Yeşim Ceren Bozoğlu: Oyunculuktan vazgeçmemi Türkan Şoray durdurdu

Son olarak 'Yüzleşme'de 'Zümrüt' karakteriyle karşımıza çıkan Yeşim Ceren Bozoğlu özellikle farklı rollere girmek mi istiyor? Oyunculuğu bırakmayı hiç düşündü mü? Yeni imajına gelen olumlu tepkileri nasıl karşılıyor? Molatik'te yer alan Yeşim Ceren Bozoğlu yazısı: İşte Yeşim Ceren Bozoğlu'nun Mayk Şişman'la yaptığı keyifli sohbetten satır başları... Sosyal, sınıfsal olarak çok üst düzey bir kadın. Otelleri, hastaneleri, helikopterleri olan çok zengin bir kadın. Ben uzun zamandır böyle bir kadını oynamamıştım. Ben anti kahraman oynamayı çok seviyorum. Zümrüt için benim açımdan en önemli olan şey dişi bir şeytan ve gerçek bir psikopat olmasıydı. Ancak bunun altında korkunç bir anne hikâyesi var. Baba tarafından reddedildiğini filan düşünen ilginç bir karakter. Zümrüt kasabadan intikam için geri dönüyor ama korkunç bir çocukluk. Bu karakterin altında paramparça bir çocuk hikâyesi olması çok önemli. Ben 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunuyum. Buraya geldiğimde hiç torpilim ve tanıdığım yoktu. Dolayısıyla güzellik satmak benim tercih ettiğim bir şey olmadı en güzellik, en gençlik zamanında da. Satabileceğim tek şey aktörlüktü. Oynadığım bir şeyin diğerine benzememesinin nedeni de bu aslında. Bunu dillendirebilen nadir insanlardan olduğun için çok ağladım. Sektörde birçok insan gözüne iki naneyi sürüp ağlıyor. O da oyuncu oluyor sen de oyuncusun. Aman be ne uğraşıyorsun, ne gerek var, bak parana diyenler de var. Siz zaten oldunuz değil o iş. Benim o noktadaki en önemli motivasyonum sıkılmamak. Kendini tekrar eden değişmeyen, bozuk plak gibi aynı şeyi üreten insanlardan çok sıkılıyorum. En çok da kendimden sıkılırım öyle olursam. Oyunculuk yapmakla ilgili iki temel motivasyonum var. Biri yaşam arsızlığı, giremeyeceğim sokaklara duygusal olarak. Hayatımda izin vermediğim duyguları yaşamak. Hayatta kalırken daha iyi versiyonu olmaya çalışmak ikinci motivasyonum. Biri bana güzelsin dediğinde masanın altına girmek istiyorum. İltifat almaya alışkın değilim. Bir karakter için olmasa çok zorlanırdım diye düşünüyorum çünkü Zümrüt güzel bir kadın olmak zorunda. Zümrüt üzerinden kenardan kenardan yapıyorum. Bunu söylememem lazım ama fiziksel güzellik anne, baba ve Allah tarafından olan bir şey. Burada bir emek olmadığı için kişisel bir başarı olarak algılayamıyorum ben güzelliği. Güzel olmak, çekici bir kadın olmak olabilecek şeyler. 80 yaşında insanları kendine aşık edebiliyorsan ben gerçek başarı diye ona derim. O da ruhsal güzellikle olabilen bir şey. Fazla alternatifin olduğu bir yerde zıtlık kullanmak zorundasın. Ben hep bu kilolarda kalsam ve hep Zümrüt oynuyor olsam evet ama mahalle kadını Nuran olup 40 kilo alman gerekebiliyor. Yoksa prototip kadın olan binlerce kadın var. Onların a dizisinden b dizisine gitmesi haber değeri taşımıyor. O fedadan bir kar etme durumu da oluyor aslına bakarsan. Çılgın cumartesi gecelerim var 2 litre çay 1 litre kahve ve çekirdekle geçen... Çok sıkıcı bir işkoliğim ben. Set, aile ve üniversitede geçiyor zamanım. Çok asi bir öğrenciydim o yüzden öğrencilerimi de hep kendim gibi kodluyorum kafamda. Oynadığım her şeyi hayatımda çektiğim son sahneymiş gibi davranıyorum. Öğretmen olmak beni çok besliyor. Ben oynadığım sahnelerde bir plan satamam. Bir öğrencim gelip 'Hocam sen bu sahnede ne yapmışsın?' dese bileklerimi keserim. Yaptığım işi çok ciddiye alıyorum. Ben işimi aşkla yapıyorum. Sete giderken karnımda kelebekler uçuşuyor. Gerçekten bu hayatta zamanı unutuyorsan, kendini unuttuyorsan yaşadığın şey aşk. Aşk hayatı adam eden şeydir. Kontrol edemiyorsan o aşktır. Benim oyunculukla ilgili kurduğum ilişki sağlıklı değil. Allah beni böyle terbiye ediyor diye düşünüyorum. Vazgeçmeye karar verdiğim bir zaman oldu ama. Beş yıl önce çok mutsuz olduğum bir işteydim, hiç takdir edilmediğini düşünüyordum yaptığım şeyin. Allah’a dua ettim ya benden bu aşkı al ya da bana bir işaret gönder. Ertesi gün Türkan Şoray'ın basın danışmanı aradı, Türkan Hanım'ın benimle tanışmak istediğini söyledi ve dokuz saat onun yanındaydım. Bir iki saat susmadan onunla görüştüm. Türkan Şoray dokunuyor senaryolar geliyor filan zannediyorum. Meğer ne emek ne acılar ne savaşlar. O efsane kanla, gözyaşı ve terle yazılmış. Bir daha şikayet etme hakkı vermiyorum kendime. Ruhsal olarak şuur kaybetmeden, teneffüse çıkarak, kaynaklarımdan beslenmeyi ihmal etmeden devam etmeyi öğrendim. twitter.com/mayksisman instagram.com/mayksisman youtube.com/mayksisman can.sisman@milliyet.com.tr