08.11.2020 - 03:03 | Son Güncellenme:
Özlem Ülkü
Vegan yaşama gün geçtikçe ilgi artıyor. Öyle ki artık neredeyse herkesin vegan olduğunu söyleyen bir arkadaşı veya tanıdığı bulunuyor. Peki ama beslenmeden de öte “yaşam tarzı” olarak tabir edilen veganlığın popülaritesi hızla artarken veganların hayatını kolaylaştıracak ipuçları neler? Türkiye Vegan Derneği’nin kurucu başkanı, Türkiye’deki ilk vegan aktivistlerden Ebru Arıman’ın görüşlerine başvurduk.
“Gıdaların pahalı olduğu algısı yanlış”
Vegan beslenme konusunda ülkemizin şanslı bir coğrafyada olduğunu söyleyen Arıman, “Dört mevsim rengarenk meyve sebzelere ulaşabiliyoruz. Yaşadığımız toprakların kültür mozaiği yemek çeşitlerimizi de zenginleştirmiş. Özellikle Akdeniz ve Ege mutfağı tam bir vegan cenneti. Bu doğrultuda beslenme konusunda birçok ülkeden şanslıyız” diyor.
Vegan gıdaların “pahalı” olduğu yönündeki algının ise yanlış olduğunu söylüyor: “Zeytinyağlı yemeklerin, mezelerin ve otların et yemeklerinden daha pahalı olduğunu söyleyebilir misiniz? Yağlı tohumlar, baklagiller, meyveler... Kuru baklagiller tam bir protein kaynağı, hayvan bedeni ile kıyaslandığında ekonomik ve besleyici bir alternatif. Kalsiyum için koyu yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar daha ucuz ve sağlıklı alternatifler. Bütün alternatiflerimiz lif açısından zengin”. Yalnız ithal hammaddesi olan ürünlerin fiyatlarının yüksek olduğunu bunların da temel ihtiyaç olmadığını dile getiriyor: “Vegan peyniri kajudan yapıyorsanız yüksek bir etiketi olabiliyor. Yulaf, soya, pirinç, badem gibi farklı tohumlar bitkisel süt olarak kullanılabilir. Bu tür ikame ürünler her vegan için elzem değil.”
Restoranlar veganlıktan uzak
Restoranlarda vegan alternatiflere yer verilse de çoğunlukla vegan tanımından uzak olduklarını dile getiren Arıman, veganların da dışarıda yemek yerken çoğu şeyi sorgulamalarını öneriyor: “Zararsız görünen ve bitkisel servis edilen bir humus, kemik suyuyla harmanlanmış olabiliyor. Ya da üzerinde gezdirilen sos tereyağlı olabiliyor. O nedenle menüde vegan gibi görünen şeyleri çoğu zaman sorgulamalıyız.”
“Vegan ürün/hizmet etiketine dikkat”
Bir ürünün vegan olabilmesi için hem içerikte hem de üretim esnasında hayvansal maddelerin kullanılmaması gerekiyor. Arıman vegan ürün/hizmet etiketlerinin bu durumu çözmeye yardımcı olduğunu dile getiriyor: “Uluslararası vegan/vejetaryen ürün/hizmet etiketi V-LABEL bu amaçla geliştirilmiş dünyanın en yaygın etiketi. European Vegetarian Union himayesinde tüm dünyada ürün/hizmet lisansı veriyor. V-Label’ın Türkiye’deki faaliyetlerini dernek olarak biz yürütüyoruz. Şu anda Türkiye’de 2000’in üzerinde lisanslı ürün var.”
Türkiye Vegan Derneği çatısında kurulan Vegan Akademi hukukçular, doktorlar, diyetisyenler, çevre bilimcilerle üniversitelerde paneller düzenliyor.
“Gençler daha cesur”
Vegan aktivizmin özellikle üniversiteliler arasında yaygın olduğunu anlatan Arıman, bunun sebebinin ise gençlerin yaşamı sorgulamaları olduğunu söylüyor: “Gençler, toplumun ‘normal’ olarak sunduğu davranışların altında aslında sorgulanmayan gerçeklikler olduğunu fark ediyor. Teknolojinin ulaştığı noktada etkileşim de artırıyor. Gerçeklerle yüzleşmek yetişkinler için konfor alanının daralmasıyken, gençler gerçeklerle yüzleşmek konusunda daha cesur ve adil davranabiliyor.”