Rumen şarkıcı Inna'ya adeta bir Türk muamelesi yapmamızın 6 sebebi

Rumen şarkıcı Inna'nın sesini 8-10 yıldır her kop kop şarkıda duyuyoruz. Şarkıcı günün birinde çıksa "Ben aslında Türk'üm" dese "Aaa, vallaha biliyorduk, boşuna kan çekmemiş demek" filan deriz. Peki nedir bu sevginin kaynağı? Neden onu bu kadar çok seviyoruz? Yabancı müzik çalan her radyo istasyonunda düzenli aralıklarla herhangi bir Inna hit'ine denk geliyoruz. 10 yıldır değişmedi bu kural. E şimdi radyolar Rumen şarkıcıyı çalmakta haklı. Çünkü garip bir şekilde hatta inat edermiş gibi seviyoruz onu. Ukraynalı şarkıcı Ani Lorak'ın kocasının Türk olması gibi güçlü bir bağ da yok üstelik ortada! Peki neden bizim kanımız ona bu kadar çok ısındı? İşte cevabı... Romanya'dan dünyaya kulüplerde çalmalık balkan sound'u yayılmaya başladı. Inna'nın yükselişi ya da ilk çıkışı da o zamanlardan kalma. Eğriye eğri doğruya doğru kadının hakkını yemeyelim, şarkıları akılda kalıcı. 'Hot' olsun 'Love' olsun 'Amazing' olsun, Inna'nın çok sayıda hit şarkısı var. Elbette başka isimlerin de bir sürü hit şarkısı var. Ama Inna'nınkiler o kadar birbirine benzer ki. Bu da onu bir sevdik mi tam sevmemize yol açıyor. Kendisinden sonra Alexandra Stan ya da Elena Gheorghe gibi isimler de çıktı. Ancak atı alıp Üsküdar'ı geçen ilk isim Inna olduğu için hep geri planda kaldılar. Inna eğer İngilizce şarkı söylemeseydi asla bu kadar popüler olmazdı. Fransa ya da İspanya'da müzik listelerine girmezdi. Keza Türkiye'de de Rumence bir şarkıyla şansı oldukça zor olurdu. Son dönemde Rumence şarkı söyleyen Carla's Dreams ve Irina Rimes gibi isimler enteresan bir şekilde Avrupa'nın batısında da ses getirdi. Belki de İngilizce söyleseler çoktan Inna'nın tahtını sollamışlardı. Ama Rumence inatları yüzünden bu isimler şimdilik geri planda. Inna'nın enteresan bir çekimi, çekim alanı var. Onu sadece fotoğraftan gören biri çok rahat Porto Rikolu filan sanabilir. Hatta fazla uzaklara gitmenin lüzumu yok. Onu kara kaşlı kara gözlü bir Türk kadınına da benzetebilmek mümkün. Arap müziği tınılı 'Yalla' ya da 'Caliente' gibi melodik şarkılar en çok Türk dinleyicisi tarafından benimsendi. Şarkıcının son albümleri neredeyse Avrupa'da hiç duyulmadı bile. Hiçbir mantıklı açıklaması yok. Bu durum ancak ve ancak Türklerin vefasıyla filan açıklanabilir. Inna da Türkiye'ye gelmeyi az biraz abartan şarkıcılardan. Düzenli aralıklarla memleketini ziyaret eder gibi geliyor Türkiye'ye. Hatta Türk bayraklı tişört giyip ağaç dikmişliği bile var... Geçtiğimiz günlerde röportaj veren Inna, Türkiye için Eurovision'a katılabileceğini duyurdu. Sırf bu açıklaması bile onu kafadan Ay, canım kategorisine dahil etmeye yeter de artar bile. Giderse şaşırır mıyız? Hayır. Ona Hadise ya da Atiye muamelesi yapıyoruz adeta. Tek fark bizim Inna kızımız yurt dışında. Aslında bi' memleketine dönse Türkçe şarkı yapıp çorbamızı içse... Hadise gibi kalır buralarda... Inna'nın şarkıları, bizim de kalbimiz güzel kalbimiz! can.sisman@milliyet.com.tr