20.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
Enstitülerde üretilen kıyafetlerin sergilenmesi yoluyla ilk modaevleri kuruldu, mankenlik mesleğinin ilk tohumları böyle atıldı. Oyuncu Sophia Loren’den ABD Dışişleri Bakanı’nın eşi Patricia Haig’e dönemin siyaset ve sanat çevresinin önde gelen isimleri enstitülerin müşterisi oldu. Mevhibe İnönü’den Berrin Menderes’e, Semra Özal’dan Emine Erdoğan’a hemen her başbakan ve cumhurbaşkanı eşi, enstitüden kıyafet sipariş etti.
Bugün 23 ilde tam 24 Olgunlaşma Enstitüsü bulunuyor. Ve bu enstitüler, parlak geçmişindeki öncü rolünü yeniden üstlenmek üzere kurumsal bir dönüşümden geçmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayesinde geliştirilen proje, Olgunlaşma Enstitüleri’nin eğitim ve tasarım vizyonlarını desteklemek üzere akademi, moda ve tekstil sektörüyle iş birliğine dayanıyor. Proje kapsamında hazırlanan “Türk İğnesinin Mucizesi” adlı bir kitap da bulunuyor. Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Semra Kır Şimşek’in imzasını taşıyan bu kitap, Olgunlaşma Enstitüleri tarihini detaylarıyla öğrenmek için de bir başucu kaynağı. Olgunlaşma Enstitüleri’ni nasıl bir dönüşümün beklediğini, yolu enstitüyle kesişenlerden dinledik.
Güngör Dursun
1970 Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü Mezunu
1969-1970 yıllarında Beyoğlu’ndaki Refia Övünç Olgunlaşma Enstitüsü’nde nakış alanında eğitim aldım. Sonrasında Üsküdar’da kendi atölyemi açtım. 5 kişiyle başladım, 15 kişiye kadar çıktığımız oldu. Çok başarılı öğrenciler yetiştirdim. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok sergimiz oldu. Kıyafetten örtüye kadar aklınıza gelen her şeyi çalışıyorduk. O dönem Refia Hanım’la (Övüç) tanışma şansım da olmuştu. Emirgan’daki evinde sandıktan çıkarıp bir makara sim vermişti bana, “Sen bunu güzel değerlendirirsin” diyerek. Ben de ona çok güzel bir yatak örtüsü işlemiştim.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü
Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü olarak bu yıl 30. yaşımızı kutluyoruz. Bugüne dek on binin üzerinde kursiyerimiz oldu. Beceri geliştirme kursları ve meslek edindirmeye yönelik iki yıllık eğitim programının yanı sıra geleneksel el sanatlarımızı gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttüğümüz çeşitli Ar-Ge çalışmalarımız var. Bu kapsamda, örneğin bizim bünyemizde taşınabilir kültür varlıklarımızın restorasyonu ve konservasyonu üzerine bir laboratuvarımız mevcut. Bundan sonrası için de gerek Türk dokumacılığının yeniden canlandırılması gerek Türk motiflerinin tek bir kitapta toplanması gibi çok çeşitli çalışmalarımız olacak. Özellikle de danışma kurulumuzun yardımıyla Türk giyim kuşam kültürünü, dünyaya açılacak tasarımlarla gündeme getirmeyi hedefliyoruz.
Semra Kır Şimşek
“Türk İğnesinin Mucizesi” kitabının yazarı
“Türk İğnesinin Mucizesi”, Türkiye’deki mevcut 24 Olgunlaşma Enstitüsü’nü ve kurumsal tarihlerini kapsaması bakımından bir ilk. Bu enstitüler, 1945’te kurulduğunda kız enstitüleri ve akşam kız sanat okullarından mezun öğrencilere daha üst seviyede bir eğitim sunma amacı taşıyordu. Bugünse, geleneksel el sanatları ve giyim kültürünü asıllarına sadık kalarak koruma ve geliştirmenin yanı sıra bu geleneğin usta çırak ilişkisiye devam etmesi misyonunu taşıyor. Bu anlamda her enstitü, bulunduğu çevrenin geleneksel sanatlarına uygun tasarım ve eğitime odaklanıyor ve yeni ustalar yetişiyor. Dolayısıyla alınan eğitimin katma değere dönüştürülmesi amacıyla işyeri açmaya izin veren ikinci bir diploma sunuyoruz. Bundan sonrası için de tasarım kalitemizin uluslararası çapta tanınması yönünde çalışmalarımız olacak.
Suzan Toplusoy
Roman Mağazaları Kreatif Direktörü
Olgunlaşma Enstitüleri çok köklü bir kurum. Moda sektörü tarihimizde çok önemli bir yeri var. Benim de Danışma Kurulu’nda yer aldığım proje kapsamında, Olgunlaşma Enstitüleri’nin çağı yakalayacak şekilde zanaat ve sanatla buluşması hedefleniyor. Bunun için önce eğiticilerin eğitilmesi ve usta eğiticilerin yetişmesi çok önemli. Çünkü her şehrin kendine özgü geleneksel zanaati var ama birçoğu kaybolmaya yüz tutmuş. Bunların yaşatılması usta eğiticilerin yetişmesine bağlı. Bu süreci de tasarım ve pazarlamayla birlikte yöneterek uzun vadede markalaşma hedefini koyuyoruz. Aslında bir özüne dönme projesi ve uzun vadede Türk zanaatini tekrar şahlandırma potansiyeli taşıyor. Ben de daha çok tasarım ve vizyon tarafıyla ilgileniyorum.