Rammstein 'Radio' ile 'Deutschland'ın rüzgârını sürdürüyor

Almanların efsanevi gruplarından Rammstein'ın 7'nci stüdyo albümleri 17 Mayıs'ta yayınlanıyor. Albümün ilk single'ı olarak belirlenen 'Deutschland' geçen aya damga vurmuştu. Grup, geçen hafta ikinci single 'Radio'yu da yayınladı ve hayranlarını mest etmeyi başardı... Rammstein'ın 2009 tarihli 'Liebe ist Für Alle Da'dan beri merakla beklenen albümleri için artık çok az vakit kaldı. Geçen ay epikler ötesi 'Deutschland' şarkısı ve videosunu yayınlayan grup, kendilerini daha önce hiç tanımayanları bile etkilemeyi başarmıştı. Almanya'nın tarihine şöyle bir Muazzez Ersoy'un 90'lardaki sistematik nostaljisiyle yaklaşan, bir de tüm bunlar yetmiyormuş gibi izleyicilere/dinleyicilere alternatif bir okuma yapmalarını da sağlayan grup büyük övgü toplamayı başarmıştı. Grubun 11 şarkıdan oluşması planlanan yeni albümlerinin ikinci single'ı olarak ise 'Radio' seçildi. Tarz olarak klasik Rammstein sertliğine daha yakın olan şarkı birçokları tarafından yine beğenildi. Bazıları ise 'Deutschland'ın etkisinde kalmalarından mütevellit Kesmedi beni kafasında. Ben, 'Deutschland'ın epikliği karşısında saygıyla eğilip 'Radio'nun bağımlısı olamayanlardanım. Ancak bu tamamen benlik bir problem... Çünkü 'Radio' hem tipik bir Rammstein sound'u barındırıyor hem de kendi içinde Kraftwerk esintilerine sahip olması bakımından tatlı bir yeniliğe de sahip. Bu da beraberinde 'Radio'nun son derece başarılı bir şarkı olduğunu, yine son derece doğru bir 'single' seçimi olduğunu ortaya koyuyor. Üstelik şarkının tıpkı 'Deutschland' gibi oldukça provokatif klibini izleyince Sertab Erener'in Eurovision performansındaki gibi Ha! diyorsunuz... 10 yıllık arayı kapatmaya and içen bir grup izlenimi veriyor Rammstein. Rammstein 'Radio' ile 'Deutschland'ın rüzgârını sürdürüyor... 'Radio'nun klibinde yine geçmişe yönelik birtakım göndermeler var. Ancak elbette 'Deutschland' kadar değil. 'Deutschland', adı üstünde, Almanya'yı anlatma, özetleme çabası içerisindeydi. 'Radio'da ise feminizm, eşitlik, adalet, özgürlük gibi daha 'üst' temalar işleniyor. Elbette yine provokasyona başvuruluyor. Ancak tadında her şey. Kışkırtmaktan ziyade etkileyici olma hali önemsenmiş. Klibi izlerken rahatsız olmuyor, kapalı anlatımı yapboz parçalarını birleştirir gibi bir araya getirmeye çabalıyorsunuz. Canımız, ciğerimiz Till Lindemann'ın ruj sürülmüş dudaklarından, Doğu Almanya esintili Avrupa Birliği eleştirisine kadar yine derinlere de dalıyor grup. Dertlerini, 'karşı duruş'larını oldukça estetik bir şekilde çeşitli SMS'lerle süsleyerek veriyor. Klibi izlerken Bu adamlar ciddi ciddi bir şeylere kafa tutuyor yahu! diyorsunuz. Ve en önemlisi Daha iyi bir Almanya adına değil, Daha iyi bir dünya adına biz kendi ülkemiz Almanya'dan başlıyoruz kafasındalar adeta. Daha büyük dertler peşinde olmaları da onları sempatik ve samimi kılıyor tabii ki. Klibi izledikten sonrası ise biraz sıkıntılı açıkçası. Klibindeki coşkulu hali karşılayan bir müzikaliteye sahip olsa da şarkı, tek başına ayakları üzerinde durmakta biraz zorlanıyor. 'Deutschland', her anlamda 'epik' bir iş olmasının avantajına sahipti. 'Radio' ise ilgi çekici klibi olmadan eksik kaçıyor. Yani evet, Rammstein 10 yıllık aradan sonra 11 adet gıcır gıcır şarkıyla dönmüş, bu bile zaten başlı başına birtakım halaylar çekme, Siz ne çalarsanız çalın, biz dinleriz deme sebebi. Ama yine de ister istemez kıyaslama yapıyor dinleyici. 'Radio'nun liste başarısını söylemek için henüz erken. Ancak 'Deutschland' kadar sükse yaratacağını pek sanmıyorum. 'Deutschland', özellikle dijital müzik platformlarındaki dinlenme rakamları sayesinde pek çok Avrupa ülkesinde resmi single listelerine girmeyi başardı. Bu ülkeler arasında sadece Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi Almanca konuşulan ülkeler yok. İsveç var, Finlandiya var, Hollanda var, Belçika var. Keza Litvanya ve Polonya'daki radyolarda da çalıyor halihazırda 'Deutschland'. Bir grubun 10 yıllık ara sonrası dönüş kararı her zaman heyecan vericidir. Ve oldukça subjektiftir. Kimileri grubun bozuk plak gibi 10 yıl önceki müziği yapmasını ister, kimileri de üzik sektöründeki değişimlerden, yeni sound'lardan nasibini almasını talep eder. Rammstein bu bağlamda henüz net bir done vermiş değil. İkinci single 'Radio', standart bir Rammstein şarkısı gibi tınlasa da Kraftwerk esintileri oldukça belirgin. 'Deutschland' ise hem şarkı hem de video açısından Rammstein'ın gelmiş geçmiş en büyük bombalarından, hit'lerinden biri. Her zaman gösterişli işlere imza atan Rammstein'ın en 'ayakları yere basan' işlerinden biri de diyebiliriz. Ve bunu da bir gelişme olarak görebiliriz pekâlâ... Evet, albümün çıkış tarihine çok az kaldı. Grubun ne kadar yenilikçi ne kadar gelenekçi olduğunu ancak albüm çıkınca göreceğiz. Fakat yine de kesin olan bir şey var, o da Rammstein sadece Almanya ya da Avrupa'nın değil dünyanın gelmiş geçmiş en bomba, en ilgi uyandıran müzik gruplarının başında geliyor... can.sisman@milliyet.com.tr