındaki dosyaları aşağı indirmeleri yeterlidir." diye konuştu.

Haberin Devamı

Karaismailoğlu, Haydarpaşa Garı'nın kullanılmaması dolayısıyla gelen şikayeti anımsatarak, şöyle devam etti:

"Haydarpaşa Garı, eski Türkiye'de kaldı. Yeni Türkiye'de Marmaray var. Marmaray'a Sirkeci'den Kadıköy'e, Ayrılıkçeşme'ye 5 dakikada gidebiliyorsunuz. Ayrılıkçeşme'den Kadıköy Kartal hattına binip Pendik Tavşantepe'ye kadar gidebiliyorsunuz. Pendik Tavşantepe'den önümüzdeki yıl Sabiha Gökçen Havalimanı'na kadar ulaşabileceksiniz. Hardarpaşa Garı'nda arkeolojik kazılar, Kurul denetiminde devam ediyor. Arkeolojik kazıların bitmesiyle burayı İstanbul'un hizmetine müze olarak sunacağız."

Karaismailoğlu, bölgede Kazlıçeşme-Sirkeci arasında düşük kapasiteli toplu taşıma aracıyla bu hattın kullanımını vatandaşın kullanımına açılacağını söyledi.

"YİD modeliyle yapılan projeler daha kısa sürede bitiriliyor"

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle alakalı eleştirilere değinen Karaismailoğlu, YİD modeliyle özel sektör dinamizmi, kamu deneyimi ve uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğini bir araya getirerek risk paylaşımı yapıldığını kaydetti.

Haberin Devamı

Karaismailoğlu, YİD modeliyle yapılan projelerin daha kısa sürede bitirildiğinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Yatırımın gerçekleştirilmesi ve işletme aşamalarında özel sektörün hızlı karar alma ve ileri teknolojiyi kullanma yeteneği kullanılmaktadır. Projelerin kısa sürede hayata geçirilmesiyle zaman tasarrufu, sürüş konforu, trafik güvenliği ve istihdam gibi sosyo ekonomik etkilerle rekabet gücünün artırılması sağlanmaktadır. Garanti ödemelerinin, tüm dünyada olduğu gibi projelerin hayata geçirilmesi için finansal destek mekanizması olan hizmet bedeli ödemesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu projeler, işletme bitiminde her türlü bakımı yapılmış olarak kamuya devri yapılacağından, projenin kalan ekonomik ömrü boyunca elde edilecek gelirlerin, bütçeye dahil olması da en önemli avantaj olarak görülecektir."

Aydın-Denizli Otoyolu'nun yapım maliyetlerinin tamamen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı uzmanları tarafından yapıldığını anlatan Karaismailoğlu, bu otoyolun yatırım maliyetinin 699 milyon avro olduğunu aktardı.

Söz konusu otoyolun 3 yıl yapım, 17 yıl bakım işletme maliyetinin 561 milyon avro olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, şöyle devam etti:

"Finans maliyeti 17 yılda 482 milyon avrodur. Yenileme ve ağır bakım maliyeti de 69 milyon avrodur. Bunların yapım, işletme ve finans maliyeti toplam 1 milyar 813 milyon liralık yatırım maliyeti ortaya çıkıyor. Bu işletme maliyetleri de kara yollarının benzer yaptığı işlerdeki işletme maliyetlerinden alınmıştır. Yine buradaki finans maliyeti de Dünya Bankasının en düşük kredilerinden hesaplanmıştır. 1 milyar 813 milyon avro maliyeti olan bir işin ihale bedeli de 1 milyar 549 milyon avrodur. Burası 3 yıl yapım 17 yıl işletme sonrasında tamamen kamuya devredilecektir."

"Yaptığımız işlerde verilemeyecek hiçbir hesabımız yok"

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de 2027'de tamamen devlete kalacağı bilgisini veren Karaismailoğlu, burada bakım işletme maliyetlerinin hiçbirine karışmadıklarını, garanti araç giderlerinin tamamen finansal modelin bir parçası olduğunu kaydetti.

Karaismailoğlu, Avrasya Tüneli'nden şu andaki pandemi döneminde bile 45 bin araç geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

