15.12.2024 - 07:23 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Suudi Arabistan'ın kuzeybatısında iddialı bir vizyon şekilleniyor. Bu vizyon, kentsel yaşamı yeniden tanımlamayı ve mimari inovasyonun sınırlarını zorlamayı vadediyor. Bu dönüşüm çabasının merkezinde, cüretkar ölçeği ve çığır açan konseptleriyle küresel ilgiyi üzerine çeken fütüristik bir megakent olan NEOM projesi yer alıyor. 1 trilyon dolarlık proje, yaklaşık 26 bin 500 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. İnşaat çalışmaları tüm hızıyla devam eden projenin şaşırtıcı malzeme gereksinimlerine ilişkin son ortaya çıkan bilgiler ise, küresel inşaat sektöründe adeta şok etkisi yaratıyor. Çünkü Suudi Arabistan ünlü NEOM projesi için dünyadaki tüm çeliğin beşte biri gibi büyük bir kısmını kullanıyor.
HEDEF, DOĞRUSAL BİR ŞEHİR YARATMAK
NEOM projesi, bundan yedi yıl önce Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından açıklandı. Krallığın ekonomisini çeşitlendirmek ve petrol gelirlerine olan yoğun bağımlılığı azaltmak için kapsamlı bir plan olarak tasarlanan bu fütüristik megakent projesi, Suudi Vizyon 2030'un temel taşı olarak görülüyor. Söz konusu proje, Veliaht Prens'in duyurusuyla birlikte dünyada eşi benzeri olmayan bir şehir yaratma vaadiyle küresel toplulukta büyük yankı uyandırıyor.
Kulağa imkânsız gelse de Suudi Arabistan’ın devasa projesi NEOM, gerçekten de dünyadaki çeliğinin tam tamına yüzde 20’sini tüketiyor. NEOM’un çelik tüketiminin bu denli fazla olmasının arkasında ise, projenin inanılmaz bir ölçekte ve oldukça karmaşık olması yer alıyor. Özellikle projenin amiral gemisi olan, alışılmış şehir anlayışına yepyeni bir soluk getirecek olan The Line (Çizgi), doğrusal bir şehir yaratma projesi olarak biliniyor.
HER YERE 5 DAKİKADA GİDİLECEK
170 kilometre uzunluğunda, 500 metre yüksekliğinde ve tamamen aynalı bir dış cepheye sahip olacak şekilde tasarlanan The Line, hem dış mekân hem de iç mekân için oldukça fazla çelik kullanılması gereken bir proje olarak karşımıza çıkıyor. İki gökdelenden oluşan ve 170 kilometre uzunluğunda olması planlanan şehir, 9 milyon nüfusa ev sahipliği yapacak. Burada yaşayanlar, yıl boyunca hüküm süren bir mikro iklime sahip çölde hayatlarını sürdürecek ve ihtiyaç duydukları her türlü hizmete 5 dakikalık yürümeyle ulaşabilecek.
Ancak NEOM tabii ki sadece The Line ile sınırlı değil. Proje; Oxagon (yüzen bir endüstriyel merkez), Trojena (çölde bir dağ tatil köyü), Sindalah adası (bir ada cenneti) ve daha pek çok mega kentten sorumlu. Böyle düşünüldüğünde her biri farklı tasarım ve mühendislik gereksinimlerine sahip olan mega projelerin oldukça fazla miktarda çelik tükettiği görülüyor. Sadece dayanıklılık değil, enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve yenilikçi tasarımlar açısından da çeliğe ihtiyaç duyuluyor. Bu durum da Suudi Arabistan’ın tüm mega projelerine çelik sağlamak için dünyadaki çeliğin yüzde 20’sini kullanmasına neden oluyor.
DÜNYA GENELİNDE ÇELİK ARZINI SIKINTIYA SOKABİLİR
Sadece NEOM’un çelik talebinin yüzde 20’lik bir pay ile dünyadaki çeliğin büyük kısmına tekabül etmesi, dünya genelinde çelik arz ve talep dengelerini ciddi şekilde etkileyebilir. Talebin fazlalığı ve çelik arzında yaşanacak olası sıkıntılar da çelik fiyatlarında artış yaşanmasını kaçınılmaz hâle getirebilir. Ayrıca bu denli yüksek bir tüketimin devamlılığı hâlinde çelik tedarik zincirinde sıkıntılar yaşanabilir ve nispeten daha küçük ve orta ölçekli projelerin, çeliğe erişimde sorunlar baş gösterebilir. Mesela gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı projeleri bu durumdan etkilenebilir.
ÇEVRESEL ETKİLERİ NASIL OLACAK?
Son olarak, çelik üretimi oldukça enerji yoğun bir süreç olduğundan artan talebe yetişmek için artan üretim göz ardı edilemeyen çevresel etkiler doğurabilir. Özetle, NEOM geleceğin şehirlerini inşa ederek Suudi Arabistan ekonomisinin petrole bağımlılığını azaltmayı amaçlarken, bugünün kaynaklarını da sonuna kadar kullanıyor gibi görünüyor.