06.05.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Yalvaç Ural/MİÇO
Okul etkinlikleri çerçevesinde, bu kez Osmaniye Belediyesi’nin davetiyle okullarda söyleşi ve drama gösterileri düzenlemek üzere Osmaniye’ye gittik. Belediye Başkanı Kadir Kara’nın söylediğine göre, bugüne dek yaptıkları en kapsamlı çocuk etkinliklerinden biriymiş bu. Zaten kentin yol boyunca asılmış duvar afişlerine bakınca da bunu hemen anladık...
Önce bu etkinlik çerçevesinde bizimle birlikte Mutlu Çocuk Kütüphanesi’nin açılışını gerçekleştirdik. Burası, okuma alanıyla iki ayrı bölümden oluşan, ilköğretim çocuklarına yönelik butik bir kütüphaneydi. Ayrıca, ilk sayısı etkinlikle birlikte dağıtılan Mutlu Çocuk Dergisi’nin tanıtımı da yapıldı. Özellikle 23 Nisan etkinliği çerçevesinde hazırlanan bu dergi, baskısı ve içeriğiyle oldukça kaliteli. İlk sayısı şiirler, öyküler, bilmece-bulmaca ve oyun sayfalarından oluşuyor. Üstelik de ilin tüm çocuklarına ücretsiz dağıtılıyor. Kütüphane açılışının ardından Osmaniye Kültür Merkezi’ne gittik: Oldukça görkemli ve konforlu bir salon. Osmaniye ilindeki 33 ilköğretim okulundan getirilen çocuklardan oluşan 750 kişilik bir öğrenci ve öğretmen grubuyla ilk söyleşimizi yaptık. Akşam öğretmenler ve veliler için Yalvaç, “Günümüzde çocuk olmak, değişen çocuk, çocuklar ve popüler kültür, dünya çocuklarıyla ülkemiz çocukları arasındaki farklılıklar” üzerine bir konuşma yaptı.
Osmaniye, ülkemizin en çok yerfıstığı yetişen bölgesiymiş. Türkiye’de üretilen yerfıstığının yüzde 80’i Osmaniye’den çıkıyormuş. Öncülüğünü Vali Celalettin Cerrah’ın yaptığı Beymail mağazalarında; fıstık, fıstıktan yapılan çikolata ve şekerlemelerin yanı sıra yöreye özgü fıstık sabunu da satılıyor.
Ertesi gün Osmaniye Kültür Merkezi’nde başlayan etkinlik öncesi, oldukça başarılı çocuk müzisyenlerin yer aldığı mehter takımı bizlere ve öğrencilere harika bir konser verdi. Doğrusunu söylemek gerekirse pek çok yetişkin mehter takımından daha başarılıydı bu takım. Mehter takımı ve palyaçoların gösterisinden sonra bizim söyleşimiz başladı.
Osmaniyeli çocuklarla ilk karşılaşmamız olduğu için, geçmiş yıllarda yaptığımız drama programlarını bir dizi içinde burada da uyguladık. Mutlu Çocuk Kütüphanesi’nden en çok kitap alıp okuyan öğrencilere ödülleri verildi. Daha sonra İl Milli Eğitim Müdürü’nün de katıldığı öğretmen ve öğrencilerle iki ayrı okulda iki söyleşiye katıldık: Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu ve Vali İsmail Fırat İlköğretim Okulu.
Bütün bu etkinlik boyunca Belediye Başkanı Kadir Kara Bey, Fatma Teke Hanım, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Hüseyin Azizoğlu ve öğretmenler bizleri hiç yalnız bırakmadılar. Önümüzdeki yıl yapılacak olan Zorkun Yaylası Çocuk Şenliği’ne şimdiden bizi davet ettiler. Osmaniyeli çocukları, kent yöneticilerini, öğretmenlerimizi çok sevdik. Öğrencilerin kollarımıza taktıkları limon çiçeklerinin kokusunu hâlâ burnumuzda duyar gibiyiz...
1936 yılının kasım ayında Adnan Saygun ile birlikte Anadolu yollarında köy köy, oba oba gezen Bela Bartok; Türk halk müziği ile Macar müziği arasındaki bin yıllık akrabalığı ortaya çıkarmak için 65’i Türk ve yine 39 kayıt silindiri de halk müziği parçalarından oluşan bir derleme yapmıştı...
