Türk sanat müziği çalışmaları yapan son şarkıcılara mı şahit oluyoruz?
Emre Altuğ, Sinema Senfoni Orkestrası'yla beraber 'Unutulmayanlar' adlı bir projeye imza atacak. Projenin içeriği daha önce denenmeyen bir şey; senfoni orkestrasıyla Türk sanat müziği eserlerini seslendirmek... Türk sanat müziğiyle ilgili yakın zamadaki çalışmalara baktığımızda hep 40 yaş üstü şarkıcıları görüyoruz. Acaba bu durum bir süre sonra kariyerini pop, rock, arabesk gibi diğer türler üzerine kuran şarkıcıların TSM söylediğini göremeyeceğimiz anlamına mı geliyor?
Emre Altuğ'un TSM tutkusu
Bilindiği üzere Emre Altuğ'un oyunculuk geçmişi var ve kendisi zaten İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü mezunu. Tiyatroya gönül verenlerin TSM'ye daha ilgili olduğu da bir gerçek; çünkü eski Türk tiyatrosunda Türk Sanat Müziği besteleri fazla kullanılırmış.
Emre Altuğ 2017 yılında da 'Yıldırım Gürses Şarkıları' adlı bir albüm çıkarmış ve sanat müziğinin bu efsane ismine ait 10 şarkıyı seslendirmişti. TRT sanatçısı olan Yıldırım Gürses, MESAM (Türkiye Musıki Eseri Sahipleri Meslek Birliği )'ın kurucusu ve MESAM, Türkiye'de ilk kez bestekar ve söz yazarlarının haklarını korumak amacıyla kurulan bir birlik.
40'ını aşan TSM'ye yöneliyor
Türk Sanat Müziği'nin belirli bir olgunluk gerektirdiğini söylersek herhalde yanlış olmaz. Bu sebeptendir ki çoğumuz küçükken TSM dinleyen anne-babalarımıza anlam veremez, "Bunun nesini beğeniyorlar?" diye düşünürdük. Fakat yaş ilerledikçe bu beğenmezlik, yerini "Bu şarkı güzelmiş aslında" düşüncesine bıraktı.
Severek dinlemek için bile böyle bir olgunluk gerekiyorsa, albüm çıkarmak için daha fazlası gerekir. Bu yüzden olsagerek birçok pop, rock, arabesk, fantezi sanatçısı da belli bir yaştan sonra TSM'ye yöneldi.
'Ahde Vefa' albümüyle Tarkan, 'Bir Nevi Alaturka' albümüyle Nev, 'Yıldırım Gürses Şarkıları' albümüyle Emre Altuğ, 'Rüya' albümüyle Funda Arar, 'Babamın Şarkıları' albümüyle Sinan Özen, 'Babamdan Miras' albümüyle Fatih Erkoç, 'Ey Şûh-i Sertab' albümüyle Sertab Erener, 'Jazznağme' albümüyle İzel, 'Vefa Borcu' albümüyle Yeşim Salkım, 'Ey Aşkın Güzel Kızı' albümüyle Işın Karaca, 'Alaturka' albümüyle Ata Demirer, 'Sadece' albümüyle Müslüm Gürses, 'Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun' albümüyle Candan Erçetin ve daha nice isim, kariyerlerini başka müzik türleri üzerine kurmalarına rağmen Türk Sanat Müziği albümü yapan isimler.
Hayko Cepkin, Levent Yüksel ve daha birçok ismin albümü olmasa da TSM performansları var.
Ve bu albümleri yapan isimlerin Yeşim Salkım hariç hepsi, albümü yaptıkları tarihlerde 40 yaşın üstündeymiş. Gençliklerinden beri anne-babalarından duydukları, söyledikleri şarkıları belirli bir olgunluğa erişince albümleştirmek istemişler. Peki yeni nesilden de TSM performansları görebilecek miyiz; yoksa TSM söyleyen şarkıcıların nesli gittikçe tükeniyor mu?
Kıymetlenecek
TSM konusundaki bu tereddüdümün iki sebebi var. İlki, yeni gelen şarkıcıların TSM'nin içine doğmamasından ötürü çok çok azının bu türe ilgi duyması. Ve bu onların hatası değil. TSM albümü yapmış isimlerin yaşlarını hesaba katınca, doğdukları dönemden ötürü TSM'nin parlak dönemlerini yakaladıklarını görüyoruz. Bu da haliyle çocukluklarından itibaren bir kulak dolgunluğuna sebep oluyor. Fakat şu anda 20'li yaşlardaki yeni nesil şarkıcılarımızın kaçı o şarkılara aşina? 40'larından onlar da merak salar mı acaba?
Diğer sebep ise yeni nesil şarkıcıların çoğunun popüler kültürün gerektirdiklerine, anlamsız şarkı sözlerine ve kalitesiz müziklere kapılmış olması. Kısacası bi kuple TSM söylemesi istense söyleyemeyecek çok fazla kişinin piyasada 'ünlü şarkıcı' olarak bulunması diyebiliriz.
Bu nedenlerden ötürü kariyerini TSM üzerine kurmuş bir grup azınlık haricinde televizyonlarda göreceğimiz ve milyonlarca kişinin takip ettiği isimlerden çok çok azı TSM'ye ilgili olacak. Eğer dinleyici kitle hala TSM talep ediyor olursa, bu talebi karşılayacak kişi sayısı da oldukça az olacak.
turcel.orman@milliyet.com.tr
