Paul Auster hakkında duyunca çok şaşıracağınız 10 acayip gerçek
Amerika'nın en yaratıcı yazarlarından Paul Auster, bugün 72'nci doğum gününü kutluyor. Auster'a mutlu yıllar dilerken, onu daha yakından tanımak isteyenler için bir rehber hazırladık.
1- Evden kalemsiz çıkmıyor
Paul Auster 8 yaşındayken hayran olduğu beyzbol oyuncusu Willi Mays ile 'talihsiz' bir karşılaşma yaşadı. Gittiği bir New York Giants maçında tüm cesaretini toplayarak Mays’ten beyzbol topunu imzalamasını istedi ama ne Mays’in ne de Auster’ın yanında kalem vardı. Auster ağlamaya başladı ve sonra da gözyaşlarına hakim olamadığı için kendinden nefret etti. İşte o günden sonra da yanında kalem olmadan evden çıkmadı! Neyse ki bu olaydan 52 yıl sonra Mays kendisine imzalı bir top hediye etti de travmadan kurtuldu :)
2- Samuel Beckett'la ilk buluşması
1970’li yılların başlarında Paris’te bir kafede Paul Auster için çok önemli bir buluşma yaşandı. O zamanlar henüz genç bir yazar adayı olan Auster, hayran olduğu Samuel Beckett ile bir araya geldi. Lakin daha sonra Auster’ın anlatacağına göre, Beckett’in karşısında heyecandan nutku tutulmuş ve neredeyse hiç konuşamamıştı.
3- 'Cam Kent'i gizemli bir telefon sayesinde yazdı
Günlerden bir gün Auster’ın telefon çaldı. Hattın diğer ucundaki kişi Pinkerton dedektiflik bürosuna ulaşmaya çalıştığını söyledi. Belli ki yanlış numara çevirmişti ama Auster bu telefonun ona 'Cam Kent'i yazma fikrini verdiğini söylüyor.
4- Kızının adı, romanından geliyor
Paul Auster kızının ismini koyarken, kendi yarattığı bir karakterden, 'New York Üçlemesi'nin kahramanlarından Sophie Fanshawe’den ilham aldı.
5- Şarkı sözü de yazıyor
2004 yılında 16 edebiyatçıyla birlikte One Ring Zero grubunun 'As Smart As We Are' adlı müzikal projesinde yer alan Paul Auster, bundan 2 yıl sonra aynı grupla birlikte kızı Sophie Auster’ın CD’sini yayınlandı. Bu albümdeki üç şarkının sözleri kendisine aittir.
6- Bilgisayar kullanmıyor
Paul Auster dolma kalem veya kurşun kalemle, Fransa’dan almayı tercih ettiği, çoğunlukla kareli not defterlerine yazıyor. Sonra bu notları 1960’lardan kalma Olympia marka daktilosuyla temize geçiriyor. Hatta daktilosuyla yaşadığı aşkı 'The Story of My Typewriter' adlı kitapta anlatmıştı.
7- Sinemacı yönü
Paul Auster’ın Wayne Wang ile yönettiği 'Duman' adlı kısa film, 45'inci Berlinale’den Gümüş Ayı ile döndü. Filmde bir sigara mağazası yöneticisi ve zenci bir yeniyetmenin öyküsü anlatılıyor. Beklenmedik bir anda yolları kesişen bu üç kişi, birbirlerinin hayatlarını değiştiriyorlar. 'Duman', güldüren, duygulandıran ve beklenmedik olaylarla dolu bir film. Üstelik tümüyle doğaçlama tasarlandı! Günümüz Brooklyn'ini arka planına alan bu senaryo, Paul Auster'ı farklı bir yönüyle tanımak isteyen okurları için hoş bir sürpriz.
8- Reklam filmi teklifi
2017 yılında Paul Auster ve güzel eşi Siri Hustvedt’e, birlikte bir tekstil mağazasının reklamlarında oynamaları için teklif geldi. Hiç düşünmeden reddettiler :)
9- Hayali bir yemeğe 3 yazar çağıracak olsa...
Favori kahramanının Don Kişot, favori anti-kahramanının ise Raskolnikov (Suç ve Ceza / Dostoyevski) olduğunu; ölü veya diri, istediği yazarı davet edebilme lüksüne sahip olduğu yemeğin konuklarının Charles Dickens, Fyodor Dostoyevski ve Nathaniel Hawthorne olacağını söylüyor.
10- Büyükbabası sihirbazmış!
Paul Auster'ın dedesi, 'Great Zavello' takma adını kullanan amatör bir sihirbazdı. Emekli olduktan sonra eski sekreteri Shirley ile birlikte New York civarında oturan yaşlıları evlerinde ziyaret ederek türlü numaralarla eğlendiriyordu. Ne acayip değil mi?