Osmaniye’de bir Bela Bartok Müzesi olabileceği hiç aklımıza gelmezdi. Türk ve Macar kültürleri; tarih boyunca iç içe geçmiş ve geçmişe dayanan kültürel, folklorik benzerliğin izlerini taşır. Ülkemizde Prens Rakoczi ve Mikes Kelement’in de kaldığı Tekirdağ’da bir anı evi vardır. Ayrıca İzmit Kocaeli’nde İmre Thököly Anı Evi, Kütahya’da Kossuth Müzesi. Ama Bela Bartok gibi yalnızca Macar, Avrupa müziğinin değil, çağa damgasını vuran evrensel kültür çalışmalarına imza atan bu müzik ustasının Osmaniye’de müzesini görünce, ülkemizdeki kültür köşelerinden birini daha atladığımızı düşündük. Tabii hemen tarihsel belgeler, fotoğraflar ve audio sistemiyle donatılmış sergiyi dolaşmaya ve fotoğraf çekmeye başladık. Bela Bartok, Zoltan Kodaly ile birlikte bilimsel amaçlı müzik folkloru ve karşılaştırmalı halk müziği biliminin temellerini atan kişidir. Anadolu’daki halk müziği derleme çalışmaları sonucunda, bizde de 1936’da Türk halk müziği derleme faaliyetleri başlatılmıştır. Müzede Sezgin Türk’ün, Bela Bartok’un Osmaniye’deki çalışmalarını anlatan bir filmi var. Bartok, iki kültür arasındaki yakınlığı Almanlarla kıyasladığında, Türklere çok daha yakın olduğunu saptar ve Ankara’ya bir konser vermeye gelir. Daha öncesinde Türkçe öğrenmeye başlar. Budapeşte’de kültürel benzerlik konusunda bilgiler toplar. 1936 Kasımı’nda Ankara Konservatuvarı’ndan iki öğretmen ve ünlü müzik adamımız Adnan Saygun’la birlikte yola koyulur; hem de at ve öküz arabalarıyla. Bu yolculukta 14 yeri ziyaret eder, 30 kişinin söylediği türküleri fonograf ve ses kayıt silindirlerine kaydeder. Ama, daha önce görmedikleri için kırsal kesimde yaşayan insanlara şeytanca bir cihaz olarak görünen makinesiyle kayıt yapmak pek kolay olmaz. Anılarını “Nyugat” dergisinde yayımlar: “Pek çok karakteristik ezgi keşfettiğini ve bunların Macar türkülerine çok benzediğini, türkülerin akraba olduğunu,” yazar. “Bunlara Erdel’de Mezoseg bölgesinde, Moldova’da Çangolara yakın yaşayan Romenlerde, Çeremislerde ve kuzey bölgelerde yaşayan Türk halklarının kültürlerinde de rastladığını; bu benzerliğin bin yıl öncesinin Türk müzik stilinin kalıntısı olduğunu,” söyler. Bugün Budapeşte Etnografya Müzesi’nde onun derlediği 614 kayıt silindir bulunuyor. Bunun 65’i Türk ve yine 39 kayıt silindiri de halk müziğinden oluşmakta. Bunları, müzedeki sistemle dinleyebiliyorsunuz. Bartok, Türkiye yolculuğunu 1937 yılında bir radyo programında izleyicilere ses kayıtlarını da dinleterek anlatmıştır. Macar-Türk kültürel ilişkileri açısından, Bela Bartok Müzesi bir sembol olarak değerlendirilebilir. Osmaniye’nin, Macaristan’da bir kardeş şehri var. Sergiyi birlikte gezdiğimiz Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, “İki ülke arasında Bela Bartok adına bir festival yapmayı düşündüklerini,” söyledi.
Gratis Resim Yarışması sonuçlandı
Gratis, çocukları sanata yönlendirmek için ödüllü bir resim yarışması düzenledi. Yarışmaya katılan çocuklar, hayal güçlerini kullanarak oturmak istedikleri sokakları yeniden yarattılar... Birbirinden renkli ve yaratıcı resimlerin katıldığı yarışmanın dereceye girenleri ve ödül kazananları belli oldu. Yarışmada beşinci olan Saadet Öztürk ve dördüncü olan Zeynep İnci Kılıçarslan mansiyon ödülü alırken; yarışmanın üçüncüsü Hasan Kara fotoğraf makinesi, ikincisi Melik Yücedal oyun konsolu, birincisi Rabia Akan tablet bilgisayar kazandı. İstanbul Ataşehir’deki Optimum Outlet’teki organizasyonda, palyaço gösterilerinden yüz boyama etkinliğine, balon şovundan çocukların yaptıkları birbirinden güzel resimlerin yer aldığı resim sergisine kadar eğlenceli sürprizler de vardı.