Oyuncuların kariyerinde altın çağ açan 14 dizi

Türk dizilerinin senaryo ve kurgularının ne kadar iyi olduğundan bahsetmemize gerek yok. Yurt dışına satılan yapımlardan bunu pekala görebiliyoruz. Bu anlamda dizilerimiz şaha kalktı. Her bir oyuncumuzun farklı coğrafya ve kültürlerden hayranı da mevcut. Hepsi de aslında bir nevi kültür elçisi… Türkiye ve Türk kültürünü sevdirmek bakımından… Yumuşak güç olarak da kullanıllıyor aslında bu dizilerimiz ama orası artık politikanın işi ;) Fakat bazı diziler var ki, tekrar tekrar dönüp izlesek de bıkmayacağımız, kalitesiyle ama ne diziydi be! dedirtip, ayrı yerde duruyorlar. Kadrosunda yer alan veya konuk oyuncu olarak dahil olan yeteneklerin de kariyerinde altın bir çağ açıyorlar. Acaba bu diziler hangileri? Sanem Çelik ve Halit Ergenç’in yer aldığı tam bir aile dramıydı. Sanem Çelik’e bu gözler “Kara Melek” ile alışkın olsa da, Halit Ergenç’i de bu dizi sayesinde evlerimize yeni bir konuk olarak almıştık. Hatta ve hatta ilerleyen bölümlerde Barış Falay da Halit Ergenç’in ezeli rakibi olarak ekranda yerini alıvermişti. Ciğerimizi söken, gözyaşları içerisinde izlediğimiz “Çocuklarım olmadan asla” sloganını mıh gibi aklımıza kazıyan bu dizi, oyuncuları için popülarite ve başarının altın çağını başlattı. Ah hatta Nejat İşler’i de ilk kez burada görmedik mi? <3 Pelin Karahan, Aslı Enver, İbrahim Kendirci ve Dağhan Külegeç gibi yepyeni yüzlerle, tam bir gençlik dizisiydi. Dizi ve oyuncular o kadar sevildi ki, yıllarca sıkı takipçisi olduk. Artık ailemizden biri gibi olmuşlardı. Nerede, ne zaman, neye nasıl tepki vereceklerini bilecek kadar tanımış, benimsemiştik onları… Listedeki diğer diziler gibi, Kavak Yelleri'nde de yer almak bir oyuncu için kariyerinin altın suyuna banılmasıydı adeta… Gerek başroller gerekse sonrasında senaryo gereği diziye dahil olanlara hayat veren oyuncular kariyerlerinde başarılı bir şekilde ilerlemeye devam ettiler. Senaryo matematiğini alt üst eden; yaşananlara, insan menfaatlerine ve hayata espirili yaklaşan, mizahı ve karakterleri hala konuşulan bir yapım Avrupa Yakası. Hem ısırıp hem üflediği için de kimseyi de incitmiyordu haliyle… Gazanfer Özcan, Hümeyra, Rutkay Aziz, Müşfik Kenter, Gönül Ülkü Özcan gibi dev oyuncuların yanında, yeni yüzlere de yer verdi kadrosunda. Avrupa Yakası ekibine dahil olmak her oyuncunun hayali olabilirdi. Bir yandan tarihe tanıklık ederken bir yandan da Makedonya’da yaşayan tatlış mı tatlış bir ailenin hayatını anlatıyordu bu güzelim dizi… Şivesiyle ve diğer farklılıklarıyla herkes kendisinden bir şey buldu ve izleyici bu senaryoyu bağrına bastı. Böylesine başarılı ve herkesin benimsediği bir dizide yer almak her oyuncunun hayali olsagerek! Hande Subaşı, Berrak Tüzünataç ve sonradan Namık karakteriyle kariyerini daha da parlatan, her babanın isteyeceği damat adayı kıvamında olan Tolgahan Sayışman’ı keyifle izledik. Şimdi de Siyah İnci dizisinde yer alacakmış, öyle diyolla. Bir başka dönem dizisi olarak hem şarkıları hem naifliği hem de konusuyla, Yasemin (Beren Saat) ve