Derdi 'doğru anlaşılmak' değil
Tilbe, kendi tonundan, kendi ritminden devam etmek istiyor. Motivasyonu için bunu gerekli görüyor. Hatta dediğine göre uyarısını da orkestraya yapmış. Bu ekip de bir şekilde Tilbe'nin dediklerine uymuyor ya da uyamıyor. Tilbe ise kapalı kapılar ardında uyarmak yerine, sahnede, olay yerinde duygularını dile getiriyor.
"Aaa ne yaptın Yıldız, vallahi şoke oldum" yorumlarını alacağını bile bile yapıyor bunu. Çünkü çekinmiyor, çünkü derdi 'doğru anlaşılmak' değil. Daha net bir problemi var: Anlaşılmak! Ancak bunu dert haline getiren de o değil, biziz. Kendisi, "Beni bilen bilsin, bilmeyen bilmesin" rahatlığında.