05.11.2024 - 06:32 | Son Güncellenme:
Derleyen: Melike Sarıkaya / Milliyet.com.tr - 2008 yılında ABD'de yer alan Şikago'nun mali zorluklar yaşaması üzerine dönemin Belediye Başkanı Richard M. Daley, şehrin parkmetrelerini özelleştirme kararı aldı. 75 yıllık bir kiralama anlaşması karşılığında yaklaşık 1,15 milyar dolar alarak anlık bir nakit akışı sağladı. Ancak anlaşma sonrasında parkmetrelerin hakları, Morgan Stanley liderliğindeki bir konsorsiyuma devredildi ve bu konsorsiyumun hisselerinin yüzde 25’i Abu Dabi Yatırım Kurumu (ADIA) tarafından satın alındı. Artık parkmetre gelirleri Şikago'nun yerel ekonomisi yerine Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) yatırımları destekliyor. Şikago halkı için park ücretleri her yıl düzenli olarak artmaya devam ederken, şehir yönetimi parkmetreleri geri almak istese bile bu imkânsız hale geldi. Peki ama neden?
NAKİT İHTİYACINI KARŞILAYACAKTI, BORÇLU KALDI
2008'deki küresel ekonomik kriz, birçok şehir gibi Şikago’yu da mali anlamda zor durumda bıraktı. Şehir yönetimi, anlık nakit ihtiyacını karşılamak için hızlı ve kalıcı çözümler arayışına girdi. Dönemin belediye başkanı Richard M. Daley, bu durumu parkmetrelerin özelleştirilmesi önerisiyle çözmeyi hedefledi. Daley’in önerisi doğrultusunda özel bir yatırımcıyla 75 yıllık bir kiralama anlaşması yapıldı ve Şikago kısa vadede 1,15 milyar dolar gibi büyük bir gelir elde etti. Ancak bu kısa vadeli çözüm, uzun vadede şehir için pahalıya mal oldu.
Şikago’nun parkmetrelerinin kiralanması, ABD’de bir belediyenin yabancı bir yatırımcı tarafından dolaylı olarak yönetildiği ender olaylardan biri olarak tarihe geçti. Anlaşma sonrasında Şikago’daki parkmetrelerin yönetimi ve kontrolü Morgan Stanley liderliğindeki bir konsorsiyuma verildi. Kısa bir süre sonra Abu Dabi Yatırım Kurumu, bu konsorsiyumun yüzde 25 hissesini satın aldı. Böylece park için ödeme yapan binlerce Amerikalı, farkında olmadan BAE’deki yatırımları finanse etmeye başladı. Bu durum, Şikago’nun ekonomik kriz zamanında anlık nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptığı parkmetre özelleştirmenin beklenmedik sonuçlarını ve yerel yönetimlerin küresel sermaye karşısında nasıl güçsüz kalabildiğini gözler önüne serdi.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ 500 MİLYON DOLAR KÂR ETTİ
Parkmetrelerin kiralanması Şikago için anlık bir mali kazanç sağlasa da uzun vadede şehir için büyük bir maliyete dönüştü. Anlaşmaya göre, park ücretleri 75 yıl boyunca Şikago'nun kontrolü dışında belirlenecek ve fiyatlar arttıkça kazançlar BAE’ye akmaya devam edecek. Anlaşmanın yapılmasından sonraki ilk 12 yıl içinde, Abu Dabi Yatırım Kurumu ve diğer ortaklar ilk yatırımlarını geri kazanıp 500 milyon dolar kâr elde etti.
Öte yandan Şikago’nun kamu hizmetlerinden elde ettiği gelir, park alanları üzerinde kontrolünü kaybetmesiyle sürekli olarak azaldı. Belediye, parkmetre gelirlerini altyapı, eğitim veya sağlık gibi kamu hizmetlerine aktaramadığı gibi, şehrin genel bütçesinde sürekli bir açık oluşmaya başladı. Artan park ücretlerine rağmen park yerlerinden elde edilen gelirler yerel kamu harcamalarına katkı sağlamadığından, şehir sakinleri yüksek ücretlerden şikayet ederken, şehir yönetimi ise 75 yıllık uzun bir anlaşma nedeniyle herhangi bir yaptırımda bulunamıyor. Şu anda anlaşmanın bitmesine 59 yıl kaldı.
TAZMİNAT ŞARTI VAR
Şikago'nun parkmetrelerini özel sektöre devretme anlaşması, yalnızca gelirlerin yurtdışına akmasıyla değil, aynı zamanda kentin altyapı projelerini kısıtlayan ağır tazminat şartlarıyla da eleştiriliyor. Anlaşmaya göre herhangi bir park alanı geçici veya kalıcı olarak devre dışı kalırsa, Şikago Belediyesi bu kaybın bedelini yatırımcı konsorsiyuma, yani Chicago Parkometreler LLC’ye ödemek zorunda kalıyor. Örneğin bir sokak geçit töreni, yol bakımı, elektrikli araçlar için şarj istasyonları kurulması veya bisiklet yollarının genişletilmesi gibi nedenlerle herhangi bir park alanı kullanılamazsa, şehir tahmini gelir kaybını şirkete tazmin etmek zorunda kalıyor.
Başlangıçta önemsiz görünen bu tazminat şartı, zamanla şehrin kentsel altyapısının düzenlenmesi ve sürdürülebilir ulaşım projelerinin hayata geçirilmesi konusunda engeller yaratmaya başladı. Yatırımcılar için avantajlı olan bu düzenleme, yerel yönetim için büyük bir maliyet anlamına geldiğinde, şehir yönetimi bu tür projelere kaynak ayırmak yerine tazminat ödemelerinden kaçınmak adına bazı gelişmeleri ertelemek zorunda kaldı ve bu durum halen devam ediyor.