Serdar Ortaç, 'Volume 2'de gençlerin sesine ses olamasa da beste olabiliyor!
Aradığımız 'yeterli ve gerekli Serdar Ortaç vizyonu'na sonunda ulaşıldı. Serdar Ortaç, vokalist olarak olamasa da 'kendisine saygı albümü'nde saygı duydurmayı başarıyor. Özellikle Alaturca Club'ın 'Gram'ıyla birlikte Serdar Ortaç Volume 2' projesi, ilk halkanın aksine hem yerel hem de evrensel olabiliyor. Çünkü Ortaç, 'Volume 2'de gençlerin sesine ses olamasa da beste olabilmeyi seçiyor, albüme katkı veren herkese kendinden renk ekleme izni, hakkı, şansı tanıyor, bu 'saygı' projesinde ilkinde olamasa da ikincisinde gecikmeli de olsa hakikaten, yeminle saygı uyandırıyor.
'Serdar Ortaç Şarkıları' projesi Volume 2 ile yoluna devam ediyor. Hem de oldukça enteresan bir kadroyla. Edis & Gülşen düeti 'Sor' ve Aleyna Tilki'nin 'Ayrı Gitme'siyle önden önden müjdesi verilen projenin ikincisinde, serinin 2022 yılında yayınlanan ilk halkada karşımıza çıkan Derya Uluğ, Bengü, Ece Seçkin, Sakiler ya da Bora Duran gibi 'pop' ağırlıklı bir çizgi hakimdi. Özellikle Derya Uluğ ve Sakiler'in sırasıyla 'Hadi Çal' ve 'Canıma Minnet' yorumları haftalarca, aylarca radyolarda çalındı, dijitalde kendisine yer buldu. Tam da Serdar Ortaç'tan beklenilen 'yeterlilikte' bir vizyonla, birçok ismin iyi sonuçlar elde etse de son tahlilde şaşırtmayı, ters köşe yapmayı pek de başaramadığı bu seriden sonraki devam albümünde, yani 2. sezonda benzer bir çizgi bekleyen bizler gerçekten şaşırmış durumdayız. Bu şaşkınlığı ifade etmek için aslında 'Serdar Ortaç Şarkıları Vol. 2'de yer alan isimleri saymamız yeterli: Edis & Gülşen, Aleyna Tilki, Alaturca Club, Melis Fis, Semicenk, Reynmen, Göksel, Ece Mumay, Buray, Berkay Altunyay, İrem Derici, Tan Taşçı, Didomido... Tam 20 şarkıdan ve bambaşka havadan oluşan 2. sezonda gerçekten takdiri hak eden önemli bir şey var. Arabeskten rap'e, pop'tan alternatife bambaşka isimler var bu halkada ve her biri kendisine en yakışan aranje ve takdimle hem kendi karakteristik müziklerini ortaya koyuyor, hem de bir Serdar Ortaç bestesini itinayla, öyle ya da böyle dinlettiriyor ve sevdiriyor. Üstelik tüm bunları yaparken sadece elleri havaya kaldırmıyor aynı zamanda havalı da olabiliyorlar.
Aradığımız 'süpervizör'lük burada!
