Molatik Sinema Kuşağı: 'Disconnect' (Sanal Hayatlar)

Bilişim teknolojileri ve insan faktörünü bir araya getiren, sorgulayan ve eleştiren film olan 'Disconnect', kafamızdaki soruların bir kısmına cevap niteliğinde. Peki, 'Disconnect' insan ilişkilerini ne ölçüde etkileyecek? Yeni iletişim teknolojilerinin insanlara sunduğu hayatı, sorgusuz bir şekilde kabul ettik. Toplum yapısındaki yabancılaşmada yeni iletişim teknolojisinin büyük bir etkisi var. İnsan ilişkilerinin artık buradan şekillendiği bir dünyada yaşıyoruz. 'Disconnect', bireylerin birbirlerine nasıl yabancılaştığını konu alan eleştirel, bir o kadar da dram yüklü bir film. Tartışmasız teknoloji bize birçok kolaylık sağladı. İyi, hoş, kullanışlı ve daha bir sürü olumlu kelimeler sığdırabiliriz buraya. Peki teknoloji bizden ne götürdü? İnsan ilişkileri üzerindeki etkisini belki günlük yaşamdan fark edemiyoruz ama 'Disconnect' gibi yapımlar bu durumu yüzümüze sert bir tokat gibi çarpıyor. 'Disconnect' (Sanal Hayatlar), 2012 ABD yapımı drama ve gerilim türü bir film. Filmin konusu dört farklı hikâyeden oluşuyor. Dört hikâyenin de ana omurgası sanal hayatın insanlar üzerindeki etkisi. Ancak film sadece interneti, sanal hayatı kötülemiyor. İnsanların ellerindeki imkanları nasıl kötüye kullandığını irdeliyor. Filmin son sahnesinde çalan bir müziğin sözleri olan “Farklı kimliklere bürünsen de tanıyorum seni” sözleri, yaptıklarımızın ardına başka kimlikler ile saklansak da gerçeklerden kaçamayacağımızın mesajını veriyor. Artık teknolojinin getirdiği yeniliklerden kaçamayacağımızı biliyoruz. Ancak teknolojiyi nasıl kullanacağımız bizim elimizde. Akılcı ve iyi bir şekilde kullanılan her araç geleceğe yönelik atılan önemli bir adımdır da aynı zamanda… Yönetmen koltuğunda Henry Alex Rubin’in oturduğu filmin senaryosunu, Andrew Stern kaleme almış. Yönetmen Henry Alex Rubin, “En İyi Belgesel Dalında Gotham Bağımsız Film Ödülü” sahibi ve “En İyi Belgesel Film Oscar” adayı. Oyuncu kadrosunda ise Jason Bateman, Hope Davis, Frank Grillo, Alexander Skarsgârd ve Andrea Riseborough bulunuyor. İlk hikâye geçmişlerinde yaşadıkları acı olaylar ve bebeklerini kaybetmeleri üzerine birbirine uzak ve paylaşımları olmayan bir çiftin, sohbet sitesindeki dolandırıcılar tarafından kredi kartlarının hacklenmesi üzerine başlıyor. İkinci hikâye, bir polis memurunun, asosyal bir çocuğa zorbalık yaparak intihar etmesine yol açan katili sanal ortamda avlamak için sahte Facebook hesabı ile yaptıklarını anlatıyor. Üçüncü hikâye, ailesine vakit ayıramayan işkolik bir avukatın durumunu gözler önüne seriyor. Her bir hikâyenin ana konusu elbette sanal ortam. Dolandırılma, bir insanın ölümüne sebep olma, asosyallik ve son olarak mesleğinde yükselme arzusu olan hırslı bir muhabirin, yetişkin sitelerindeki gizemli araştırmaları ve makale yazmasını konu alıyor. Bütün hikâyeleri ayrıntılı anlatmak doğru olmayacağı gibi hikâyelerin nasıl ilerlediğini ve nasıl çözüme kavuştuğunu daha iyi anlamanız için filmi izlemenizi tavsiye ediyoruz. Her bir hikâyenin başladığından çok daha farklı bittiğini, insanların bir şeylerin farkında vardığında başka düşünebildiğini göreceksiniz. 'Disconnect’i izleyip bitirdiğinizde sürekli elimizde olan telefonları, saatlerce vakit geçirdiğimiz bilgisayarları, tabletleri, televizyonları tekrar sorgulama şansına sahip olacaksınız. Unutmamalıyız ki modern iletişimin olanaklarının tadına varırken, yanı başımızda geçip giden hayatı görmezden gelmeyelim. Şimdiden iyi seyirler… twitter.com/deniz_tasdelen instagram.com/deniz.i.tasdelen deniz.tasdelen@milliyet.com.tr