Peki biz ne anladık?
Peki biz ne anladık? Açıkçası Sabahattin Ali’yi anlamadan önce edebiyattan, kitaplardan, kelimelerden ne anladığımızı düşünmemiz lazım. Popüler olmanın çok da matah bir şey olmadığı 1900’lü yıllarda, üretilen her şeyin ne kadar da kaliteli olduğunu görüyoruz. Bugün geçmişe neden bu kadar özlem duyduğumuzu düşünsek belki de neyi anlayıp anlamadığımızı göreceğiz. Çünkü okumak başka bir şeydir, okuyor gibi görünmek başka. Sabahattin Ali’nin 1940’da yazdığı ‘İçimizdeki Şeytan’ adlı romanda ne diyordu Ömer:
“Mini mini kafalarımızı ukalaca kitaplar, birbirinden çürük bilgiler, neticesi olmayan hesaplar ve Allah kahretsin, karmakarışık menfaat düşünceleri dolduruyor… Buna rağmen burnumuzu kaldırmadan bozuk kaldırımlarda yürüyüp gitmekte devam ediyoruz.”