Vegan futbol takımı ezberlenmiş bilgileri sorgulatıyor

Veganlık hakkında tartışmalar bitmiyor. Bir türlü vazgeçemiyoruz şu tartışmadan. Vegan restoranların ve veganların önünde çiğ et doğrayanlar, veganlara sapık gözüyle bakanlar, Sağlıksız bunlar!!! diye bağırarak cinnet geçirip yerde debelenenler derken bir bakıyoruz ki konunun özü hep gözden kaçıyor. Kimsenin aslında sağlık konuştuğu falan yok. Herkes karşısındakini kendine benzetmeye çalışıyor sadece. Üstelik ne yazık ki, veganlar da aynı şeyi yapıyor. Hayvansal besinleri tüketen herkesi türcü pislik gözünden görüp ona göre yargılıyorlar. Böyle olunca bir arpa boyu yol kat edemiyoruz. Veganlığın insan ırkının sonu olacağını düşünenlerden vegan olmamak dışında tek bir yol bile olmadığını düşünenlere kadar herkes bu tartışmada kendine bir konum seçip karşı tarafa taş atıp duruyor. Veganlara hasta ve insanlığın sonunu getirecek küresel bir yıkım projesinin parçaları olarak bakıp onları tehdit olarak algılayan kitle büyük bir yanılgı içerisinde. İçerisinde çevrecilik, yaşam hakkı, sağlıklı beslenme kaygısı gibi kavramları barındıran ve esasen beslenme biçiminden başka hiçbir şey olmayan bir diyeti nasıl olur da hastalık ve böyle beslenenleri de hasta gözüyle nitelendirebiliyoruz ki? Günümüzde politik doğruculuğun yükselişiyle veganizmin de dikkat çekici hale geldiği doğru, insanların politik doğruculuğun etkilerini kestiremeden tekinsizlik hissetmeleri normal. Peki ama, tüm veganlara büyük bir hastalığı dünyaya bulaştırmak üzere olan bir kabileymiş gibi davranmak oldukça ayıp. İnsanlığın değişimine ve dönüşümüne kayıtsız kalmak mümkün değil. Açık fikirliliğin, kendini ifade edebilmenin, dinleyebilmenin ve anlaşılmanın büyük bir öneme sahip olduğunu unutmamak gerek. Bu dönemde kendisi olabilmek için herkes oldukça çabalıyor. Bu nedenle yepyeni akımlar, yepyeni düşünce ve yaşam tarzları keşfediyoruz. Veganlık küçük bir iş değil, epey büyük bir iş. Yıllarca aşlışkanlık kazandığınız beslenme biçiminizden bir anda, bir kararla uzaklaşıp fikirlerinize beslenme biçiminizi uydurmak hiç kolay değil. İnternet kullanımının yaygınlaştığı ve günümüzün çok ciddi bir kısmını 'online' geçirdiğimiz bir dönemde farklı insanlarla karşılaşıyoruz. Üstelik insanların artık kendilerini tanıtmaları, dertlerini ve ortak amaçlarını anlatmaları çok kolay. Bu nedenle, normalde karşılaşamayacağımız kişilerle çok daha çarçabuk karşılaşıyoruz. Veganlar da tam bu dönemde büyük bir görünürlük kazandı. Vegan sporcular sosyal medya üzerinde veganlığın sağlıksızlık anlamına gelmeyebileceğini işaret etti. Bu da büyük bir takdirle karşılandı. Tepki verip kötü örnek oluyorsunuz diyenler de var tabii. İngiltere futbol 2. liginde oynayan Forest Green Rovers, dünyanın ilk vegan futbol takımı. Bu yönüyle büyük bir haber başlığı kendileri. Takım, yeşil-siyah renkli formalarıyla tanınıyor. FIFA'dan Dünyanın en yeşil futbol takımı unvanı aldıklarını da eklemek gerek. Çevre dostu bir stada sahip olan takımın stadında da hayvansal kaynaklı hiçbir yiyecek-içecek satılmıyor. İlk vegan futbol kulübü olmanın Forest Green Rovers'a büyük katkıları var. Futbolcular ve tüm çalışanlar vegan. Takım, futbolun kitleleri yönlendirebilme becerisini oldukça önemsiyor ve bunu kendilerine bir misyon olarak ediniyor. Forest Green Rovers, 2017 yılında kendi kümesinde şampiyon olarak 2. lige çıktı. Veganlıkları onlar için bir dezavantaj değil, bir avantaj adeta. Kendi fikirleriyle, doğrularıyla taraftarlarını etkileyebilmek ve yönlendirebilmek için çok çabalıyorlar. Kim bilir, belki de Premiere Lig'de onları izleme şansı buluruz. andac.uzel@demirorenmedya.com twitter.com/andacuzel