Yaşlılığında, gençlik halinden daha güzel görünen 10 kadın oyuncu
Görünüşünüz her zaman kabul gören güzellik standartlarında olmayabilir. Hatta size açıkça "Çirkinsin!" bile diyebilirler ama güzellik görece bir kavramdır. Bugün, buna benzer sözler duymuş olmalarına ve hatta kendilerinden nefret etmelerine rağmen dünya starı haline gelen aktrisler var...
Stil ikonu haline gelen standart dışı görünüme sahip 10 aktris
Görünüşümüz her zaman kabul gören genel güzellik standartlarında olmayabilir. Aynı zamanda, her kadının bir seçimi var: görünüşü kalıplara uydurmaya çalışmak ya da kendini olduğu gibi sevip var olan cazibeyle herkesi fethetmek.
Bu kadınlar mükemmel bir görünümün bir kadını güzel kılan tek etken olmadığını ve güzelliğin içsel uyumla yakalandığını kanıtlıyor.
Meryl Streep: Ünlü oyuncu kesinlikle zerafetin gerçek bir örneği.. Aksi halde "The Devil Wears Prada" bu kadar çılgın bir başarıya sahip olamazdı.
Aynı zamanda King Kong'un seçmelerinde yapımcı, görünüşü itibariyle Meryl Streep'e elemişti. Bu olay, oyuncunun özgüvenine zarar verebilirdi. Ancak gözlerine aşkla bakan kocası ve kendine duyduğu güven buna izin vermedi.
Barbra Streisand: "Herkes güzeldir.Eğer biz buna içtenlikle inanırsak diğerleri de inanacaktır. Mükemmel olmak sıkıcıdır bu yüzden kusurlarınızı önemseyin onlar sizi özel yapar."
Eğer sınıf arkadaşları onun gelecekte dünya çapında bir seks ikonu haline geleceğinden haberdar olsalardı burnuyla kesinlikle dalga geçmezlerdi. Şüphesiz ki eğer isteseydi birçok kez bıçak altına yatar ve kusurlarından(!) kurtulabilirdi ama reddetti.
Winona Ryder: Okul yıllarında katıldığı seçmelerde bir erkek, ona oyuncu olamayacağını çünkü çekici olmadığını söylemiş.
Ne kadar da yanılmış... Kendisi sözde çirkin bir kızdan büyük bir aktriste dönüştü. Johnny Deep bile büyüsüne kapılmıştı bir zamanlar...
Anne Hathaway: Utangaç karakterli bir genç kızdan adeta bir prensese dönüştü denilebilir.
Kendine olan tutumunu değiştirmesiyle adeta çiçek açtığını belirtiyor Hathaway. Kusur bile diyemeyiz ama vücuduyla ilgili dezavantajlarını kabullendiğinde yıkıcı komplesklerinden de kurtuldu.
Jennifer Lawrance: Fazla kıvrımlı hatlara sahip olduğu için tüm hayatı boyunca eleştirildi!
Magazincilerin acımasız yorumlarla eleştirdikleri bikinli fotoğraflarına karşı yorumu şu: "Ekranda şık görünüp, gerçek hayatta bir iskelete benzemektense, resimlerde biraz kıvrımlı durmak ve insana benzemek çok daha iyi."
Uma Thurman: çok uzun ve büyük bir ayağa sahip. Fakat bu onun Hollywood'daki en başarılı aktrislerden biri olmasını engelleyemedi.
'Herkes aynı görünüyor. Geleneksel standartlara uymuyorum, bu yüzden güzelim, "diyor Uma.
Sarah Jessica Parker: Parker'ın dünya üzerinde birkaç kuşak boyunca etkili olduğunu reddetmek imkansız. Tarzı, birçok kadın için rehber oluşturuyor.
Carrie Bradshaw'ı başka birinin oynadığını hayal etmek imkansız.Kariyerinin başlarında neredeyse sürekli çirkin kızları canlandırıyordu.Vazgaçmedi ve tanınmayı başardı. Ünlü aktris "Herkesi memnun etmeye çalışmayın çünkü imkansız." diyor.
Renée Zellweger: Renee, sürekli kilo vermeye çalışan Bridget Jones rolünde önemli bir kadın izleyici kitlesi tarafından tanınmaya başladı.
Düşündüğünüzde gerçekten şaşırtıcı: utangaç, tombul bir kadını oynuyordu, sürekli kendisini garip durumlarda buluyordu ve bir anda milyonların idolü haline geldi. Yıllardır cazibesini kaybetmiyor...
Helena Bonham Carter: Gençliğinde kendisinden nefret ediyordu! Ama esas önemli olan şeyin farkına vardı.
"Önemli olan nasıl göründüğünüz değil insanlara kendinizi nasıl gösterdiğinizdir." diyor. Helena, büyük bir aktristin ününe ve başka hiç kimseyle karıştırılamaz bir stile sahip.
Keira Knightley: Keira, zayıflığından hatta aneroksiden bahsederken oldukça rahat tavırlar sergiliyor. Çünkü bu konuda kompleksi yok.
Öte yandan, durumu hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor. Bir röportajında "Benim için insanların hakkımda neler bildiği önemli görünüşüm değil!" cümlesini kurmuş.
