Rıfat Ilgaz'a yıllar önce haksızlık edilmiş
Türk sinemasında da edebiyatında da kendisine yer edinen Hababam Sınıfı serisinin yazarı Rıfat Ilgaz'ın ismi, önceden filmin jeneriğinde hiç geçmiyormuş. Ilgaz'ın buna sinirlendiğini ve filmi izlemediğini anlatan oğlunun söyledikleri, aklıma bununla ilgili birkaç şeyi getirdi.
Koskoca bir serinin yaratıcısı
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatına katkıları yadsınamaz bir yazar. Yalnızca 'Hababam Sınıfı' ile değil, 'Karartma Geceleri' ve 'Apartman Çocukları' gibi kitaplarıyla pek çok kişinin dünyasında ve hafızasında yer edinmiş, emektar bir yazardan söz ediyoruz.
'Hababam Sınıfı' ise onun en çok sevilen eseri. Eserin sinemaya uyarlanmasının bunda çok büyük bir payı var elbette. Ne var ki, o uyarlamanın Rıfat Ilgaz'ı yeteri kadar onore etmediğini, aksine filmi izlemek istemeyeceği kadar üzdüğünü öğrendik.
Oğlu yıllar sonra konuştu
Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın Ilgaz, "Önceleri Hababam Sınıfı filminin başında babamın adı yoktu. Babam Hababam Sınıfı'nı izlemek istemezdi. 'Kapatın şunu' derdi. İsmi olmadığı için canı sıkılırdı" diyerek Rıfat Ilgaz'ı üzen ve filmi izlemek istememesine neden olan dönemi anlatıyor.
Edirne Kitap Fuarı'nda Aydın Ilgaz'ın söyledikleri çok mühim ve telife, emeğe, yaratıcılığa gösterilmeyen saygıyı göz önüne seriyor. Türk sineması, ince ruhlu sanatçılar ve pek de hak-hukuk gözetmeyen yapımcılar arasında yıllarca büyüyüp serpilmeye çalışmış. Ne yazık.
Oyuncu ve yazar nezaketi
1962 yılında Ilgaz'ın Hababam Sınıfı'nı sahnelemeyi çok isteyen rahmetli oyuncu Zeki Alasya'nın birinci elden yaşadığı ve anlattığı olay, pek çok açıdan Aydın Ilgaz'ın anlattığı kızgınlığın sebebini açıklıyor gibi.
Zeki Alasya, o dönem Hababam Sınıfı'nı kimseye vermeyi düşünmeyen Rıfat Ilgaz'a bir mektup yazarak oyunu amatör arkadaşlarıyla oynamak için izin ister. İki hafta sonra Alasya'ya bir mektup gelir. Bu beklenmedik mektubu şöyle anlatır Alasya:
"2 hafta sonra bir mektup geldi Rıfat Ilgaz'dan, bir amatöre! Zeki Alasya kardeşim, çok teşekkür ediyorum. Çok mutlu oldum. Hababam Sınıfı sizindir'. Böyle bir şey var mı?! Hepimiz kalakaldık. 'Acaba sahte mi?' diye kalakaldık. Amatör tiyatroda bir takım nedenlerle yapamadık."
Alasya'nın yapamadığını başarmalarına rağmen
Zeki Alasya'nın o dönem kısıtlı imkanlar nedeniyle sahneleyemediği 'Hababam Sınıfı', daha sonra bir film serisine dönüşüyor. Döneminin en güçlü oyuncuları bir araya gelip ülkenin tamamının zihnine kazınacak filmlerle 'Hababam Sınıfı'nın efsaneleşmesini sağlıyor. Ne var ki, bu efsane filmler serisinde Rıfat Ilgaz'ın ismi unutuluyor. Filmin hiçbir yerinde Rıfat Ilgaz'ın isminin uzunca bir süre geçmediğini söylüyor Aydın Ilgaz.
Daha sonra uzun mücadeleler
Ilgaz'ın çocukları uzun mücadelelere girerek yargı yoluyla filmin kayıtlarının üstüne isminin yazdırılmasını sağlıyor. Bu kadar mücadele edilmesi, Rıfat Ilgaz'ın bu mücadeleyi kazanması ve isminin layık olduğu yere konulması gerçekten takdir edilesi bir şey. Fakat, ya uğraşılmasaydı? Günümüzde bile o filmler Rıfat Ilgaz'ın ismi bir kez olsun geçmeden yayınlanıyor mu olacaktı?
Üstelik tek sorun bu da değil. Aydın Ilgaz, Hababam Sınıfı'nın yalnızca bir film olarak planlandığını, başta o doğrultuda bir sözleşme yapıldığını da iddia ediyor. Tüm bunlar, hiç de ufak tefek şeyler değil.
Sunal Ailesi de benzer mücadeleler içinde
Benzer şekilde Kemal Sunal'ın ailesi de mücadele ettiğini hatta bu mücadelenin yakın zamanda da devam ettiğini biliyoruz.
Kemal Sunal'ın oynadığı filmlerin izinsiz şekillerde çoğaltılarak halka açık bir şekilde yayınlandığını ve kimsenin Sunal Ailesi'ne telif ödemediğini belirten Gül Sunal ve çocukları, pek çok kez hukuki girişimde bulunmasına rağmen süreç çıkmaza girdi. Yargıtay'ın Sunal Ailesi aleyhine verdiği kararın ardından aile, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımaya hazırlanıyor. Gül Sunal ve çocukları, süreci ciddi bir şekilde takip ediyor.
