05.11.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:
Arif Kazancı - Blockchain (Blok Zinciri) teknolojisinin 2009’dan bu yana kaydettiği muazzam ilerlemeye rağmen, üniversitelerin bu alanda uzmanlık sertifikası programları sunmaya başlaması ancak 2021’de gerçekleşti. Bu gecikme, yeni teknolojik gelişmelerin akademik içeriğe dönüşme sürecinin ne kadar yavaş olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Üniversitelerin hızla değişen teknolojik dünyada rekabet edebilme riski de artıyor. Giderek büyüyen bu uçurum, üniversitelerin sadece geleceklerini tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu eğitim kurumlarının daha esnek ve hızlı tepki verme yeteneklerini sorgulamamıza da sebep oluyor.
Süreç yavaş işliyor
Üniversitelerin hızla değişen dünyaya ayak uyduramama sorunu, bir dizi karmaşık faktörün bir araya gelmesinden kaynaklanıyor. Öncelikle, uzun yıllara dayanan akademik gelenekler ve kurumsal yapılar, hızlı adaptasyonu zorlaştırıyor. Bu gelenekler, genellikle mevcut yöntemlerin sürdürülmesine odaklanarak, yenilikçi yaklaşımları engelliyor. Yüksek öğretimdeki karar alma süreçleri, bürokratik yapının karmaşıklığı nedeniyle süreçler yavaş işliyor, bu hızlı değişimlere uyum sağlamayı güçleştiriyor. Üniversitelerin çoğu sınırlı bütçelerle çalışmak zorunda kalıyor, bu da teknolojik yeniliklere yatırım yapmayı ve eğitim altyapısını güncellemeyi zorlaştırıyor.
Yenilikçi olunmalı
Yeni öğretim yöntemleri ve teknolojiler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bazı akademisyenler, öğrencilere en etkili eğitimi sunmada zorlanıyor. Bu durum, üniversitelerde yeni öğretim yaklaşımlarını uygulamakta direnç oluşturuyor. Aynı zamanda, akademik standartların katı bir şekilde korunması, ders içeriklerinin hızla değiştirilmesini engelliyor, bu da öğrencilerin güncel bilgilere erişimini kısıtlıyor. Bu nedenle, üniversiteler daha esnek, yenilikçi ve hızlı karar alma süreçlerini benimsemeli, eğitim materyallerini ve içeriklerini düzenli olarak güncellemelidir.
HyFlex eğitim modeli, öğrencilere çeşitli katılım seçenekleri sunan esnek bir öğretim yaklaşımıdır. ‘HyFlex’ terimi, ‘Hybrid Flexible (Hibrit ve Esnek)’ kelimelerinin kısaltmasıdır ve hem yüz yüze hem de çevrimiçi eğitim unsurlarını birleştirir. Bu model, öğrencilere derslere fiziksel olarak katılma veya çevrimiçi olarak erişme seçeneği sunar. Öğrenciler, kendi tercihlerine ve ihtiyaçlarına göre derslere katılabilirler. Bu, öğrencilere daha fazla esneklik ve erişim sağlayarak öğrenme deneyimlerini kişiselleştirir ve çeşitli öğrenme tarzlarına uygun bir ortam sunar. Aynı zamanda, HyFlex modeli eğitmenlere de öğrencilere farklı şekillerde ulaşma ve öğretim materyallerini çeşitlendirme imkanı sunar, böylece öğrenme sürecini daha etkili hale getirir.
HyFlex modelinin temel prensipleri:
1. Esneklik: HyFlex modeli, öğrencilere derslere fiziksel olarak katılma veya çevrimiçi olarak erişme seçeneği sunar. Bu, öğrencilere kendi tercihlerine göre derslere katılabilme imkanı sağlar.
2. Erişim: Çevrimiçi seçenekler, coğrafi sınırlamaları yıkarak, eğitime daha fazla öğrencinin ulaşmasını mümkün kılar. Bu, üniversitelerin öğrenci tabanını genişletme fırsatı sunar.
3. İşbirliği ve Katılım: Öğrenci ve öğretim üyeleri arasındaki etkileşimi teşvik eder. Öğrenciler farklı seçenekler arasından seçim yaparken, öğretim üyeleri de daha fazla öğrenciye ulaşma ve onları destekleme fırsatına sahip olurlar.
4. Teknoloji Entegrasyonu: HyFlex modeli, teknolojiyi eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası haline getirir. Bu, çevrimiçi ve yüz yüze öğrenmeyi destekler.
5. Değerlendirme ve Geri Bildirim: Model, öğrenci performansını izlemek ve öğrenme sürecini iyileştirmek için etkili geri bildirim mekanizmalarını içerir.