Redd'in Spotify görüşmesinden dinleyici olarak ne anlamalıyız?

'Redd' grubu, müzik piyasasında çok büyük rol oynayan Spotify'la ilgili gerçek sanatçılara yakışır bir araştırma yaptı ve bazı cevaplar aldı; hem de birinci ağızdan. Peki Redd'in sorduğu sorular ve Spotify İngiltere'nin verdiği cevaplar biz dinleyicilere ne ifade ediyor? Spotify'ın Türkiye'deki müşterileri olarak neler bekliyoruz? 1) Müzik üreten, yayınlayan, yazan ve dinleyenlerle paylaşmak isteriz ki: Geçtiğimiz hafta İngiltere Spotify ile talebimiz doğrultusunda bir video konferans gerçekleştirdik. Sorularımız: a) listelerin nasıl oluşturulduğu b) listeleri oluşturan algoritmanın neye göre şekillendiği+ — Redd (@reddseyirdefter) 29 Nisan 2019 Öncelikle Redd'e teşekkür etmek gerek. Birçok kullanıcı için Spotify, standart bir müzik dinleme aracından çok daha fazlası. Daldan dala atlayarak yeni şarkılar keşfetmek, algoritmanın belirlediği haftalık keşif listeleri, takip ettiğiniz kişilerin keşif listeleri, keşfedilen şarkıları düzenli şekilde listelemek, yapılan listeleri paylaşmak, yıl boyu en çok dinlediğiniz şarkıları görmek ve daha nice imkan... Bu nedenle 'Spotify'a para vermem, açar YouTube'dan dinlerim' düşüncesinde olanlar belki de bu araştırmayı gereksiz bulacaktır. Ama dediğim gibi, Spotify'ı sadece bir müzik dinleme aracından çok daha fazlası olarak görenler için, Redd'in böyle bir araştırma yapması çok kıymetli. Düşünen, araştıran, merak eden ve yukarıda da çokça kullandığım üzere 'keşfeden' insanların olduğunu görmek harika. Redd'in Spotify İngiltere'ye sorduğu sorularda değindiği en can alıcı kısım, dinleyicilere önerilen haftalık keşiflerdeki ya da bizzat Spotify tarafından oluşturulmuş listelerdeki şarkıların neye göre belirlendiği. Redd'in aldığı en can alıcı cevap ise, Türkiye listeleriyle ilgilenen sadece 1 editör bulunması. 1 editör tek başına oturup bizlere önerilecek bütün listeleri kendisi yapmıyor elbette ama algoritmayı o yönetiyor ve haliyle önerilerdeki çeşitlilik düşüyor. Spotify'ın Türkiye'deki editör sayısının 1 olmasının sebebi ne, bunu da yine birinci ağızdan öğrenmek gerek. 2018'in şubat ayında Spotify, Türkiye'deki ofisini kapatmış ve buradaki yönetimi yakın ülkelerden birine devretmişti. Bu gelişmeyi düşündüğümüzde Türkiye pazarını biraz hafife aldığını düşünebiliriz. 87 milyonu premium (ücretli) olmak üzere toplamda 217 milyon kullanıcısı olan Spotify'ın Türkiye rakamları açıklanmadı. Eğer ülkedeki editör sayısı ve kullanıcı sayısı arasında bir orantı varsa, ki olmalı, Türkiye'deki kullanıcı sayısının diğer ülkelere göre az olduğunu tespit etmiş olabilirler. Spotify'ın Türkiye'deki pazarı ihmal etmesi herkes için olumsuz sonuçlar doğuruyor. Öncelikle dinleyici aradığını bulamayınca soğuyor ve alternatif uygulamalara kaçıyor. Nihayetinde Spotify'ı para vermeye değer gören bir kullanıcı kendisine her verileni almak yerine, listelerine ve dinlediklerine uygun, sağlıklı öneriler almak ister. Bu konuda YouTube'un keşif algoritması gayet iyi mesela. Bir diğer aktör olan sanatçı, yani üretici ise, öncelikle doğru sınıflandırılmak ve doğru hedef kitleye ulaştırılmak ister. Spotify'ın sadece Türkiye'de değil, kullanıcı sayısı milyonlara ulaşan herhangi bir ülkede tek bir editörle çalışması, bu isteklerin layıkıyla yerine getirilmesini engelleyebilecek bir tutum. Üretici açısından bir diğer sorun da, Redd'in bahsettiği üzere, albüm çıkarınca yalnızca bir adet şarkının öne çıkarılırken, single çıkarınca sınırsız şekilde öne çıkarılabilmesi. Buna göre sanatçıların 10 şarkılık bir albüm yapıp tek bir şarkıyı öne çıkarmak yerine, 10 adet single çıkarıp her şarkıyı öne çıkarması daha mantıklı. Bu da müzik kültürünü oluşturan 'albüm yapma' geleneğine ket vuran bir durum. Spotify'a olumsuz yansıyacak sonuçlar ise kalite düşüklüğü ve bunun sonucunda oluşabilecek kullanıcı kaybı. Uygulamaya ücret ödeyen bilinçli müzik dinleyicisi Spotify'ın önerilerinin alakasız, özensiz ya da 'çaktırmadan reklam' olduğunu fark ettiği anda ilişkisini kesmeyi düşünür. Redd'in açıklaması fitili ateşlemiş olmalı. Türkiye'den Spotify'la görüşen ilk sanatçı Redd grubu değildir elbette fakat bilgilendirme yaptıkları için şu anda biraz öncü konumundalar. Spotify'la çalışan Türk müzisyenler -özellikle hedeflerine ulaşamayanlar- Spotify'la iletişimi koparmamalı ve Redd'in açıklamasında üzerinde durduğu editör sayısı, çeşitlilik ve yerel eğilimler konularının üzerine eğilmeli. Belki de bundan mağdur olduğunu düşünen sanatçılar bir süre sonra dijital platformlarla direkt iletişim kurmak için ayrı bir birlik bile oluşturabilir.