Müslüm filmi, kendisinden sonra vizyona giren filmleri engelledi mi?

Erkan Petekkaya, katıldığı bir televizyon programında, başrolünde yer aldığı 'Deliler: Fatih'in Fermanı' filminin gişesinin Müslüm filminin gişesinden çok etkilendiğini söyledi. Peki, gerçekten öyle mi? Müslüm, kendisinden sonra vizyona giren tüm filmleri yaktı geçti mi, yoksa Türkiye'de yeteri kadar film izleyicisi var mı? Türkiye'de her hafta vizyona minimum 5-6 film giriyor. Bu filmlerin içinden sıyrılarak gişe geliriyle kendisini gösterenler de oluyor, hayal kırıklığına uğratanlar da... Hem rekabeti bol hem de çok sayıda seçenek var. Bu yüzden izlenebilir film sayısının az olduğu bir sinema sektörü bizimki. 2018'in en çok konuşulan ve izlenen filmlerinden Müslüm, şanslı olan yapımlardandı. Gerek oyuncuları, gerek öyküsü, gerek pazarlama çalışmaları açısından şanslıydı. Müslüm Gürses'in hayatından kesitler anlatan film, tüm zamanların en çok izlenen Türk filmleri listesinde şimdilik 5 numarada. Vizyonda olduğu ilk 9 haftada 6 milyon 185 bin 949 izleyiciye ulaşan Müslüm, iddialı bir yapımdı ve hedefine ulaştı demek mümkün. 2018 yılının en popüler, en tartışmalı ve en çok izlenen filmi olmasına ve vizyonu domine etmesine rağmen, aslında tek temsilci değildi vizyonda. Kendisiyle birlikte yahut kendisinden sonra vizyona giren herhangi bir filmin öne çıkmasına engel olmadı mesela, olması da zordu. Tüketici ne isterse onu tüketir, kim ne kadar yönlendirebilir ki bunu? Yukarıdaki paragrafı yazmamın nedeni, en son 'Deliler: Fatih'in Fermanı' filminin başrolünde izlediğimiz Erkan Petekkaya'nın bir televizyon programında söyledikleri... Petekkaya'ya göre, filminin vizyonda istediği noktaya gelememesinin nedeni, Müslüm filmi ve emin olmadığı için açıklayamadığı başka nedenler... Müslüm, tek başına diğer filmlerin de vizyonunu etkileyebildi mi? Öncelikle şunu söyleyelim, hiçbir film yapımcısı rakibini düşünmez. Zaten bunu yapmak zorunda da değildir. Herkes kendi filmi için yatırım yapar ve karşılığını almak ister. O karşılığı alamayacaksa neden film çeksin ki zaten? Öte yandan, televizyon dizileri de radyo programları da gazeteler de kitaplar da ve dünya üzerinde üretilen ne var ne yoksa hepsi, her zaman rekabet içerisindedir. Bu rekabetin içindeyken Benim ürünümden daha popüler olan bir şey daha çok tüketilip önümü kesti demek yerine, neyin yanlış neyin doğru yapıldığını incelemeniz gerek. Nitekim, Müslüm'den sonra vizyona girip de aradan sıyrılan, gişe başarısı gösteren, ya da hiç yoktan 500 bin izleyici barajını aşan filmler de var. Müslüm çok izlendi ama beğenileri değişiklik gösteren onlarca farklı izleyici yönelimini hedefleyen pek çok film gösterime girerek başarılı oldu. Deliler: Fatih'in Fermanı, ilk 4 haftasında 568 bin 706 seyirciye ulaştı. Bu, hiç fena bir gişe değil aslında. Fakat yapımcılar ya da Erkan Petekkaya için yetersiz kalmış olabilir. Buna söylenecek bir şey yok. Herkes kendi filminin başarılı olmasını ister, neden istemesin ki? Fakat istediğiniz kadar başarılı olmadıysa dış faktörleri konuşmak çok da mantıklı değil gibi... Gişe verilerine bakınca Müslüm'ün kendisinden sonra gelen filmlerin önünde engel olduğunu düşünmek pek de gerçekçi değil. Yine gerçek bir hayat hikayesine odaklanarak Halis Karataş'ı gündeme getiren 'Şampiyon', vizyonda kaldığı 2 haftada 800 bin bilet sattı. Müslüm gibi yaşanmış olaylara odaklanan bir filmin, Müslüm Gürses'in dinleyicisiyle benzer bir kitleyi hedeflediğini düşünürsek, iyi bir örnek olduğunu söyleyebiliriz. Bir hafta Müslüm izlemeye giden insanlar ertesi 5-6 hafta sinemaya gitmeyi bırakmıyor, farklı filmlere dağılıyor yalnızca. Ata Demirer'li komedi yapımı Hedefim Sensin, 3 haftada 1 milyon 296 bin 820 izleyiciye ulaştı. Bir YouTuber filmi olan Kafalar Karışık, 2 haftada 579 bin izleyiciye ulaştı. Serinin devam yapımı Çakallarla Dans 5, 6 haftada toplam 1 milyon 400 bin izleyiciye ulaştı. Bunlar hiç fena veriler değil. Hedefiniz illa 2018'in en çok izlenen filmi olmak değilse... Müslüm de Şampiyon da Deliler de kendilerini kanıtlamak için yeterli süre vizyonda kalıp izleyici çektiler. Artık bundan sonrasını -hiç değilse gişe başarısı özelinde- tartışmak pek de mümkün değil. Mümkünlüğünü boş verelim, makul de değil. Öte yandan, Deliler: Fatih'in Fermanı, teknik açıdan da metin bazında da kendisini kanıtlamış bir imaj çizdi. Filmi izleyenlerden duyduğum şey, genel olarak başarılı -hatta dünya standartlarına yakın- bir film olduğuydu. Başarıyı sadece gişeye indirgemek yerine, bırakalım da Deliler, gişede istediğini bulamamış ama yine de sinemamız açısından umut vermiş bir film olarak kalsın. Hakkı yenmiş değil de, muhattabına kendini anlatmakta zorlanmış bir film olarak hatırlansın. Bunun zararı ne olabilir ki? Öte yandan, Erkan Petekkaya'nın Bildiklerim var ama emin olmadığım için söyleyemem... dediği şeyler nelerdir? Nedir Deliler'in geri planda kalmasıyla ilgili bildikleri? Söyleyemeyecekse topu havaya dikip sonsuzluğa bir şüphe izi bırakmanın gerçek nedeni ne olabilir? Dostlar, sahiden soruyorum, bizim sinemamız bu kadar karmaşık mı yürüyor ve Erkan Petekkaya bildiklerini anlatsa başına ne gelebilir? andac.uzel@demirorenmedya.com twitter.com/andacuzel instagram.com/andacokuyor