Zayıflama sezonu: Yazlık vücutlarınızla nasıl gündem yaratabilirsiniz?

Dünyanın her yerinden ünlülerimiz yine yazlık vücutlarıyla gündeme gelmeye başladı. Her sene itinayla zayıflayanlar, martta spora başlayıp mayısta pes edenler, çeşitli kombinlerle kilolarını gizlemeye çalışanlarla karşılaşacağımız bir yaza daha doğru ilerliyoruz. Peki, bu işin raconu nedir? Plajlarda vücudunuzla gündeme gelmeyi nasıl sağlarsınız? Emre Altuğ'un Sıcak şarkısı yine magazin programlarının vazgeçilmez fon müziği olacak, Hande Yener, Serdar Ortaç ve Demet Akalın yine albümlerini rüzgardan devrilen plaj şemsiyesi gibi üstümüze yığacak, Yalın yine 'yaz aşkları' önermeli bir single çıkartacak... Hazır mısınız dostlar, mart geldi de geçiyor! Etraf yalnızca terli ve yorgun insanlarla değil, plaj vücuduyla göz kamaştıran ünlülerle kaynayacak! Yazın en büyük olayı, neyimiz var neyimiz yoksa plajda ortaya çıkması. 27 yaşındayım, ikinci kez dayı olmak üzereyim ve bir şekilde vücudumda 'dayı göbeği' peydah oldu mesela. Eh, haliyle tatile gittiğimde o dayı göbeği görünür olacak. Şimdi ufak gömlek hileleriyle gizleyebilsek de saklayamayacağımız günler geliyor... Ünlülerimiz de aynı stres içerisinde. Yazık gariplerim, her sene yaza doğru stresten kurdeşen döküyor zayıflayabilmek için. Benim göbeğim hadi neyse, ben çok da önemli biri değilim. Ancak ya hayranları, seveni de sevmeyeni de bol olan ünlülerimiz ne yapacak? Kışın tatlı tatlı fıstık ezmelerini gömerken iyiydi tabii! Şimdi herkes iki gram daha zayıf görünebilmek için, pesto soslu kinoa salatası peşinde. Vücutlarının nasıl göründüğüne acayip dikkat etmeleri lazım, yoksa hafazanallah, nasıl çıkarlar insan içine? İnsan ünlü olunca, yaptığı ve sahip olduğu her şeyi bir süre sonra 'ünlü olduğu için' yapmaya başlıyor galiba. Yani ünlü olduğu için vücuduna dikkat etmeye, ünlü olduğu için apartman dairesi yerine müstakil evde yaşamaya, ünlü olduğu için evlilik teklifini Viyana'da yapmaya başlıyor sanki... 'Plaj vücudu' olayı da böyle. Yazın kendinize yakışan bir vücuda sahip olmalısınız, çünkü ünlüsünüz. Sizin bedeniniz, hayranlarınızın kararı. Hayranlarınız size kilolu olmayı yakıştırmıyor zira. Her yazın en büyük sorunu kilo. Bu kilo belası yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı dostlar. Kilo vereceğiz, vücut kitle endeksimizi dengede tutacağız diye iyice bir tuhaf olduk. Ünlüsü de ünsüzü de bunu yaşıyor ama garibim ünlüler on yıllardır aynı sorunla cebelleşiyor. İnsan ünlü olmadığına şükreder mi yahu? Ben ediyorum! Düşünsenize, Can Yaman gibi bir adamın 'o halini' koruyabilmek için verdiği çaba ne büyüktür... Ben olsa olsa minik yuvarlak dayı göbeğimi kafama takıyorum. Onunla da plaja giderim bu arada. Ama onlar, dikkat etmek zorunda. Gündeme vücuduyla gelecekse de 'iyi' bir şekilde gelebilmek için... Peki, ünlülerimiz yazları vücutlarıyla nasıl gündeme geliyor? Hayır canım, derin yırtmaçlı ya da dekolteli elbiselerden bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey, düpedüz vücutlarının