Oğuz Kara

Oğuz Kara

kara@oguzkara.av.tr

Tüm Yazıları

Evde dolaplarımı düzenlerken genelde bilgisayarımda açık bir sohbet programı veya podcast olur. Son zamanlarda bolca valiz hazırlayıp boşalttığım ve yemek yapmaya merak saldığım için çok fazla söyleşi dinleme fırsatım oldu. 

Dinlediğim sohbetlerden biri de Gırgır isimli youtube kanalındaki söyleşiler. Bu kanalda, popüler gündem maddeleri üzerine Musa ve Gökhan isimli iki arkadaşın söyleşi yapıyorlar. Bugün programda Kaliforniya eyaletindeki çocuklar üzerinden ebeveynlerin sosyal medya içeriği üretmesine istinaden yapılan yasal düzenlemelerden bahsediyorlardı. Benim kulaklarım tabii ki hemen dikkat kesildi. Biliyorsunuz geçtiğim günlerde bu konuya özel bir yazı hazırlamıştım. Ben de hemen bu haberi not aldım ve konuyu araştırdım. 

Haberin Devamı

Dijital Dönemde Çocukların Hakları: Influencer Yasaları Ne Anlatıyor? 

Sosyal medya çağında, içerik üreticileri yalnızca bireysel kimliklerini değil, ailelerini ve çocuklarını da bu dijital sahnede ön plana çıkarıyor. Özellikle aile vlogları, ebeveynlerin çocuklarını günlük yaşamın bir parçası olarak içeriklerine dahil etmesiyle büyük bir sektör haline geldi. Ancak çocukların bu içeriklerde görünmesi, hem etik hem de yasal boyutta ciddi tartışmalara neden oluyor. İşte tam da bu noktada, ABD’de yürürlüğe giren yeni yasalar, çocuk influencer’ların haklarını güvence altına almayı amaçlıyor. 

Illinois ve Minnesota: Çocukların Geliri Koruma Altında 

ABD'de Illinois ve Minnesota eyaletleri, çocukların influencer içeriklerinden elde edilen gelirlerinden adil bir pay almasını sağlamak adına öncü adımlar attı. Illinois’de 2023’te kabul edilen yasa, 1 Temmuz 2024 itibarıyla yürürlüğe girdi ve 16 yaş altındaki çocukların içeriklerden elde edilen kazançlarının belirli bir yüzdesinin bir tröst hesabına yatırılmasını zorunlu kıldı.

Peki tröst hesabı nedir? Ülkemizde alışık olmadığımız bu hesap, çocuğun gelecekte finansal güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulan ve belirli yaşa geldiğinde kullanabileceği bir fon olarak düşünülebilir. 

Minnesota ise Temmuz 2025’de yürürlüğe girecek benzer bir yasa ile bu süreci daha da ileri taşıyor. Minnesota yasası, çocukların içeriklerde yer alma oranını ve elde edilen gelir seviyesini baz alarak hesaplama yapıyor ve aynı zamanda 14 yaş altı çocukların içerik üretiminde yer almasını yasaklıyor. 

Haberin Devamı

Kaliforniya’dan Daha Kapsamlı Bir Düzenleme 

Kaliforniya ise bu yıl yürürlüğe giren yeni yasalarıyla çocuk influencer’ların haklarını daha da ileri bir noktaya taşıyor. Coogan Yasası kapsamında, çocuk influencer’lar artık “çocuk sanatçılar” olarak kabul edilecek ve içeriklerinden elde edilen gelirlerinin %65’i onlar için açılan bir tröst hesabına yatırılacak. Ayrıca, içerik üreticilerinin bu hesapların varlığını doğrulaması gerekecek. Kaliforniya’nın bir diğer düzenlemesi olan Çocuk İçerik Üreticileri Hakları Yasası, sadece profesyonel anlaşmalar çerçevesinde çalışan çocukları değil, ebeveynleri tarafından sosyal medyada içeriklere dahil edilen çocukları da koruma altına alıyor. 

Çocukların Dijital Hakları İçin Önemli Bir Adım 

Haberin Devamı

Bu yasalar, çocuk haklarının dijital dünyada da korunması gerektiğine dair önemli bir farkındalık yaratıyor. Sosyal medyada fenomen olan çocukların gelirlerinin sadece ebeveynlerin kontrolünde olması, geçmişte birçok kötüye kullanım vakasına neden olmuştu. Özellikle 90’lı yıllarda Hollywood'da yaşanan benzer sorunlar, Coogan Yasası’nın temellerini atmıştı. Şimdi ise bu yasalar, influencer dünyasına da uyarlanarak çocukların maddi haklarını güvence altına almayı amaçlıyor. 

Bu gelişmeler, küresel ölçekte çocuk influencer’ların haklarının korunması konusunda bir örnek teşkil ediyor. Türkiye’de ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde de benzer düzenlemelerin gündeme gelip gelmeyeceği merak konusu. Dijitalleşmenin hızlandığı bu çağda, çocukların sadece birer içerik unsuru olarak değil, birey olarak haklarını koruyacak yasal çerçevelerin oluşturulması şart. 

Konu çocuk psikolojisi açısından da önemli. Psikologlar, çocukların erken yaşta sosyal medya figürü olmasının onların kimlik gelişimi üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceğini belirtiyor. Ebeveynlerinin yönlendirmesiyle kamera karşısına geçen çocuklar, birçok acımasız eleştirinin hedefi olabiliyor veya kaldıramayacakları bir ilginin muhatabı olabiliyorlar. Çocuklar ilerleyen yaşlarda kendi tercihlerini sorgulamaya başlayabiliyor ve mahremiyet ihlali hissedebiliyorlar. 

Sonuç: Dijital Etik ve Çocuk Hakları 

Gelecekte influencer sektörünün nasıl evrileceği belirsiz olsa da, çocukların haklarının bu denli önemli bir gündem maddesi haline gelmesi umut verici. Türkiye’de de benzer yasaların hayata geçirilmesi, çocukların hem maddi haklarını hem de mahremiyetlerini korumak adına önemli bir adım olacaktır. Ebeveynlerin ve içerik üreticilerinin, çocukların mahremiyetine ve maddi haklarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Aksi halde, yeni yasalar sadece bir başlangıç olacak ve daha katı düzenlemeler kapıda olabilir. Dijital dünyada çocukların yalnızca bir “vitrin” değil, bağımsız bireyler olarak görülmesi gerektiğini unutmamalıyız.