"Hatta bunun 70 bini geçtiği günler olmuştur. Normal garanti verilen sayı 68 bindir. Biz, bu fizibiliteleri hazırladığımızda, bunlar daha işletmelerin ilk yılları, bu ilk yıllarda tabi ki garantilerin tamamını karşılayamayacaklar. Bunlar ortalama garantilerdir. Mutlaka bunlar zamanı geldiğinde tamamlanacaktır ama bu gibi projeler, 5 yıllık veya 10 yıllık projeler değil, yüzyıl, ikiyüz yıl memleketimize hizmet edecek projelerdir. İstanbul-İzmir Otoyolu, Orhangazi Köprüsü, 40 bin araç garantisi vermişiz, şu anda 36 bin araç geçiyor buradan. Yine birinci, ikinci ve üçüncü kesimde garantilerin üstüne çıkmışız. 4'üncü kesimde sadece yakın bir trafik var. Buradaki trafikleri ciddiye alalım. Biz bu İstanbul-İzmir Otoyolu'nu yapmasaydık, 8,5 saatte gidilen yol ,11-12 saatlere çıkacaktı. Eleştirilerinize açığız, tabi ki sizin görüşlerinize ihtiyacımız var. Bunları da değerlendirmemiz gerekiyor ama her şeye bu kadar çalışan arkadaşımız var. Arkamızda 400 bin kişinin sorumluluğu var. Biraz da moral motivasyon istiyor bu arkadaşlar. Yaptığımız işlerde verilemeyecek hiçbir hesabımız yok. Yine burada arkadaşlarımız, Sayıştay sorgularından bahsediyor. Sayıştay bir bulgudur. Bu bulgular, bize gelecek. Biz, bunların hepsine cevabımızı vereceğiz. O zaman bunları konuşuruz. Sadece bir dosya incelenmiş ve bir bulgu bulunmuş. Buradaki süreç de devam etmektedir."

Karaismailoğlu, 18 yılda toplam 910 milyar liralık yatırım yapıldığını dile getirerek, bunun sadece yüzde 18'inin Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yapıldığını dile getirerek, "Yüzyıla sığamayacak işleri, 18 yılda nasıl yapacaktık? Sadece yüzde 18'ini KÖİ modeliyle yaptık. Diğerlerini de öz bütçeden yaptık. Para olsaydı hepsini öz bütçeden yapardık. Tüm projelerimizi, Bolu Dağı'ndaki proje gibi yabancı firmaları mı bekleyecektik?" ifadelerini kullandı.

Projelerin 5 firmaya verildiğine ilişkin eleştirilere de Bakan Karaismailoğlu, şu cevabı verdi:

"Burada 5 tane firma diye söylüyorsunuz, binin üzerinde firma bakanlığımızla iş yapmaktadır. Bu binin üzerindeki firmaların içinde muhalefet partilerinin milletvekillerinin sahip olduğu müteahhitlik firmaları da var. Bizim burada en büyük müteahhitlerimizden birisi de eski CHP milletvekili. 5 firma diyerek, milletimizin kafasını bulaştırmanın anlamı yok. Bunlar ülkemize değer katan büyük projeler. Bunun sorumluluğunu hissediyoruz."

Diyarbakır'dan geçen demir yolu hattıyla ilgili bir soruya cevap veren Karaismailoğlu, "Yapılan çalışma, şeffaf bir ihata uygulamasıdır. Yayaların gelişigüzel emniyetsiz bir şekilde geçişi engellenerek, ihtiyaç olan noktalarda yaya üst geçidi yapılarak kontrollü bir şekilde yayaların geçinin sağlanması amaçlanmıştır." diye konuştu.

Proje başladığında şehirde konuyla ilgili bir sıkıntı olduğunu duyduklarını ekibiyle beraber hemen şehre giderek vatandaşlarla istişarelerde bulunduklarını belirten Karaismailoğlu, "Ekibimizle birlikte şehre gittik. Bunun yayaların güvenliği için olduğunu anlattık. Gerekli yerlerde yaya geçişleri yaparak sorunun çözülmesi için adım atılmıştır." ifadelerini kullandı.

Öte yandan 229 kilometrelik Halkalı-Kapıkule hattındaki çalışmaların da başladığını belirten Karaismailoğlu, söz konusu projeye ilişkin, "Bu hatta 200 kilometre/saat hıza uygun çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olarak hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapılabilecek yolcu ve tren hattı inşa edilmesine başlanmıştır. Projenin ilk etabındaki kesiminde yapım çalışmaları devam etmekte olup yüzde 20,5 fiziki ilerleme sağlanmıştır." bilgisini verdi.

"İki yıl içerisinde Çukurova bölgesinde havalimanını hizmete alacağız"

Çukurova Havalimanı'nın da yap-işlet-devret usulüyle yarın ihale edileceğini ifade eden Karaismailoğlu, "Yarın teklifler alınacaktır. İnşallah iki yıl içerisinde de Çukurova bölgesinde havalimanını hizmete alacağız." diye konuştu. 

Karayolları Genel Müdürlüğünce hazırlanan karayolları güzergah çalışmalarına başlanırken yerel yönetimler dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığını belirten Karaismailoğlu, "Tamamlanan hastanelerin bağlantıları Sağlık Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında gerçekleştirilmektedir. Örneğin, Adana, Bursa, Eskişehir, Başakşehir ve Kocaeli Şehir Hastaneleri bağlantıları bu kapsamda sağlanmıştır. İzmir Şehir Hastanesi bağlantısının da çalışmaları devam etmektedir. Gaziantep Şehir Hastanesi'nde ise ihale süreci devam etmektedir." ifadelerini kullandı. 

"Yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesini önemsiyoruz"

Ankara-İzmir YHT'nin üstyapı işlerinin tesisi için ihale yapıldığını belirten Karaismailoğlu, "Sözleşme imza aşamasına gelinmiş olup, kredi sözleşmesi çalışmaları devam etmektedir. Bu süreçlerden sonra yapım çalışmalarına başlanacaktır. Projede Ankara-Afyon ile Salihli-İzmir arası 30 ay, Afyon-Salihli arası ise 42 ay içerisinde tamamlanması hedeflenmemektedir." dedi.

Bakan Karaismailoğlu, yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesi, bu ürünlerin haberleşme altyapılarında kullanımının artırılmasına önem verdiklerini söyledi. Karaismailoğlu, yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: 

"İmtiyaz ve kullanım hakkı yetkilendirmeleri kapsamında Ar-Ge ve belirli oranlarda yerli ürün kullanımına yönelik operatörlere yükümlülükler getirdik. 2018-2019 yatırım dönemi itibarıyla yerlilik oranı yüzde 23'ü geçmiştir. Yerli ve milli baz istasyonu ULAK'a 2017'de yerli malı belgesi alınarak mobil şebekelerde 750'den fazla sahada kullanılmaya başlandı. Ayrıca ticari şebekelerimizde 583 sahada kullanılmaya başlanmıştır."

Siber güvenlikte yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının ulusal siber güvenlik stratejisi ve eylem planına girdiğini aktaran Karaismailoğlu, bu tür yerli ve milli teknolojilerin geliştirilerek kullanılmasını önemsediklerini bu yönde çalışmalar sürdürdüklerini ifade etti.

Karaismailoğlu, mobil kapsama projesiyle nufüsu 500 binin altında olan kırsalda yer alan ve operatörlerin coğrafi ve ekonomik zorluklar nedeniyle yatırım yapamadığı 61 yerleşim yerine mobil haberleşme altyapısını kurduklarını, önümüzdeki dönemde benzer durumdaki yerlerin tespit edilerek altyapı kurulumlarının tamamlanıp hizmete sunulacağını kaydetti.

Bilimsel yöntemlerle dünya çapında veri toplayan bir firmanın Eylül 2020 raporuna göre, Türkiye'nin mobil geniş bantta global sıralamada 54. sırada yer aldığını bildiren Karaismailoğlu, mobil internet hızında 2019 Ağustos'tan bu güne yüzde 25,8'lik bir artış görüldüğünü söyledi.

Karaismailoğlu, Giresun'da meydana gelen sel felaketinde anında ve yerinde müdahale ettiklerini kısa bir sürede ilgili bakanlıklarla koordineli çalışmayla afet sürecini yönettiklerini, kısa sürede çamuru kaldırıp asfalt attıklarını hatırlattı.

"Salgın döneminde 4 milyon 160 bin internet kurulumu yaptık"

Türkiye'de salgın döneminde 4 milyon 160 bin internet kurulumu yapıldığını aktaran Karaismailoğlu, "Bunun 950 bini nakil işlemidir. Sahada kurulu 20 milyon 250 bin port bulunmaktadır. Bunların 13 milyon 200 bininde müşteri olup diğerleri boştur. Eve kadar fiber hizmetinde mevcut müşteri sayısının 2,5 katından fazlasına hizmet verecek altyapı mevcuttur." diye konuştu.

Karaismailoğlu, Konya metrosu çalışmasını Bakanlar Kurulu kararıyla üstelendiklerini anımsatarak, etüt çalışmalarının tamamlandığını Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Belediyesi raylı sisteminin yapımı ve metro araçlarının alımı için dış finansmanlı olacak şekilde ihale gerçekleştiğini, kredi anlaşmasının ikmali ve onayı sonrası bu yıl sonuna kadar çalışmalara başlanmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Bakanlık olarak yaklaşık 400 bin personelle canla başla çalıştıklarını dile getiren Bakan Karaismailoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"83 milyon vatandaşımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Tek derdimiz var vatanımıza milletimize hizmet etmek. Sadece tek beklentimiz var vatandaşımızın duasını almak ve yaptığımız yatırımları vatandaşımız kullandığı zaman mutlu olmasıdır. Ülkemiz, milletimiz çok değerli projeleri, dünyanın en gelişmiş teknolojilerini hak ediyor. Biz de bunları vatandaşımıza sunma doğrultusunda canla başla, 400 binlik bir kadroyla memleketimizin en ücra köşesindeki arkadaşımızla birlikte alın terini dökmeye hazırız."

Bu arada, Bakan Karaismailoğlu'nun Sayıştay bulgularına ilişkin değerlendirmelerine, CHP'li milletvekilleri tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Bakan Karaismailoğlu'nun Sayıştay bulgularına ilişkin açıklamalarına yönelik "Sayıştay bulguları, idareye sorularak rapora yazılıyor. Sayıştay, raporundaki bulguları TBMM adına yaptığı denetim sonucunda yazar. TBMM de millet iradesini temsil eder. Siz bunların hiç birisine cevap vermediniz. 100 milyar liraya yakın bir harcamanız var." eleştirisinde bulundu.

Komisyonda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yanı sıra Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bütçeleri kabul edildi.