görünümü... Aşırı iyi görünmeleri gerek, kötü görünürlerse hafta sonu magazin programlarında kötü anılacaklar. Ünlülerimiz, yaza hazırlanmak için farklı yöntemler belirliyorlar. Buyrun, birlikte bakalım. Sporcu ahlâkı ve disiplininden payını ziyadesiyle alan 'kış hazırlıkçısı' ünlüler, her daim yediklerine içtiklerine dikkat edenlerin temsil edildiği bir grup. Gerçekten vücudunuzla gündeme gelmek ve olumlu bir izlenim bırakmak istiyorsanız, bu grupta olmalısınız. Her an beslenmenize, spor rutininize dikkat etmelisiniz. Sonra gelsin bikiniler, gelsin alevli şort mayolar. Gerçi alevli şort mayoları vücudu kötü görünen erkekler de giyiniyor. O konuda kararsızım... Son dakikacılar, kışın büyük bir kısmında yediğini içtiğini hiç gözetmeyen ama yazın yaklaştığını fark ettiği an (Çoğunlukla, sokakta gördüğü ilk bisikletli çocuğa denk geliyor bu) Eyvah vücudum! diyen ünlülerin ait olduğu bir topluluk. Vücutlarına bir anda yüklenip, Allah affetsin, kontrolü kaybediverirler. İzzet Yıldızhan tarzı kollar ince, göğüs kısmı aşırı geniş beyler ve orantısız sporun çıktısı olan hanım vücutları, bu grubun bir özetidir. Bu ünlülerimiz, ilhamını Sibel Can'dan alır. Her sene zayıflayan ünlülerimiz, bir türlü hedefledikleri kiloya ulaşamazlar sanki. Misal, 3 sene üst üste 10 kilo verseniz, toplamda 30 kilo vermiş olmanız gerekir. Ancak üç sene önceki ve bugünkü fotoğraflarınıza bakıldığında arada pek de bir fark yoksa, siz 'her sene zayıflayan ama bu işi tam da yapamayan' ünlülerimizdensiniz demektir. Endişelenmeyin, bunun da iyi yanları var. Nihayetinde, gündemdeki yerinizi kaybetmiyorsunuz bu şekilde de... En sevdiğim ünlülerimiz bunlar. Zira, üstlerine aldıkları transparan bir şalla, pareoyla ya da başka bir şeyle, kilolarını gizleyebileceklerini düşünecek kadar iyi niyetliler. Onlardan kimseye zarar gelmez dostlar. Nitekim, bir noktada saklayamayıp 'kameralara yakalanırlar'. Sonra gelsin Dikkatlerden kaçmadı! spotlu gazete haberleri. Canlarım benim, çok iyi niyetliler ya... En sevdiğim ikinci ünlü grubumuz ise Sefam olsun diyerek hiçbir şeyi dert etmeden yaşayanlar. Yukarıdaki dört diğer grup da, bunlar da gündeme vücutlarıyla geliyorlar zaten. Ama Sefam olsun diyenler, daha uzun ömürlü bir 'iyilik' hissediyorlar. Dert etmiyorlar, kafaya takmıyorlar. Fazla kiloları da az kiloları da kendilerine ait. Şöyle sere serpe yatıyorlar plajda. Sizin gibi, bizim gibi... Artık ünlü iç giyim markalarının modelleri bile yavaş yavaş 'insani beden ölçüsü kriterleri' içinde değerlendiriliyorken, aslında 'sefam olsuncu' olmanın tam sırası dostlar. Bedenlerinizle barışın, gündeme gelmek istiyorsanız da pozitif duygular beslediğiniz vücudunuzla gündeme gelin. Sonuçta, aylarca ter akıta akıta 'yaptığınız' vücut, sizi değil başkalarını 'mutlu' ediyorsa burada bir problem var demektir. Ama tabii, illa güzel vücudunuzla gündeme gelmek istiyorsanız da birinci gruba dâhil olun lütfen, diğerleri komple tuhaf duruyor. andac.uzel@demirorenmedya.com twitter.com/andacuzel