05.11.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI
SEYHAN AKINCI- Dijital göçebe. Bu iki sözcük neredeyse “Açıl Susam Açıl” gibi sihirli bir etki ile girdi hayatımıza... İnternetin olduğu her yer artık bizimdi. Kahrolsun topuklu ayakkabılar, sabah tıraşları yaşasın renk renk pijamalar, şortlardı. Pijamalar gözden düşmese de yerini ara ara topuklu ayakkabı giymek hiç de fena değilmişe bıraktı. Uzaktan çalışmanın bir ütopya olmadığını anlamamız uzun sürmedi.
Bazı şirketler uzaktan ve hibrit çalışmayı kalıcı hâle getirirken bazılarında adeta “ders zili” çaldı. Tüm bunlara rağmen, uzaktan çalışma dünya çapında artmaya ve şehirleri şekillendirmeye devam ediyor.
Milliyet Pazar dijital göçebe tabirinin yeni yeni duyulduğu günlerde dijital göçebelerle konuşmuş “Göçmenin teknolojik halleri” başlığıyla deneyimlerini sayfalarına taşımıştı. Şimdilerde hepimizin aşina olduğu dijital göçebeler için birçok ülke dijital göçebe vizesi verirken bazı ülkeler turizm sezonunda onları kendilerine çekmenin yollarını arıyor.
Uzaktan çalışanların veri tabanı olan Nomad List’in uzmanları, son iki yılda veritabanlarındaki yaklaşık üç yüz bin girişi analiz ederek en hızlı büyüyen uzaktan çalışma merkezlerini sıraladı. Listede Asya kıtasında bulunan ülkelerin öne çıkışı dikkat çekiyor. Biz de hem uzaktan çalışmanın cazibe noktalarına, dijital göçebe vizesi veren ülkere baktık hem de üç yıl önce deneyimlerini bizimle paylaşan dijital göçebelere aradan geçen zamanda nelerin değiştiğini sorduk. Kimilerinin keyfi üç yıl önceki gibi yerindeyken bazıları ofise dönmüş ve “Evden çalışma şansım olduğunda bu durumdan hiç hoşlanmıyorum,” diyor. İşte dijital göçebeliğin Z raporu.
1 NUMARALI UZAKTAN ÇALIŞMA MERKEZİ: TOKYO
Tokyo, dijital göçebelerin en hızlı büyüyen destinasyonu olarak ilk sırada yer alıyor. Nomad List’e göre şehir, 2018’den 2022’ye kadar dijital göçebelerin sayısında yüzde 67’lik bir artış yaşadı. Japonya’nın başkentinde yalnızca geçen yıl uzaktan çalışanlarda yüzde 369’luk bir artış görüldü. Japonya’nın şu anda dijital göçebe vizesi yok ama 70 ülke ve bölgeyle ziyaretçilerin 90 güne kadar kalmalarına olanak tanıyan bir vize muafiyeti düzenlemesi bulunuyor. Tokyo’yu cazip kılan şeylerden biri de ekonomi. Numbeo’ya göre Tokyo’da yaşamanın maliyeti kira olmadan New York’a göre yüzde 47,9 daha ucuz. Bloomberg’e göre şehir, daha düşük yaşam maliyetinin yanı sıra dijital göçebelere dünyanın en büyük kentsel ekonomilerinden birinde çalışma fırsatı da sunuyor.
KİNCİ SIRADA VİETNAM'IN DA NANG ŞEHRİ YER ALIYOR
Da Nang, dijital göçebelerde son beş yılda yüzde 99’luk bir büyüme ve 2023’te ise yüzde 107’lik bir büyüme gördü. ABD dahil 200’e yakın ülkenin vatandaşları çevrimiçi turist vizesine kolayca başvurabiliyor ve 90 güne kadar Vietnam’da kalabiliyorlar. Vietnam’ın beşinci büyük şehri olan Da Nang, şehir merkezinde ücretsiz Wi-Fi sunmasıyla da öne çıkıyor. Orta Vietnam’daki kıyı kenti, kumsallarıyla tanınıyor ve ülkenin en yaşanabilir şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
EN HIZLI BÜYÜYEN ÜÇÜNCÜ DESTİNASYON SEUL
Güney Kore’nin en büyük şehri ve başkenti olan Seul; Samsung, Hyundai ve LG gibi büyük teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapıyor. 2023 Economist Intelligence Unit’e göre Seul, Asya’nın en yaşanabilir şehirlerinden biri ve ziyaretçilerine birçok yerde yüksek hızlı internet ve halka açık Wi-Fi sunuyor. Numbeo’ya göre Seul, kira olmadan New York’tan yüzde 27,4 daha ucuz.
HANGİ AVRUPA ÜLKELERİ DİJİTAL GÖÇEBE VİZESİ SUNUYOR?
