Molatik Sinema Kuşağı: 'Playing It Cool' (Kaçan Kovalanır)

Romantik komedi tadında bir film olan 'Playing It Cool', yapamam dediğimiz şeyleri zorunda kaldığımızda nasıl yaptığımız üzerine odaklanmış. Peki aşka inanmayan biri aşk hakkında senaryo yazabilir mi? Aşkı bulamayanlar, aşkı tadıp ağzı yananlar genelde aşk bana göre değil diyebilir. Filmdeki karakterimizden de tam olarak bu isteniyor, yani romantik komedi tadında bir film yazması. Karakterimiz de aşka inanmayan ve aşk filmi yazmaya hiç de hevesli olmayan biri. Aşkı tatmadan ve yaşamadan karar vermek doğru olmaz. Tabii insanın kaç kere aşık olacağına ve neler yaşayacağına dair bilgimiz olmasa da aşkın kötü bir şey olmadığına inancımız tam. Filmi izlerken eminiz ki siz de bu düşünceleri kafanızdan geçireceksiniz. Senaryo dediysek filmin senaryosu değil. Filmdeki karakterimizin yazmakla sorumlu olduğu senaryosundan bahsediyoruz. Karakterimiz ciddi ve uzun soluklu ilişkilerden hep kaçmış biri. Tabii bunun için birkaç haklı sebebi var desek yalan olmaz. Neyse ki aşk hakkında kendini bilgi sahibi zanneden arkadaşlara sahip. 2014 yapımı romantik komedi olan ‘Playing It Cool’un yönetmen koltuğunda Justin Reardon oturuyor. Yönetmenin ilk uzun metrajlı çalışması olan filmin senaryosu ise Chris Shafer’a ait. Oyuncu kadrosunda başrolleri Chris Evans ve Michelle Monaghan paylaşırken Aubrey Plaza, Topher Grace, Ioan Grufford, Luke Wilson ve Anthony Mackie gibi isimler de kadroda bulunuyor. Oyuncular tam bir romantik komedi filmine göre karakter özelliklerine sahip. Topher Grace’in karakteri, en iyi dost, son derece romantik bir eşcinsel. Anthony Mackie ise açık gözlü bir menajer ve şakacı biri. Aubrey Plaza’nın, aksi, alaycı ve sıkılgan bir tavrı var. Bütün bu karakterler filme farklı bir hava katmış. Karakterimizin aşka bakış açısından bahsetmiştik. Daha aşkı bulamadığı için aşk üzerine çalışmalar yapmak bile ona saçma geliyor. Haliyle senaryo yazmak için arkadaşlarından destek istiyor. Bu koşturmalar arasında ise biriyle tanışıyor ve âşık oluyor. ‘Narrator’, (Chris Evans) bir hayır gecesinde gördüğü ‘Her’e (Michelle Monaghan) aşık olur. Ancak bu aşkın engeli vardır. ‘Her’, nişanlıdır hem de ‘Narrator’un hiç hoşlanmadığı biriyle. ‘Narrotor’, ‘Her’in dikkatini çekmek için komik ve bir o kadar da zor badireler atlatır. Evet, ‘Narrator’ ve ‘Her’in aşkının engelleri olduğunu söylemiştik ancak engellerin aşka engel olamayacağını da biliyoruz. ‘Narrator’un çabası sonucunda ikilimiz arasında bir duygusal bağ gelişir ve filmin romantik kısmı tam olarak burada devreye girer. Arada sırada hayatın ve şu günlerde içinde bulunduğumuz durumun monotonluğundan sıkıldıysak, biraz aşk biraz da gülüp eğlenmek istersek bu filmi izlemeliyiz. Romantik komedi klişelerinden olmayan, sıkmayan bir yapım ‘Playing It Cool’. Evet sona doğru geldik. Film gerek oyunculuklar açısından gerek yönetmenin ilk uzun metraj filminin verdiği meraktan dahi izlenecek türde. Bu filmi izledikten sonra oturup saatlerce ‘film bize ne vermek istedi’ diye tartışmanıza gerek yok. Çünkü kafa dağıtacağınız, duygusal anlar yaşayıp güleceğiniz kesin diyebiliriz. twitter.com/deniz_tasdelen instagram.com/deniz.i.tasdelen deniz.tasdelen@milliyet.com.tr