18.11.2012 - 12:45 | Son Güncellenme:
Adalet Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na, anadilde savunma ile hükümlülerin cezaevinde eşleriyle görüşmesine imkan tanıyan tasarı ile ilgili görüşlerini yazılı olarak bildirdi.
Yazıda, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İnfaz Kanunu’nda yapılan değişikliklere yer verildi.
Hükümlünün cezaevinde resmi nikahla evli olduğu eşiyle görüşme imkanının ödül olarak verildiği ifade edilen yazıda, ”azami ziyaret süresi uygulamak, tek kişilik odalarda televizyon bulundurma imkanı sağlamak, takdir belgesi, hediye ve tavsiye mektubu vermek, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerden öncelikli olarak ve daha uzun süreli yararlanmak” da diğer ödüller olarak belirtildi.
-Açık cezaevinde kalanlara ödül yok-
Görüşmenin yılda 4 kez (3 ayda bir) yapılacağı ve her defasında 3 saatten 24 saate kadar görüşülebileceği ifade edilen yazıda, açık cezaevinde bulunanlara bu ödülün verilmeyeceği vurgulandı.
Açık cezaevinde bulunan hükümlülere yılda 3 kez yol hariç 3 güne kadar verilen iznin 4 güne çıkarıldığı dile getirilen yazıda, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan mahkum olanlardan kapalı cezaevine girdikten sonra gebe kalanların hapis cezalarının geri bırakılmayacağı bildirildi.
Çocuk hükümlülerin, anne ve babası veya vasisiyle, personelin yakın nezareti olmaksızın aile görüşmesi yapmasının ödül olarak düzenlendiği ve görüşmenin 2 ayda bir yapılabileceği kaydedildi.
Yazıda, hazırlanmakta olan ödül yönetmeliğine göre, ödüllendirilebilecek tutum ve davranışlar şöyle sıralandı: -Disiplin cezası almamış veya kaldırılmış olmak.
-Tutum ve davranışları ile diğer hükümlü ve tutuklulara iyi örnek olmak.
-İyileştirme faaliyetlerine geçerli mazeret dışında sürekli ve etkin katılım göstermek.
-İş, eğitim ve öğretim faaliyetlerine geçerli mazeret dışında sürekli katılım göstererek başarılı olmak.
-Kurumdaki kişisel ve ortak kullanım alanları ile bu yerlerde bulunan eşyaların temizlik, düzen ve korunmasına azami özen göstermek.
-Kurum içi ya da dışındaki sosyal, kültürel veya sportif faaliyetlere etkin katılım göstermek.
-Kurum işleyişini sürdürmek için gerekli olan ortak işlerin yerine getirilmesinde istekli olmak ve üstün gayret göstermek.
-Kendisini, başkalarını veya kurum asayişini ya da kamu düzenini tehlikeye düşüren hukuka aykırı bir eylemi veya bulundurulması yasak olan eşyayı kurum idaresine haber vermek.
-Kurum düzeni ve asayişin sürdürülmesinde kurum idaresine yardım etmek.
-”Hükümlü ve tutuklulardan 38 bin 153’ü evli”-
Yazıda, 14 Kasım tarihi itibariyle cezaevlerinde 130 bin 261 hükümlü ve tutuklu bulunduğu ifade edilerek, bunların 99 bin 405’inin kapalı cezaevinde, 30 bin 856’sının açık cezaevinde bulunduğu bildirildi. Kapalı cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklulardan 38 bin 153’ünün evli olduğu belirtilen yazıda, bunların 36 bin 749’unun erkek, bin 404’ünün ise kadın olduğu vurgulandı.
Yazıda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlü sayısının bin 17; 380’i erkek, 16’sı ise kadın olmak üzere, bin 17 kişinin 396’sının evli olduğu ifade edildi.
Cezaevlerinde 378 hükümlü, bin 606 tutuklu olmak üzere bin 984 çocuğun bulunduğu vurgulandı.
-Hayatını yalnız idame ettirememe erteleme nedeni-
Yakınlarının ölümü veya hastalığı nedeniyle hükümlü ve tutuklulara verilen izinlerde bu kişilerin nerede kalacağı hususuna açıklık getirildiği belirtildi. Hükümlü veya tutuklunun; evinde, ikinci derece dahil kan kayım hısımlarının evinde, güvenli görülen başka bir yerde veya cezavinde kalabileceği kaydedilen yazıda, ikinci derece dahil kan ve kayın hısımları şöyle sıralandı: ”Çocukları, annesi, babası, eşinin annesi ve babası, kardeşleri, torunları, büyükannesi, büyükbabası, eşinin kardeşleri (kayınbirader, baldız, görümce) eşinin büyükannesi ve büyükbabası, gelini ve damadı.” İnfazın ertelenmesindeki, ”mahkumun hastalığının hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi şartının”, ”ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle hayatını yalnız idame ettirememe” şeklinde değiştirildiği ifade edilen yazıda, erteleme için, hükümlünün toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirmesinin yapılması gerektiğine işaret edildi.
Cezaevlerinde ağır hastalığı veya sakatlığı bulunan 310 hükümlünün bulunduğu bildirildi.
Hükümlünün isteğiyle cezanın ertelenmesinin kapsamının genişletildiği belirtilen yazıda, ”Mevcut düzenlemede sadece 3 yıl ve daha az süreli hapis cezaları için öngörülen erteleme, kasten işlenen suçlardan 3 yıl, taksirle işlenen suçlardan ise 5 yıl ve daha az süreli hapis cezaları bakımından düzenlenmektedir. 6 aylık erteleme süresi ise 2 yıla çıkarılmaktadır” denildi.
Erteleme imkanından; terör suçlarından, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanların faydalanamayacağı bildirildi.
-Ailenin ticari faaliyetleri-
Yazıda, 6 ayı geçmeyen sürelerle infaza ara verilebilmesi şartlarının arasına, ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin olanaksız hale gelmesi de eklendiği kaydedildi.
Kasten işlenen suçlarda 3 yıl, taksirle işlenen suçlarda ise 5 yıldan az hapis cezalarının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılamayacağı ifade edilen yazıda, hükümlülerin kapalı cezavlerinden açık cezaevlerine nakillerinde, cezaevi görevlilerinin nezaret etmesi şartının kaldırıldığı vurgulandı.
Açık cezaevinde bulunanlardan bir kısmının cezalarının infazına denetimli serbestlik tedbiri altında devam edileceği dile getirilen yazıda, ”Son 6 aydır açık cezaevinde bulunan, koşullu salıverilmelerine 1 yıldan az süre kalan ve iyi halli olanlar, cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle dışarıda infazına karar verilebilecek” denildi.
Yazıda, ”açık cezavinde cezasının son 6 ayını kesintisiz olarak geçirmek” koşulunun 31 Aralık 2015 tarihine kadar uygulanmayacağı kaydedilerek, bu değişiklikle, yaklaşık 12 bin hükümlünün açık cezaevlerinden denetimli serbestliğe ayrılmasının söz konusu olacağı belirtildi.