05.11.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - ege.erdogan@milliyet.com.tr / 1996 yılında bilim tarihini değiştirecek bir olay meydana geldi; ilk defa bir hayvan klonlandı. İskoçya’nın Edinburgh kentinde Ian Wilmut ve Alan Trounson bu başarılı deneyleri ile Pandora’nın kutusunu da açmış bulundular. “Dolly” ismi verilen klon koyun beraberinde ahlaki tartışmaları da getirdi. Tanrı rolüne bürünerek bir canlı yaratmak ne kadar doğruydu? Yarın öbür gün bir insan klonlayabilecek teknolojiye sahip olduğumuzda neler olacaktı?
Bu hayli hassas ve felsefi sorular tartışıladursun, klonlanmış hayvanları ailesi gibi gören siyasi bir figür ortaya çıktı: Arjantin başkanlık seçimlerinde aday olan Javier Milei.
Javier Milei, 22 Ekim’de yapılan başkanlık seçimlerinde ikinci sırayı alarak ikinci turda solun adayı Sergio Massa ile tekrar yarışacak. Milei tam anlamıyla şahsına münhasır bir karakter; mitinglere elektrikli testere ile çıkıyor, pesoyu tamamen kaldırıp dolara geçmeyi savunuyor ve belki de en ilginci “dört ayaklı çocuklarım” dediği klonlanmış beş köpek sahibi! Milei’nin Conan, Murray, Milton, Robert ve Lucas isminde beş köpeği var ve hepsi yine Conan ismindeki eski köpeğinin klonları.
Diane von Furstenberg’in üç klon köpeği bulunuyor.
İsimleri rastgele seçilmemiş
New York’ta bir laboratuvarda klonlanan köpeklerin isimleri rastgele seçilmemiş; kendisi gibi muhafazakâr libertaryen Amerikalı ekonomistlerin (Murray Rothbard, Milton Friedman, Robert Lucas) isimlerini taşıyorlar. Eksantrik aday, başkan seçildiği takdirde, kariyerini hayvan klonlama araştırmalarına adamış birini Ulusal Bilim Konseyi’ne başkan olarak atayacağını da açıkladı.
Milei, köpeğini klonlatmak için “genetik muhafaza” şirketi PerPETuate’in sahibi Ron Gillespie ile anlaşmış. 2014’te Milei’den bir e-posta aldığını söyleyen Gillespie, Conan isimli köpeğin Milei için hayati önem taşıdığını belirtiyor. Conan’ın DNA’sından elde edilen hücreler dondurularak muhafaza edilmiş. 2018’de Conan öldüğünde bu hücrelerden kopyaları üretilmiş.
Barbra Streisand sosyal medyasında klonlanmış köpeklerini sıkça paylaşıyor.
Zorbalık olarak görülüyor
ABD, Çin ve Güney Kore’de 2005’ten itibaren köpek klonlayan birkaç firma bulunuyor. Bu firmalardan hizmet alan ünlü isimler de var. Örneğin Barbra Streisand’ın iki klonu, Barry Diller ve Diane von Furstenberg’in üç klonu mevcut. Hayvanların klonlanması eleştirileri de beraberinde getiriyor. Klonlama için taşıyıcı anne olarak hayvanlar kullanılmak zorunda ve yaşamını bu şekilde geçiren köpeklerin zulüm çektiği vurgulanıyor. Öte yandan, sokakta başıboş köpekler varken üzerine bir de klon köpeklerin üretilmesinin etik olmadığına dikkat çekiliyor. İngiltere bazlı “Compassion in World Farming” örgütü, hayvanların klonlanmasını bir zorbalık olarak görüyor. Avrupa Birliği, klonlanan çiftlik hayvanlarının gıda olarak satılmasını yasakladı.
Tıpatıp aynı yapmıyor
İster istemez konu insanların klonlanmasına geliyor. Burada tartışılmayacak kadar kapsamlı ve derin bir mevzudan bahsediyoruz. Çok basit özetlemek gerekirse milyarlarca yıllık doğal bir sürece dışarıdan müdahale etmenin etik tarafları büyük tartışma konusu. Ancak son dönemde gündem yapay zekâ üzerinde yoğunlaştığı için, eskisi kadar büyük korkular bu konuda artık yok. Bir insanı kopyalamak yerine ondan daha üstün bir robotu üretmek daha verimli görülüyor. Olayın duygusal boyutuna inecek olursak sevdiklerimizi kaybetme korkusunu hepimiz içimizde taşıyoruz. Hiçbir zaman bizi bırakmayacaklarına inanmak istiyoruz. Bu korku bazen bizi işte Milei gibi olağanüstü çözümler aramaya itebiliyor. Ancak bilim insanları bu noktada da sadece aynı DNA’yı taşımasının bir canlıyı tıpatıp aynı yapmayacağını ifade ediyorlar. Çevresel faktörler de genler kadar önem taşıyor. O yüzden hayatta bazı şeyleri kabullenmek gerek belki de! Sevdiklerimizin bir gün aramızdan ayrılacağını kabul ederek anı yaşamak sanırım en sağlıklı çözüm.