Katlar, katlarımız...
Filme ismini veren platform, dikey biçimde inşa edilen, her katında iki mahkûmun yer aldığı ve ortasında kare şeklinde bir boşluğun olduğu bir hapishanede (Delik) yemek servisi için kullanılıyor. Bu platform zirve noktasında, yani en üst katta en lezzetli, en şatafatlı ve en doyurucu yemeklerle doldurulan bir davet masası olarak yola çıkıyor, ancak yüzlerce kattan oluşan hapishaneyi dolaşırken her katta iki dakika boyunca durduğu için en dibe inene kadar mahkûmlarca talan ediliyor.
Oyunun kuralıysa basi: En üst kattakiler en iyi beslenenler oluyor, alttakilere onların artıkları kalıyor. Sözde, sıfırıncı katta hapishanedeki herkese yetecek kadar yemeğin olduğu bir masa hazırlandığı iddia ediliyor hikâye dâhilinde. En alt kata gelene kadar yemeğin yetmemesinin sebebiyse mahkûmların aç gözlülüğü ve ihtiyacı olandan fazlasını yemeleri oluyor. Mahkûmların hücreleriyse rastgele bir şekilde her ay değiştiriliyor, böylece bir mahkûm platformda kaldığı süre boyunca zincirin en üstünde yer alıp ziyafet çekemiyor ya da en altında yer alıp açlıkla mücadele etmiyor.