Romantik komedi denince akla gelen 7 klişe

İster yiaaa çok seviyorum ama ben deyin, ister aman aman abi nefffrett ediyorum deyin, romantik komedi filmleri hayatımızın bir gerçeği. Kimileri izlerken sıkıntıdan bayılır, kimileri gözlerinde kalplerle sevenlerin o kutsal buluşma anını bekler. Öyle ya da böyle bir şekilde romantik komedi filmlerindeki zaman, mekan ve kişiler değişse de, senaryo sanki hep aynıymış hissiyle yıllardır bizlerle. Romantik komedi filmleri bu senaryo aynılığına rağmen kendisine sürekli bir izleyici bulur, zaman zaman sevmeyenleri bile iki saatliğine gerçek dünyadan koparıp o tatlış masalsılığa sürükler. Genellikle genç kızlarımız kendini başrol oyuncusu ile özdeşleştirir ve film sonunda beyaz atlı prens onun olmuş gibi yüzünde büyük bir gülümseme ile filmden mutlu ayrılır. Peki yıllardır izleyiciye sunulan bu filmlerde kimimizi bayan, kimimize hala içine çeken bu klişeler neler? Klişe diyoruz ama okuyunca aslında bu filmlerin hayatın ta kendisi olduğuna siz de hak vereceksiniz.. Sadece romantik komedi filmlerinin değil, hayatımızın da tam orta yerinde duran bu ifade klişelerin başında geliyor. Çok iyi anlaşan kızımız ve oğlumuz her şeyi birlikte yaparlar, birlikte güler birlikte ağlarlar ama nedense bir ilişkiye başlamazlar. Pardon ama neyi bekliyorsunuz, aptal mısınız siz? diye sorası geliyor insanın. Etraflarındaki insanlar da bu ikilinin mükemmel çift olacağını bilir ama ne hikmetse onlar da bir çabada bulunmazlar. Bu böyle aylaaar, bazen yıllaaar sürer; ta ki bir taraf gerçeği önce kendine, sonra karşısındakine itiraf edene kadar… Ve mutlu son <3 Boşa geçti güzelim günler arkadaşız biz diye diye, yazık… Örnekler: When Harry Met Sally, Someone Like You, What If, Just Friends Sevgilimden yeni ayrılmışım, acım çok taze, ne yapsam da onu kıskandırsam? diye düşünürken ta taaa bir aydınlanma: Yeni birini bulayım da çok mutlu takılayım da oooh çatlasın da patlasın!!! Eski sevgilini kıskandırmak için bulduğun yeni kişi muhtemelen sana hayatının romantizmini yaşatacak. Zaten bi' üzüntü var üzerinde, yeni ayrılmışsın, bu tazecik kişiyle hep bi' mutlu takılıyorsun, seni güldürmeye çalışıyor, e tabii bir de sürekli birliktesin ki eskisi görsün, üzülsün. Kaçınılmaz bir mutlu son kahramanlarımızı bekliyor bu hikayede. (Gelenin gideni aratmadığı tek yer burası olabilir.) Örnekler: A Lot Like Love, Addicted to Love Varsa yoksa kariyeri, onu bekleyen yüksek standarttaki iş fırsatları, iş stresi, daha başarılı nasıl olurum, daha fazla iş, dur şunlara biraz eziyet çektireyim de hayatlarından bezsinler düşünceleriyle dolu buz kalpli kadın! Gerçek hayatta bu kadarı da var mıdır bilemiyoruz ama romantik komedilerde karşımıza sıkça çıktığına göre pek de imkansız değil sanki. Kariyeri uğruna aşktan kaçan bu buz kalpli patronumuzun ya hiç aşkla tanışmamış ya da çok büyük bir kazık yemiş oluyor genellikle. Uzuuun geçen bir mesai gününün ardından hayatını sorgularken “Ah, aşk vardı değil mi? Nerede kim bilir?” diye düşünür ve muhtemelen bir hafta içinde hayatının aşkıyla karşılaşır. O kalpteki buzdağı erir biteeer, gülücükler yüze yerleşir, şirkette estirdiği fırtınalar, tatlı bir yaz meltemine döner. Örnekler: Baby Mama, Fever Pitch, The Proposal Kimsenin dönüp de yüzüne bakmadığı, baktığında “Off