Sevgilinizin aslında bir sosyopat olduğuna işaret eden 7 ipucu

Diyelim 5 yıllık bir ilişkiniz var. Sevgilinize bayılıyorsunuz. Onu o kadar seviyorsunuz ki yaptığı hiçbir hareket size batmıyor. Derken bir gün sıkı bir tartışma yaşıyorsunuz. Cam, çerçeve iniyor. Kapı, duvar kalmıyor. İşte o zaman düşünmeye başlıyorsunuz sorun ne olabilir diye. Neden bu kadar anlayışsız, ben ne yaptım ki, diyorsunuz. Çaresizseniz çare sizsiniz. Belki de sevgiliniz bir sosyopat ve siz bunun farkında değilsiniz... Harvard Üniversitesi'nden psikolog Martha Stout, her 25 insandan birinin sosyopat eğilimler gösterdiğini söylüyor. Psikolojik bozukluk sebebiyle 'empati' yeteneği gelişmemiş olan sosyopatlar karşısındakinin düşüncelerini ve duygularını anlayamıyor. Dolayısıyla siz bir konuda çok büyük bir üzüntü yaşadığınızda sizin çektiğiniz acı onlar için anlamsız geliyor. Yani Karşımdaki insan bir robot mu? demeyin hemen. Çünkü onda belki de empatinin e'si yoktur ve bu da onun suçu değildir! Sosyopatların en karakteristik özelliklerinden biri çekici olmaları ve herkesi etkileme çabası içine girmeleri. Yılanı deliğinden çıkartan kışkırtıcı ve tahrik edici laflarına kanmanız olası. Kiminle nasıl konuşacağını onlar kadar iyi bilmeniz mümkün değil. Onlar bu işi sizden iyi biliyor. Takip edeni takip ederim kafasında değiller. Takip ederim ya da etmem, bu benim bileceğim iş. Ama beni takip etsene :) cümlesi tam onların kurabileceği bir cümle mesela. Ve bunu sevgi açlığından ve ihtiyacından değil insanları etkileme gücünden, egodan ötürü yapıyorlar. Onlar için yalan söylemek bir sanat. Ve bunu yalan söylemek için yapmıyorlar. Onlar gerçekten büyük yalancılar. Yalan söylediklerinin farkına bile varmayacak, kendini zor durumlara sürükleyecek kadar yalancılar. Bu, onların doğasında var. Değiştirmeleri çok zor. Asla ve asla onlara tavırlı davranmayın. Bu onları delirtiyor! Ne yapıp edip sizinle iletişime geçmeye çalışırlar. Karizmalarını çizdiremezler, 'beğenilmeyen', 'tercih edilmeyen', 'önemsenmeyen' insan durumuna düşmelerini kabul edemezler. Huyuna, suyuna gidin. He deyin, geçin! Onlar işin goygoyunda, geyiğinde. Bi' sorsanız Feleğin çemberinden ohooo geçtim ben triplerindeler. Ama aslında bu bir savunma mekanizması. Kendilerini kapatarak ancak kendilerini koruyabiliyorlar. Daha doğrusu böyle bir şey elbette yok, ancak onların argümanı bu. Eğer bir insanın çok fazla gerçek dostu yoksa, çok kolay köprüleri atabiliyorsa orada bi' durun, düşünün... Birdenbire hayatınızın tümü olup sonra pılını pırtısını tasını tarağını toplayıp gidiyorsa dikkat! Almanların dediği gibi, achtung! Çünkü onlara göre laylaylom sevmeler. Onlarla bir odadayken aslında x-1 formülü devrede. 5 kişiyseniz doğru cevap 4... Onlara asla çok fazla güvenemezsiniz çünkü sizi satabilirler. Size satışfekşının alasını yapabilirler, siz de öööyle kalabilirsiniz bi' başına. Aslında kötü niyetli olduklarından değil haddinden fazla benmerkezcil olduklarından böyleleri. Yani onları suçlamak, ilişkinizi noktalamak elbette serbest. Ama nabza göre şerbet verirseniz, oyunu kuralına göre oynarsanız onları çok rahat avucunuzun içine alabilirsiniz! Kısaca, umudunuzu kaybetmeyin gencolar... can.sisman@milliyet.com.tr