Plaza dili ve edebiyatı nasıl konuşulur?
Son dönemlerde özellikle kurumsal şirketler arasında yaygınlaşan, Türkçe kelimeler yerine İngilizce kelimeler tercih ederek kullanılan dile ‘plaza dili’ deniyor. Peki, plaza dili nedir ve edebiyatı nasıl yapılır? Gelin hep birlikte Molatik olalım...
Plaza Dili ve Edebiyatı 101
'Plaza Dili ve Edebiyatı 101' yani giriş dersine hoş geldiniz... Bu derste neler öğreneceğimize bir bakacak olursak; ilk öğreneceğimiz şey öğrendiğimiz gibi konuşmamak olacaktır. Bu dersimizde nasıl konuşmamamız ya da konuşmamız gerektiği konusu işleniyor.
Yeni bir dil geliştirildi
Hadi başlayalım... Bildiğiniz üzere son dönemlerde özellikle ‘beyaz yakalı’ çalışma grubunun patlak vermesiyle birlikte kurumsal şirketlerin çalışanları kendileri aralarında yeni bir dil geliştirdi. Bu dilin en büyük özelliklerinden biri yarım dil konuşuyor olmak.
Türkçe-İngilizce karma
Ne Türkçe konuşuyoruz ne İngilizce. Anlayacağınız Türkçe-İngilizce ortaya karışık bir şeyler yapıyorsunuz. “Little little into the middle” mantığıyla döktürüyorsunuz dilinizi. Örneğin moraliniz bozuk enerjiniz mi yok; “Bugün biraz enerjim yok moralim bozuk” demiyorsunuz, “Abi ben bugün biraz davnım (Down) ya” demeniz bu dili daha güzel ve etkin kullanıyor oluşunuzu gösteriyor.
Aksiyon almak önemli
Bu kısımdan anlayacağınız o ki Şevval Şahin gibi konuşuyor olacaksınız prototipimiz Şevval Şahin olacak... İkinci yapacağımız en iyi şey aksiyon almak oluyor. Ekşın (Action) severleri şöyle bir alalım. Misal bir işe başlayacaksınız ya da bir iş için harekete geçeceksiniz. Sakın ha o işe “Ben şu işe başlıyorum ya da bir proje için şu şekilde çalışıyorum” demeyin.
Aksiyon alın!
Mancınıkla plaza dili ve edebiyatından atılırsınız. Ya beğenmezler sizi çobansınız diye. Köylü derler. Bir işe mi başlıyorsunuz? Hemen aksiyon alın. Merak etmeyin parayla değil. Eylem olarak. “Şu işe aksiyon alalım” gibisinden. Aksiyon almak kelimesini kullandıktan sonra emin olabilirsiniz ki Jason Statham bile bu kadar aksiyon almamıştır.
Çıktı alamazsınız
Aksiyon aldınız, çalıştınız ettiniz. Sunumunuzun çıktısını almak istiyorsunuz. Bilmelisiniz ki plaza dilinde asla çıktı alınmaz. ‘Print’ almanız lazım. Yoksa sunumunuz kabul edilmiyor. E diyelim ki sunumuzu print aldınız. Yok mu bir miting set (meeting set: toplantı organize etmek) etmeniz. Miting set ettikten sonra da ofis arkadaşlarınıza “Canım şimdi seni sisiye (CC’ye) ekleyip maili forvırdlıyorum (forward)” derseniz bal kaymak olmuş olur.
Güzel ama İngiliçce
İyice öğrendik bu işleri. Plaza dili artık bizler için mast (mast: zorunluluk) oldu. Arada plaza dili hakkındaki bilgilerinizi apdeyt (update) ederseniz daha da ilerleme kaydedersiniz. Diyelim ki bu güzel ama İngiliçce kısımları halledemediniz. Elimizde öyle bir kart var ki bütün plaza dilini kapsıyor olabilir.
‘Öngörmek’ kullanılıyordu
Bu kalıp yeni girdi dile. Biliyorsunuz ki dil canlı varlık plaza dili de aynı şekilde. Her gün yeni bir şey ekleniyor ya da gelişiyor. Böylece Türkçe’nin katli daha güzel gerçekleşmiş oluyor. Daha önceden bu kalıp yerine “Öngörmek” ifadesi kullanılıyordu. Şimdi modifiye edilip piyasaya geri salındı.
-yor olacağım
Evet, tahmin ettiğiniz gibi; ‘-yor olacağım’xxC250 piyasaya çıktı ve dilimize kazandırıldı. Eğer plaza insanıysanız asla birine ‘gidip gelemezsiniz’. Gidiyor olursunuz ve geliyor olursunuz. “Geliyorum” demezsiniz ya da “Gelmeyi planlıyorum” da diyemezsiniz. Derseniz ağzınız kitlenir, ateşler salınır, plazalar altında kalırsınız maazallah. Eyleminize ‘–yor olacağım’ katarak bu formülle bütün bu kıyamet alametlerinden uzaklaşabilirsiniz.
“Olmak ya da olmamak”
“Geliyor olacağım”, “Yapıyor olacağım” derseniz ve bu durumu dilinizde yer ettirirseniz: Tebrikler! Artık Plaza Dili ve Edebiyatı 101 dersinin bütün gerekliliklerini yerine getiriYOR OLursunuz. Bir işi –yor olmak gerçekten mühim bir konu. Sonuçta ne demişler tu bi or nat tu bi (to be or not to be). Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu. Plaza dili de dahil.