Serinin ilkinde Serdar Ortaç'tan beklentiler sabit olduğu için aslında pek de sırıtmayan bir durum vardı. Derya Uluğ'un "Buram buram hit'e dönüşen bireysel çabası" olan 'Hadi Çal' cover'ıyla niceliksel başarı yakalanmış, diğer isimler ise voleybol tabiriyle çift haneleri görseler de bir 'Derya Uluğ çaprazlığı'nın gerisinde kalmıştı. İlk sezonda yapılan 'tek tip' hatası şarkıların single kapaklarına bile sirayet etmişti. Serdar Ortaç'ın 'Padişah' bestesindeki "Kimse şah değil, padişah değil" lafıyla epey çelişkili bu 'tek tip'lik hava, serinin ikincisinin "Merhaba" demesiyle kabak gibi ortaya çıkmış oldu. Volume 2'de öyle doğru bir mantık var ki gerçekten yeryüzündeki mevcut tüm yiğitlerin yaşamına son verdirip hak teslimiyeti için EFT yöntemini kullanma ihtiyacı içine giriyoruz. Edis & Gülşen ve Aleyna Tilki albümün büyük hücumcuları. Ama defans ve manşetler de gayet sağlam. Semicenk'in 'Mesafe'si müthiş doğru ve epey aşinalık. İrem Derici, sevilen 'Yaz Gülü' şarkısına 'Yaz Günü'nü de ekleyerek adeta esprisini de alıp gelmiş. Birçoklarının "Artikülasyona tepki olarak dünyaya geldi" diyerek eleştirdiği Ece Mumay'dan radyoların gözdesi Buray'ın 'Yaz Yağmuru'na kadar, Göksel'in 'Karabiberim'inden Melis Fis'in 'Kara Kedi'sine, Berkay Altunyay'ın 'Ayrılmam'ına kadar hem şaşırtan hem de yüz güldüren yorumlar var. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ikinci halkada çok sesli, çok renkli, bir ekip ruhu var. Sebebi ise single kapaklarında bile belli. Herkese kendi rengini ifade etme, istediği kapağı ekletebilme izni, hakkı ya da şansı tanınmış. Herkes Serdar Ortaç'ı tam da gönlüne göre içselleştirmiş, kendinden eklemiş. İşte zaten bu projenin ikinci halkasının her anlamda ne kadar doğru olduğunu ortaya koyan durumlar bunların hepsi. Gerçekten mantık çok başarılı. Sonuç da öyle. Belki alternatif ya da görece yeni nesil isimlerin çokluğu birçoklarını şaşırtsa da, aradığımız kan tam olarak da bu. Çünkü Gülşen, kendisine yakın Edis'i buluyor, tarz olarak birbirinden epey farklı canımız Göksel ve bir hayli 'ciğer'den Semicenk öyle ya da böyle şaşırtıcı bir uyumla 'bir' olabiliyor. Şapkamızı çıkartıyoruz bu vizyona. Serdar Ortaç'a yıllarca haksızlık yapmış olabilir miyiz sahiden? 'Bakkal'lıktan süpermarketliğe, muazzam bir viraj. Ders olsun herkese böylesine viraj. Nasıl da hissettirmeden, nasıl da çaktırmadan. Öylesine bir coşku ki ekranın 'ben tarafı'ndaki hisler, açık açık binlerce dansöz olsa da milyonlarca 'a' var bu işte: "Kraaaaaaaaaaaaaaaaaaaalsın" be Sortaç! Samimiyiz, bilirsin, yalan yok bizde. İşte budur. Olması gereken tam da budur. Aradığımız 'yeterli ve gerekli vizyonu'na sonunda ulaşıldı. Vokalist olarak olamasa da 'kendisine saygı albümü'nde saygı duyduruyor. Zeka bu işte. Kendisine bugüne kadar yöneltilen tüm eleştirilere müthiş akıllı bir cevap. Bir de süpervizörlük var bu kısmın elbette. "Süpervizör nedir, ne iş yapar?" sorusunun cevabını 'Vol. 2' sağlam veriyor.
