Sabri Sarıoğlu kime, neden dava açacaktı ki zaten?

Eski futbolcu Sabri Sarıoğlu sosyal medyadan başlayıp sahalara yayılan dalga geçme furyasının uzun süre kurbanı olmuştu. Yağmur Sarıoğlu doğal olarak eşini hep savundu. Fakat son açıklamasında söylediği "Sabri bunları hiç umursamadı. Zaten bunu yapanlar sonra Sabri'ye ulaşarak helallik istedi. Sabri yüce gönüllüdür, kimseye dava açmadı. 'Herkesin canı sağ olsun' dedi" açıklamasındaki "kimseye dava açmadı" kısmı biraz fazla gibi... Yağmur Sarıoğlu'nun Sabri yüce gönüllüdür cümlesine katılmamak elde değil. Gerçekten de bazen dozu aşan, tahriğe varan dalga geçmelere aşırı bir tepki verdiğini hatırlamıyoruz. Sitem ettiği olmuştur ama kimsenin kalbini kırmamıştır. Sabri futbol kariyerine 'Galatasaray'ın yeni 10 numarası' beklentileriyle başlamasına rağmen, sonraki yıllarda fazla alay konusu oldu. İsabetsiz orta yapmakla, autla ve yumuşatarak söylersek bilumum 'futbol sakarlığıyla' özdeşleşti adı. Şimdilerde Ozan Tufan'ın kurban gittiği 'her hareketi alay konusu olan futbolcu' kontenjanını uzun süre Sabri doldurdu. Bunda elbette Ozan'ın da, Sabri'nin de hataları var. Yeteneklerine ihanet etmek, alay konusu olmalarına sebep olan eksiklerini gidermemek onların hatası. Ama şunu da gözardı edemeyiz; eğer bir futbolcunun adı bir kere çıktıysa futbol seyircisi çok acımasız olabiliyor. O futbolcu ne yapsa göze batıyor. Hele hele sosyal medya mizahının bundaki payı inanılmaz... Sabri'yle en yoğun dalga geçilen dönem Facebook'un zirve dönemiydi. Facebook'ta dönen Sabri caps'leri, parodi Sabri diyalogları, Sabri fotoğrafları, Sabri videoları hala akıllarda. Herkesin katıla katıla güldüğü bir Sabri gönderisi mutlaka vardır. İtiraf etmek gerekirse Sabri Sarıoğlu'nda da doğal bir komiklik, doğal bir aykırılık hep mevcuttu. Tabii bazen de şanssızdı. Ama tabii ki her doğal şey gibi bunun da yapaylaşmaya başladığı, zorlama hal aldığı o dönem geldi çattı. Sabri hakkında üretilen mizah doğallıktan çıkıp fabrikasyona bağladı sanki. Sabri şakası yapmayanı dövüyorlar gibiydi. Her gün yeni yeni Sabri şakası üretilmeye çalışıldı. Sabri normal şekilde topunu oynadığı dönemde ya da kadro dışı kalıp göz önünde olmadığı dönemde bile alay edilir vaziyetteydi. Hiçbiri küfür, hakaret değildi belki ama biraz gurur kırıcı, biraz da özgüven yıkıcıydı. Sabri buna rağmen kendiyle barışık görünüyordu. Hatta öyle ki bir internet firmasının 'isabetsiz duran top' temalı reklam filminde dahi oynadı. Bu garip furya, Sabri'nin yetersiz performansıyla birleşince Galatasaray taraftarı da Sabri'ye sırtını döndü. Uzun süre takımdan gitti, gidecek, gidiyor, gitmeli derken 2017 yazında Sabri 18 yıllık Galatasaray kariyerini noktaladı. Bana kalırsa geç bile kalınmıştı. Sabri birkaç istisnai dönem haricinde hiçbir zaman Galatasaray seviyesinde oynayamadı. Hep bahsedilen 'mücadeleci oyuncu' büyük takımda yıllarca kalmak için yeterli bir kriter değil. Hele fizik olarak fit kalamayan, göbek bağlayan bir oyuncu için... Üzerine bir de sosyal medya mizahına kurban gitmesi onu daha çok yıprattı. Eğer Galatasaray'dan daha erken ayrılsaydı zannediyorum Yağmur Sarıoğlu'nun şu anda yakındığı durum hiç ortaya çıkmayacaktı. Yurt dışından orta-alt sıra takımlar ona talip olduğunda belki de kariyerinde yepyeni bir sayfa açmalıydı. Nedense bunu hiç tercih etmedi. Galatasaray'dan gönderildiğinde de vefasızlıktan dem vurdu. Halbuki Sabri'nin Galatasaray'a verdikleriyle Galatasaray'ın Sabri'ye verdiklerini karşılaştırınca bunun vefayla ilgisi olmadığını görebiliriz. Yağmur Sarıoğlu, Sabri Sarıoğlu'yla dalga geçenlere karşı tam da olması gerektiği gibi eşinin arkasında duruyor ve onu savunuyor. Sabri'nin tüm bu alay konusu olma sürecinde olabilecek en tahammülkâr tavrı sergilediğini söyleyebiliriz. Bir başkası daha sert tepkiler verebilir, sosyal medyayı daha saldırgan kullanabilir ya da saha içinde rakip taraftarla münakaşaya girebilirdi. Hiçbiri yaşanmadı. Sabri Sarıoğlu belki moral bozucu, özgüven yıkıcı, incitici bir sürü söyleme kurban gitti. Fakat bunların hiçbiri hakaret, küfür ya da suç teşkil eden şeyler değildi. Yani dava açılacak bir durum yaşanmadı. Evet, Sabri kimsenin öznesi olmak istemeyeceği bir toplu alay edilme furyasının ortasında kaldı. Ama Türkiye'nin en büyük takımlarından birinde 18 sene oynadı, çok büyük paralar kazandı ve yüksek standartlarda bir yaşam sürüyor. Onun hayatını yaşamak için aynı şekilde alay edilmeyi kabul edecek kişi sayısı kaç milyondur sizce? turcel.orman@milliyet.com.tr