Lennon Duvarı: Sevgi, barış ve özgürlük için örülen tek duvar
Efsanevi The Beatles grubunun kurucusu John Lennon henüz 40 yaşındayken ilk kez müziğinden başka bir sebeple gündeme bomba gibi düşmüştü. Binlerce hayranı onun öldürüldüğü öğrendiğinde New York'taki ünlü Central Park’a akın etmişti. Lennon’ın sevgi, barış ve özgürlük için yıktığı duvarlar bu kez onun anısına örülmüştü.
Dünyanın yüzde 70'i sularla, yüzde 30'u kara parçalarıyla ve belki de tamamı ön yargılarla kaplı. Ülkelerin sınır duvarları geçilemeyecek kadar yüksek olsa da illa ki aradan sızanlar oluyor. Ancak söz konusu barış ve sevgi olduğunda bir Leyla ve Mecnun olamıyor, barış olduğunda o duvarları yıkamıyoruz. Dünyanın her yerinde sembolik bir duvar var, bazıları barış ve sevgi için yıkılmış olsa da çoğu savaşlarla yıkılmıştı. İçlerinden sadece biri ise barış, sevgi ve özgürlük için örüldü...
Barış, sevgi ve özgürlük için dimdik ayakta
Lennon Duvarı, Çekya’da rengârenk ve sürekli değişen görünümüyle barış, sevgi ve özgürlüğü anlatmak için herkesin kaleminden çıkacak çizgilere ev sahipliği yapıyor. Üstelik Berlin Duvarı gibi ayrılığa, Ağlama Duvarı gibi gözyaşlarına ya da Batı Şeria duvarı gibi acılara şahitlik de etmiyor. İsminden de anlaşılacağı üzere ünlü rock grubu The Beatles’ın efsanevi üyesi John Lennon'ın 1980 yılında vurulup hayatını kaybetmesinin ardından o günden beri Lennon'ın anısına grafiti ve şiirlerle anıtlaştırılan bu duvar barış, sevgi ve özgürlüğü temsil ediyor.
Önce imza sonra cinayet
John Lennon, zaman zaman isyankar oluşuyla ama her daim zekasıyla öne çıkan bir söz yazarı ve The Beatles grubunun vazgeçilmez üyesiydi. 8 Aralık 1980'de henüz 40 yaşındayken ABD'nin New York şehrindeki Central Park önündeki apartmana girmesine saniyeler kala yakın mesafeden gelen silah sesleri Lennon'ı yaşamdan kopartacaktı. İki kez sırtından ve iki kez de omzundan vurulan efsanevi isim hayata gözlerini yummadan önce katili için beşinci stüdyo albümü ‘Double Fantasy’i imzalamıştı. Kayıtlara ABD’li suikastçı ve Lennon’un katili olarak geçen Mark David Chapman, önce imza sonra can almıştı.
Katil daha sonra verdiği bir röportajda neden Lennon’u öldürdüğünü şöyle anlatmıştı:
"Bu mutlak bir ihtiyaçtı. O aşamada artık kendimi engellemek için hiçbir şey yapamazdım. Tüm ruhumla ve bilincimle buna tamamen inanmıştım. Bu, bir tren gibiydi, hiçbir şeyin durduramayacağı, makinisti olmayan bir tren. Hiçbir şey beni durduramazdı. İşte bir yanda dünyanın hayranlık duyduğu bir insan, diğer tarafta ben yani kişiliksiz, basit bir insan. İçimde bir şey parçalandı. John Lennon'ı öldürmekle kimliğimin ortaya çıkacağını düşündüğümü hatırlıyorum."
Bu duvar herkese açık
Lennon artık bu kötü dünyaya efsanevi şarkılar ve sevgisini bırakıp hayata gözlerini yumduğunda geride onu çok özleyecek eşi, 17 ve 5 yaşlarındaki iki oğlu, sesini ve müziğini duymaya hasret kalacak hayranları kalmıştı. Onun için yaşatılan duvar ise dönemin siyasi çalkantıları sebebiyle çok kere zarar görmüştü. Ancak Lennon'ın izinden gelen sevgi ve barış sevdalıları Çekya'nın başkenti Prag'da bulunan o duvarı hep yaşattılar. 1988 yılında bu duvar, Gustáv Husák liderliğindeki komünist rejim tarafından itici bulunmaya başlanan Lennon Duvarı, o günlerde yaşanan tüm kargaşaya rağmen ayakta durmuş ve her ülkeden gelen ziyaretçiler için gövdesinde yer açmıştı. Şiirlerle, sözlerle ve sembollerle süslenen rengârenk duvar sık sık çehre değiştirse de hep aynı şeyi şöylüyor; sevgi, barış ve özgürlük!