Weinstein taciz davasında suçlu bulundu, peki sonra?

Hollywood'daki cinsel taciz skandalı ve beraberinde başlayan '#MeToo' hareketini unuttuğumuzu sanmıyorum. Sadece Hollywood'u ve ABD'yi değil tüm dünyayı şoke eden bu olaydan sonra Kevin Spacey ve başka isimleri daha duymuş ve Yuh! çekmiştik. Aralarında Gwyneth Paltrow, Charlize Theron ve Jennifer Aniston gibi isimlerin de olduğu pek çok aktris de gerek Weinstein hakkında gerekse kadınların cinsel taciz olayında seslerini daha çok yükseltmeleri gerektiğini vurgulayan '#MeToo' hareketi hakkında birçok açıklama yapmıştı. Tam bu konuları unuttuk derken yeni bir habere Molatik olduk. Nedir bu haber? Harvey Weinstein, çok sayıda kadına tecavüz ve cinsel tacizde bulunduğu iddialar üzerine yargılandığı davada cinsel istismar ve üçüncü derecede tecavüzden suçlu bulunmuş. Birinci derecede tecavüz ve şiddet içeren cinsel saldırı iddialarından suçsuz bulunan Weinstein, jürinin kararını açıklamasının ardından gözaltına alınmış. Hakkında 5 ila 25 yıl arasında hapis cezası istenen Weinstein'ın ne kadar ceza alacağına dair duruşma ise 11 Mart'ta yapılacakmış. Peki tüm bu yeni gelişmelerden sonra tam olarak neye Molatik olmak lazım peki? Weinstein çok haksız olsa birinci derecede tecavüz ve cinsel saldırı iddialarından suçlu bulunurdu gibi bir düşünce yerleşiyor akıllara hemen. Derhal akıllardan kovulması gereken bir düşünce bu elbette. Biliyorum, İyi de sadece Harvey Weinstein değil ki! diye düşünenleriniz var hâlâ aranızda. Hatta bir adım daha ileri gidip Ya adamın da adını çıkarttılar, ohooo diye Weinstein'la empati kurmak isteyenler bile çıkabilir. Bu düşünceleri besleyenlere Pes demek istiyorum. Çünkü ortada sembolik bir isim ve olay söz konusu. Weinstein meselesinden sonra dünya genelinde 'cinsel taciz' skandallarına yaklaşım konusunda çok hassaslaşıldı. Yani olması gereken oldu. '#MeToo' hareketi popüler kültürde kendine uzun bir süre üst sıralarda yer buldu. Ve bu Weinstein davasının, davalarının neticesi, akıbeti, ilerleyişi, süreci elbette çok ama çok önemli. Mutlaka her aşaması takip edilmeli. Münferit bir olay olarak görülmesine izin verilemez artık. 1999'daki deprem sonrasında da Veli Göçer'in adını çok sık duymuştuk, hatırlayın. Sembolik durumlar, kişiler ve olayların hafife alınamazlığını daha fazla sorgulamamamız lazım diye düşünüyorum. ABD'de birçok aktris Harvey Weinstein hakkında Çorbada bir de benim tuzum olsun diyerek damlaya damlaya göl oluşturdularsa, tablo ortada. Ama çok büyüttüler, şişirdilerler eşliğinde küçültme, azaltma teşebbüsleri hem komik kaçıyor hem de hiç gerçekçi değil. Ne demiş Gwyneth Paltrow, Weinstein için New York Times'a? Biriyle yatma konusunda yalan söyleyen ilk kişi değil ama yalanı bir saldırı silahı olarak kullanıyordu demiş Weinstein hakkında. Tacizi geçtim, yalana başvurduğu yetmediği gibi yalanı bir silah olarak kullanabilecek bir adamın kötücüllüğünü görmemek için az biraz kör olmak lazım. Weinstein ve dava konularına her daim Molatik olunması gerekiyor. Yaşandı ve bitti olarak görülmemesi lazım bu konunun. Zaman tüm doğruları er ya da geç gösteriyor. Mutlaka insanın karşısına çıkartıyor. Weinstein olayından sonra bu türden hassas meselelere karşı daha bilinçli olmamız ve daha da önemlisi kolektif ruhu hiçbir zaman kaybetmememiz gerekiyor. can.sisman@milliyet.com.tr