'Gram' artık 'KiloGram'a evrilmiş mesela
Serdar Ortaç'a saygı projesinin ikincisinde en büyük mutluluğu yaşatan, birçok açıdan sembolik görülebilecek isim ise yerel ve evrenselliği birleştiren Alaturca Club elbette. Hani bizim kıymetli 'Alçak Bebe'lerimiz. 'Full İhtişam'lı yılların 'Gram'ına Alaturca Club öyle bir yorum getirmiş ki, oturup sabahtan akşama Filenin Sultanları övesiniz geliyor. Çünkü hem yerel bir şarkı, hem de evrensel bir iş. Gücünü yerelden alıyor. Ama -burası bakın çooooooooooooooooook önemli- sadece yerelde takılı kalmıyorlar. Evrensel bir sound'la birleştirip trend olabiliyorlar. "Geçip güzellerin önüne o gül dudaktan öpüyorlar" bir güzel. Müthiş bir gol. Zaman içinde kıymeti öyle ya da elbet bir gün çok daha iyi anlaşılacak 'Gram'ın 'KiloGram'lı yeni hali. Acı yok Raki, inan acı yok. Çünkü eller vicdanda, çünkü kalpler aslında tek yürek. Birileri alaturkadan dem vurup üzerine elektropop yürüyüşlerle ayakları yere basan bir "İstikbal göklerdedir" duruşu sergiliyor ve bunu yaparken taaaa Amsterdam'dan taaa Pekin'den görülebiliyorsa, bir Serdar Ortaç sınırına uçsuz bucaksız bir evrensellik katılabiliyorsa, o zaman hâlâ umut var. Serdar Ortaç bir vokalist olarak başaramadığı vizyonerliği kendisine saygı projesinde sağlayabiliyor. Bakın ilkinde değil, ikincisinde yapabiliyor. Çünkü değişim öyle kolay olmuyor. Serdar Ortaç, gençlerin sesine ses olmasa da en azından beste olabilmeyi başarmakla müthiş bir şey başarıyor. Beklenmeyen golle müzik kariyerinin en sağlam duruşunu sergiliyor.
İlkine pes, ikincisine yes! Hem yerel hem de evrensel...
Son sözü İrem Derici söylesin. Ona küs dahi olsanız, onu antipatik hatta başarısız dahi bulsanız sonucu değiştirmez. İrem Derici, birçoklarının yapamadığını yapıp açık açık şunu diyor: "Serdar Ortaç, Türkiye'nin başına gelmiş en büyük starlardan biri." İşte Derici'nin, kankeytoları Derya Uluğ, Ece Seçkin ve Merve Özbey yerine bilhassa ikinci sezonda karşımıza çıkması ve bunları söylemesi hiç de şaşırtıcı değil. İrem Derici'nin küfürlerine bakmayın siz. Doğruları söyleyen insan hatalar da yapar, onlar muazzam ahengin terazisi. İrem Derici'nin dediği gibi Serdar Ortaç, bugüne kadar hiçbir şeyiyle tatmin edici nitelikte bulunmasa dahi artık bu 'Vol. 2' ile, tekrar söylemekte yarar var, gençlerin sesine ses olamasa da beste olabilmesiyle gerçekten -ben de şaşkınım, yalan yok- bu ülkenin en büyük yıldızlarından biri. Serdar Ortaç yalnızca matematiksel açıdan değil, çaktırmadan küçük manevralarla gerekli ve sağlam mesajıyla ama en çok da Alaturca Club'a "Kop kop yapınca anlaşılmayacak kadar güzel sözlerini" emanet etmesiyle iyi bir iş çıkartmış. Göksel'den Gülşen'e, Edis'ten Reynmen'e, Aleyna Tilki'den Tan Taşçı'ya herkes bir olabilmişse bir durup düşünelim şimdi. Her açıdan, her açıdan. Güzel bir yerdeyiz şu anda çünkü. Hiç öyle orasını burasını kurcalamaya gerek yok. Söz uçar, yazı kalır. Eğer bu çok renklilik, bu yerel olduğu kadar evrensel, evrensel olduğu kadar yerel olabilme hali gerçekten umut vermiyorsa size inatla ve ısrarla, şimdi burada hemen bir çıt daraltalım anlamı, 7'den 70'e herkese bu albüm hitap edebiliyorsa ilkine pes, ikincisine yes! Bakın, yine hem yerel hem de evrensel. Yollar güzel, yollar doğru. Çünkü zaten en baştan beri dimdik; eğriye eğri, doğruya doğru...
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr