Toplu taşımada müzik yapmak: Ses güzel, düşünce kötü
Metroda, metrobüste, vapurda, minibüslerde entrüman çalındığına ya da şarkı söylendiğine sık sık şahit oluyoruz. Fakat ilk kez bu kadar güncel bir olay üzerinden konuyu inceleme fırsatı bulduk. 'Müslüm' filmi bu kadar gündemdeyken bundan etkilenip bindiği minibüste Paramparça adlı şarkıyı Müslüm Gürses edasıyla söyleyen bir abimiz var. Yalan yok, sesi de güzel. Peki toplu taşımada müzik yapanlar yetenekli olsalar bile hiç tanımadıkları onlarca insanı rahatsız ettiklerinin farkındalar mı?
Toplu taşımada müzik yapmak: Ses güzel, düşünce kötü
Metroda, metrobüste, vapurda, minibüslerde entrüman çalındığına ya da şarkı söylendiğine sık sık şahit oluyoruz. Fakat ilk kez bu kadar güncel bir olay üzerinden konuyu inceleme fırsatı bulduk. 'Müslüm' filmi bu kadar gündemdeyken bundan etkilenip bindiği minibüste Paramparça adlı şarkıyı Müslüm Gürses edasıyla söyleyen bir abimiz var. Yalan yok, sesi de güzel. Peki toplu taşımada müzik yapanlar yetenekli olsalar bile hiç tanımadıkları onlarca insanı rahatsız ettiklerinin farkındalar mı?
Örneği çok
Daha önce de internete düşen birçok video aracılığıyla bu olayın benzerlerini gördük. Senaryo değişmez, sesi güzel olan biri, iyi enstrüman çalan biri ya da tüm yeteneksizliğine rağmen gaza gelen genç bir grup, toplu taşıma içerisinde müzik yapar ve insanlardan para veya 'olumlu' tepkiler bekler. Sokak müzisyenlerini tenzih edelim, onları dinlemek istemiyorsak kaçışımız var. Fakat toplu taşıma içerisinde nereye kaçalım?
Gebze Harem minibüsünü 1 dakikalığına güzelleştiren abimiz, oynat bakalım.. pic.twitter.com/GbuaGhQggQ
— ki sen aslında (@kaderebakkadere) 13 Kasım 2018
Peki o toplu taşıma aracında hastalıktan kırılan, ailevi sorunları olan, o an keyifsiz olan ya da en basitinden herhangi bir aşırı sese maruz kalmak istemeyen birileri olabileceğini neden hiç düşünmez?
Kraldan çok kralcılar
Tabii hemen her olayda olduğu gibi 'gereksiz duyarcılar' burada da karşımıza çıkıyor. Toplu taşımada müzik yapan (ya da yaptığını sanan) kişileri uyarınca "Ne güzel müzik yapıyorlar", "Sesi ne kadar güzel takdir etsene", "Sen ne anlarsın" gibi cümlelerle hemen peydah olurlar.
Anlamadıkları şey şu, toplu taşımada birini rahatsız etmenin açıklaması 'yetenek' olamaz. O halde top cambazlığı olan biri de hınca hınç dolu metrobüste insanlara çarpa çarpa top sektirsin. Bakalım topunu kesiyorlar mı kesmiyorlar mı?
Neden ayarımız yok?
Türkiye'de sanata ve sanatçıya verilen değeri tartışmaya lüzum var mı bilmiyorum. İçi boş özgüveniyle İngilizce şarkı söylemeye çalışıp kendini rezil edenleri 'geleceğin starı' olarak lanse edip baş tacı ederiz. Tek bir enstrüman çalamayan, canlı performanslarda hep 'biraz hasta' olan sözde sanatçılar parayı gırla götürür.
Ama 9 yaşındaki dünya keman şampiyonu Defne Güngör'ü, Mozart ödüllü 13 yaşındaki Ali İnsan'ı ya da şimdiye kadar saf yeteneklerine rağmen sefalet içinde ölmüş birçok değerli müzisyeni bilmeyiz.
Sanatı ve sanatçıyı en gerekli zamanda korumayıp öksüz bırakırken, en gereksiz zamanda; toplu taşımada insanları rahatsız ederken korumaya çalışmak nasıl bir ayarsızlık?
Müslüm Gürses hassaslığı
Zorlu hayat hikayesi ve yıllar önce hem kendisinin hem de hayranlarının aşağılanırcasına 'kro' olarak görülmesi nedeniyle Müslüm Gürses'e karşı şimdilerde bir hassasiyet var.
Ne kadar iyi bir sanatçı olduğunun kabul edilmesi uzun zaman aldı. Gösterilen bu aşırı ve hatta çoğu zaman gereksiz hassasiyet de, bir nevi ona ve hayranlarına iade-i itibar.
Yaşanan son olay özelinde bakarsak, minibüste Müslüm Gürses edasıyla şarkısını söyleyen abimize destek olan sosyal medya yorumlarının da genelde 'çevresindekilerin tepkisizliği' temalı olması bu hassasiyet yüzünden.
Halbuki insanlar Müslüm Gürses dinlemiyor ve sevmiyor olabilir. Ya da daha önce de değindiğimiz gibi o an bir sese, müziğe maruz kalmak istemiyor olabilir. Bunu 'sesi güzel, sanat yapıyor' adı altında dayatmaya çalışmak faşizm değil de nedir?
turcel.orman@milliyet.com.tr