şunun suratını gördüm ya günüm kötü geçecek” dediği kızın bir günde prensese dönüşmesi. Bir balo olur, bir şirket yemeği olur, bir son anda ihtiyaç duyulan ve o çaresizlik içinde çıkma teklifi götürülen bir buluşma olur. O güne kadar hiç kimsenin dikkatini çekmeyen, sadece zekası için iletişim kurulan o kız 3 saat içinde bambaşka bir insan olur. Saçını biraz değiştirip, makyaj yapıp düzgün bir kıyafet giyince okulun en havalı kızından daha dikkat çekici bir hale dönüşür. Böylece bütüüün erkeklerin radarına girer, kızlarsa nefret etmeye başlar. Kızımız o gün, yıllaaardır platonik aşık olduğu çocuğun ilgisini çekmeyi başarır ve mutlu sonlarına ilk adımı atarlar. Örnekler: Clueless, She Is All That “Bağlanmak mı hahah”, “Beni esir alacak kız henüz doğmadı”, “Yalan dostum aşk diye bir şey yok” cümleleri üzerine hayatını inşa eden beyzbol takım kaptanımız bir diğer klişe olarak karşımıza çıkıyor. Günübirlik ilişkiler yaşayıp aşkın varlığını reddeden bu cool çocuk hayatının içki, kumar, peşinde koşan güzel kızlar üçgeninde geçeceğine inanır. O asla kimselere aşık olmaz, acı çekmez ama çektirir, istediğini yaptırır çünkü en mükemmel odur. Amaaaa durum hiç de öyle değil. Bir gün bir kızla tanışır ve ne hikmetse bu kız bizim coolcuktan hiç etkilenmez, ona yüzünü çevirir ve yürür gider. İşte tam bu anda çocuğumuz ilk reddediliş ile çarpılır, kendine gelir veya kız onu baştan aşağı değiştirir ve dırırırıııım aşık olur! Kötü kimliğinden arınmaya çalışarak kızı etkilemeye çalışır, başarılı olur ve mutlu son <3 Örnekler: Someone Like You, About a Boy, The Awkard Moment Zengin bir iş adamı ve onun hayatını kolaylaştıran bir sekreter… Soylu bir ailenin tek varisi ve evlerinde çalışan yardımcı kız… Ülkemizde yayınlanan diziler de dahil olmak görmeye alışık olduğumuz, hatta epey baydığımız bir klişe, Hollywood romantik komedilerinde de karşımıza çıkıyor. Patronuna duyduğu sevgiyi gizlemeye çalışan kızımız istemeden türlü sakarlıklar yaparak patronun dikkatini çeker. Sonra gerçek hayatta olmayacak tesadüf gerçekleşir ve patron bir anda vahiy inmişçesine aydınlanarak kızımıza aşık olur. Aileler karşı çıkar, evlatlıktan redler yenir ama çifte kumrularımız buna aldırış etmez. Yerli ve yabancı yapımcılardan ricam lütfen, lütfen ve lütfen bu senaryoyu kaldırın artık noooluuur!!! İkinci salisesinden sonu belli, artık gerçekten kabak tadı verdi. Örnekler: Maid in Manhattan, Nanny Diaries “Ne demek o bana bakmaz!!! Bakın görün 3 gün içinde kendime ayarlarım, 5 gün içinde sepetlerim, yazıyorum şuraya” veeee (SEPETLEYEMEDİ) (AŞIK OLDU) Havalı bir kız/erkek grubu arasında girilen bu iddia tipinde mutsuz bir son olacakken filmin son 15 dakikasında yüzler gülüyor. “Ben o kızı/çocuğu elde eder 3 güne gönderirim” ile başlayan süreç sonunda kahramanımız körkütük aşık oluyor. Ancak, ancak…. Tam aşık olmuşken karşı taraf içine düşen kurdun peşine takılıyor ve bu ilişkinin koca bir yalan olduğunu öğreniyor. Kaçmalar, kovalamalar, bunu bana nasıl yaparlarlı depresyon sürecinin ardından sonunda üzerine bahis oynanan kahramanımız ikna oluyor. Kaybedilen iddia hakkındaki grup arası imalı bakışma içinse düğün anını beklemek gerekiyor... Örnekler: She Is All That, Wedding Crashers, Never Been Kissed

Romantik komedi denince akla gelen 7 klişe