Dijital göçebeliğin giderek yaygınlaşması nedeniyle birçok Avrupa ülkesi, uzaktan çalışanlara özel vize programları başlattı. e-Vatandaşlık programıyla öne çıkan Estonya ve en özel tatil destinasyonlarından biri olan Portekiz, dijital göçebelerin kendi ülkelerinde uzun süre yaşamaları ve çalışmaları için resmi yollar yarattı. 2023 itibarıyla Hırvatistan, Gürcistan, İzlanda, Almanya, Norveç, İspanya, Malta, Yunanistan, Romanya, Macaristan, Güney Kıbrıs, İtalya ve Arnavutluk dijital göçebe vizesi veren ülkeler arasındaki yerini aldı.
Dijital göçebe olarak dikkate almanız gereken 5 faktör
1- Yaşam ve konaklama maliyeti
2- İnternet bağlantısı ve altyapısı
3- Emniyet ve güvenlik
4- İklim ve yaşam tarzı
5- Dijital göçebe toplulukları ve ağ oluşturma
2023’te en hızlı büyüyen 10 uzaktan çalışma merkezi
1- Tokyo, Japonya
2- Da Nang, Vietnam
3- Seul, Güney Kore
4- Kuala Lumpur, Malezya
5- Penang, Malezya
6- Montevideo, Uruguay
7- Manila, Filipinler
8- Hanoi, Vietnam
9- Ho Chi Minh, Vietnam
10- Ljubljana, Slovenya
OZAN TURGUT: DİJİTAL GÖÇEBELİK ARTACAK
Dijital göçebelik serüvenime 3 yıl önce adım attım. Başlangıçta tam anlamıyla serbest çalışarak dijital göçebeliği deneyimlerken, şu anda kurumsal bir firmada uzaktan çalışma fırsatlarından yararlanarak hayatıma devam ediyorum. Kurumsal dünyada yer almak, günlük işler ve toplantılarla dolu olabilir, ancak ben dijital göçebeliğimi mesai saatleri dışında, hafta sonlarında ve resmi tatillerde en iyi şekilde yaşamaya özen gösteriyorum. Bu şekilde çalışmak, internetin olduğu herhangi bir yerde bulunabilme, trafik stresinden kaçınma ve 9’daki mesaime 9’a 5 kala kalkarak başlayabilme gibi büyük avantajları beraberinde getiriyor. Dijital göçebelik, yaşam tarzımı belirleyen bir tercih olmaktan öte, bir motivasyon kaynağı haline geldi benim için. İnsanlar bu özgürlüğü ve esnekliği keşfettikçe, dijital göçebeliğin getirdiği avantajları değerlendirerek kendi yollarını aramaya başlıyorlar. Çalışma ortamlarını seçme özgürlüğü, kişisel ve profesyonel hayat arasında mükemmel bir denge kurma şansı sunuyor. İlerleyen yıllarda dijital göçebeliğin daha da fazla insanın yaşam tarzı olmasını beklediğimi söyleyebilirim.
K. Gönenç Atakan: Homeoffice kavramına inanmıyorum
Bu konuda ilk görüş verdiğim zamana döndüm. 2,5 yıl geçmiş. O zamandan bu zamana neler değişti, olumlu olumsuz neler yaşandı; öncelikle artık tamamen bağımsız çalışan biriyim. Kendi fikirlerimde ve ruhumda hep böyleydim, şimdi tam oldu. Öte yandan, kendi mesleğimin 20. yılındayım ve belli bir alanda uzmanlaştığımdan, olumsuzluk yerini birçok olumlu gelişmeye bıraktı. Bu işin belli markalar, belli sektörler ve kişiler için uzaktan (nasıl) yapılabileceğini de bu süreçte anlattım; anlatmakla kalmadım, gösterdim de... Dolayısıyla da bugünkü noktadayım; kendi planlamasını yapabilen, istediğinde çalışmayan, bazen kendine 1,5 ay süre tanıyan, bazen günde tek işle meşgul olan ama o işi tüm güne yayarak acele etmeden yapan, bazı şehirlerde kış sezonu yaşanırken bu haber yayımlanırken denize giren, istediği zaman bir yerlere gidip oradan çalışan bir kişi olarak hayatıma devam ediyorum. Bu tablo birçok kişiye hayal gibi gelebilir ancak tavsiye veya formül isteyenlere şunları verebilirim: Ne(ler) istediğiniz ile ihtiyaçlarınız arasındaki farkı anlamalısınız. Bu ikisi tamamen birbirlerinden farklı. Bunu kavradığınız an değişimin kıvılcımı bir yerlerden göz kırpar. Home-office (evden çalışma) kavramına da inanmıyorum. Konumuz dijital göçebe olmaksa veya çalışanı serbest/rahat bırakmaksa ya bunu yapmalılar ya da siz birey olarak bunu gerçekleştirmeye çalışmalısınız.