Ahmet’in (Cansel Elçin) imkansız ve bir o kadar da büyük aşkına şahit olduk. Yasemin’in günlüğüne yazdığı, gizli saklı büyüttüğü bir aşk ne kadar ızdıraplı olabilir derken, kader ağlarını kanaviçe tarzında örüverdi. Siyasetin iki kutba ayırdığı ailenin çocuklarının aşkı çerçevesinde yaşanan olaylar anlatılırken; Beren Saat, Okan Yalabık ve Cansel Elçin öyle bir oyunculuk sergiledi ki, onların acılarını kendi kalbimizde hissettik. Bu dizi sonrasında zaten Beren Saat, bizim biricik Bihterimiz oluverdi. Okan Yalabık, birkaç madde sonra Pargalı İbrahim olarak Muhteşem Yüzyıl kadrosunda yer alıp rolünün hakkını verecekti. Kısaca “Hatırla Sevgili” dizisi de, kariyer anlamında bir çağ kapatıp bir çağ başlatan diziler arasında yerini aldı. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan bir Ezel, nam-ı diğer Kenan İmirzalıoğlu’nu izledik. Ama ne izlemek! “Açılın ben jönüm” der gibi yetişip, rolüne hayat verdi ve 90 kuşağına ilham oldu. Ders niteliğindeki Ramiz Dayı’dan duyduğumuz sözler ve nice imzalar atan bir senaryosu vardı. Bu dizide yer alan diğer oyuncular için, başarı ve yepyeni bir dönemi de beraberinde getirdi. Konusu, senaryosu, akıl oyunları ve stratejileri ile televizyon dizilerinin mihenk taşlarından biri oldu Kurtlar Vadisi… Başrolünde Necati Şaşmaz’ı ilk kez gördük, yepyeni bir yüzdü. Tabii o zaman ne kadar takipçi, o kadar reyting durumu yoktu ama babalar gibi senaryo ve oyunculuklar vardı. Heh işte bu dizi de aynen böyleydi. Seveni çoktu, Çakır (Oktay Kaynarca) hayatını kaybedince karakter için mezar bile yapılıp dua edildiydi. Bir karaktere duyulan hayranlık, ilk defa bu diziyle filizlenmeye başlamıştı. Böylesine takip edilen, nefes kesen bir dizinin kadrosunda yer almak için de insanın içi gidiyordur herhalde! Sharon Stone bile vardı, daha ne olsun! Sonrasında konjonktüre uygun “Kurtlar Vadisi: Irak” filmi de çekildi ve bu film ile Bergüzar Korel’in yıldızı da parlamaya başladı. Murat Yıldırım, Sarp Akkaya, Güven Murat Akpınar, Tugay Mercan’ın senaryo gereği çocukken yaptıkları masum bir hata sonucunda hapse girmesi ve burada yaşanan darp ve tecavüz olaylarından sonra hayatlarının alt üst oluşlarını konu alıyordu. Asi dizisinde tanıyıp, ekrandan platonik aşk yaşadığımız Murat Yıldırım tüm karizmasıyla karşımızdaydı. Bir de tabii Ecevit ve Bilal’in kalbinde Ahu’ya (Aslı Enver’e) olan, çocukluktan gelen derin bir yangın vardı. Hikayenin gerçekliği ve oyuncuların da bunu televizyondan iliklerimize kadar işlemesi bakımından, Suskunlar dizisi de bu listede kendine yer buluverdi. Kavak Yelleri’nden sonra uyarlama olarak ekranlarda gördüğümüz bir gençlik dizisi daha… Daha başlamadan bile ses getirmiş ve hakkında oldukça yazılıp çizilmişti. Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy’un başrollerinde olduğu Medcezir, her anıyla, her sahnesiyle oldukça ses getirdi… Serenay Sarıkaya’nın sesiyle bu dizi sayesinde haşır neşir olduk. Çağatay Ulusoy da arkada kalmadı, o da kendini ve sesini geliştirdi. Ortaya görüntü olarak inanılmaz bir gönülçelen çıkıverdi. Kısacası bu dizi, gerek yan roller, gerekse başroller bakımından ekranda daha çok görmeye başladığımız yeni yüzleri ortaya çıkarıp, altın çağa geçiş bakımından önemli dizilerden biri oldu. Vatanım Sensin'in Hilal’i Miray Daner de Medcezir dizisinde, Serenay Sarıkaya’nın kız kardeşi rolündeydi. Medcezir dizisinde gösterdiği başarılı oyunculuğu sonrasında yeniden karşımıza çıkan güzel oyuncu, bu sene Pantene Yıldızı Parlayanlar ödülünün de sahibi olacak. Aşk-ı Memnu’dan sonra değişmiş bir şekilde gördüğümüz Kıvanç Tatlıtuğ, bu dizide de rolünü ağlattı be! Hem de ne ağlatmak! Saz da çalarım, oyunculuğumu da yaparım dedi, o çaldı biz dinledik, o ağladı, gözyaşları bizim içimize aktı. Bir madde önce bahsettiğim Medcezir dizisindeki “kelebek” lakaplı Hazar Ergüçlü de Kuzey Güney'de karşımıza çıkmıştı. Daha önce tiyatro oyunlarında yer alan ve hatta ödülü de olan Öykü Karayel’i ise şimdi “Eylül” karakteriyle, “Kalp Atışı” dizisinde kaskımızı takarak izliyoruz. Tam bir aile dramıydı. Aras Bulut İynemli, Farah Zeynep Abdullah ve Elçin Sangu ile ilk kez bu dizide tanıştık. İzlerken içimiz darlanıyordu ediyordu ama Cemile’nin dipçik gibi sapasağlam ayakta duruşu; tüm haksızlıklara karşı başını her daim dik tutuşu, derin bir aşka kendini kaptıran Mete (Aras Bulut İynemli) ile baş etmeye çalışması meraktan meraka sürüklüyordu. İsimlerini teker teker saydığımız bu güzelim oyuncularımız, sonrasında kariyerlerinde sağlam adımlar attılar. “İki karpuz bir koltuğa nasıl sığacak?” derken, onlar bu işi kardeş kardeş çözerek; reytingleri de kimseye kaptırmayarak pekala götürdüler. İçerde, senaryo gereği içerde olanlara bir kez daha araladı kariyer kapılarını. Dizi o kadar büyük ilgiyle izlendi ki, oyuncu kadrosuna sonrasında Uğur Yücel de dahil oldu. Hatta Çağatay Ulusoy, Netflix yapımı Türk dizisinin başrolünü alıverdi. ;) Azra Sarızeybek Kohen’in “best-seller üçlemesinden” uyarlanan dizi gerek başrolleri, gerekse cesur sahneleri ve başarılı senaryosuyla oldukça ilgi çekiyor. Karşımızda, Medcezir dizisiyle kariyerini daha da sağlamlaştıran Serenay Sarıkaya ve “Elveda Rumeli” dizisinde tanıdığımız Berrak Tüzünataç var. İlk birkaç bölüm sonrasında Cem Yılmaz’ın da ufak bir rol alması, diziye olan merakı ve ilgiyi daha da arttırmıştı. Bakalım bundan sonra, hangi projelerde, saydığımız diziler arasında yer alan isimleri göreceğiz? Tabii ki ilk bölümlerinden bahsediyoruz. Halit Ergenç, Kanuni Sultan Süleyman’ı öyle bir canlandırdı ki, -kimse kusura bakmasın- kendisinden sonra gelen her padişahta onun ağırlığını, vakurluğunu ve heybetini arar olduk. Kısacası Halit Ergenç’ten sonra o tahta hakkını veren kimseler oturamadı, taht yetim kaldı. Bu dizide kimler kimler yer almadı ki? Neredeyse bütün oyunları dizinin içerisinde uzun veya orta ölçekli sürelerde izleme şerefine nail olduk. Kısacası Muhteşem Yüzyıl resmen bir devler ligiydi ve beklediği ilgiyi hem yurt içinde hem de yurt dışında fazlasıyla gördü. Bu dizide ve devam eden yıllarında yer alan oyuncular için kapitülasyonlar resmen başlamış oldu.