Son takım oyununa Duygu ve Furkan’ın tartışması damga vurdu
Biliyorsunuz ilk takım oyununu Mavi takım, ikinci takım oyununu da Kırmızı takım kazanmıştı yani durum berabereydi. Takım oyunu sonrasındaki analizde Mehmet Şef’in de altını çizdiği üzere Kırmızı takım arasında bir koordinasyon sorunu kendini yarışma boyunca belli etmişti zaten. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes kendi bildiğini okumakta ısrar ediyordu. En başından beri Kırmızı takımın sorunu bu zaten, başlarında dominant bir kaptan yok, Ayyüce gibi daha sessiz ve bir şekilde yönetmeye çalışmasına rağmen arkadaşlarının yüksek ego duvarını aşamayan biri var. Bunun yanında takımdaki herkes takım ruhuna göre davranmaktan çok bireysel yarışıyormuş gibi takılıyor, e dolayısıyla bu da sürekli takım içinde gerginliklere sebep oluyor. Mavi takım ise birbirini tanımaya çalışıyor ve analiz ederek “En iyisini nasıl çıkarabiliriz?” sorusuna beraberce odaklanıyor dolayısıyla da daha sistematik ilerliyor.
Neyse, dönelim konumuza. Bu oyuna damgasını vuran olay Furkan ve Duygu arasında yaşanan gerilimdi kesinlikle. Takımın dağınıklığı yetmezmişçesine ‘tatlıcılar’ diye adlandırılan ikili arasında sürtüşme yaşandı. Tezgahta başlayan ve servis sırasında da devam eden tartışma Duygu ve Furkan’ın beraber hazırlamayı üstlendikleri tatlı yüzünden çıktı. Furkan, hazırlık sürecinde kendisini uyaran Duygu’ya “Sen bir sus” tarzında, terbiyesiz kaçan bir şekilde konuşunca ikili gerildi. Bir de üstüne yemekler bittiğinde şefler “Bu nasıl Creme Brulee, çorba gibi” deyince işler iyice karıştı.
Ekrana yansıyan şey çok netti bence, Furkan haftanın başından beri üst üste tatlılarıyla övüldü ve parladı, çok başarılı olduğu da tabii ki ortada. Ama bu övgüler Furkan’ın tamamen “Ben en iyisini biliyorum, bana karışmayın” demesine ve herhangi bir eleştiride agresifleşmesine sebep oldu. Furkan’ın şunu acilen anlaması lazım; bu bir takım oyunu ve takımda pastacılık eğitimi olan iki kişi var. Yani öyle Duygu’ya “Sen sus, sen karışma” deme hakkı yok aslında. Sadece Duygu’ya değil, onu uyarmak isteyen, eleştiri getiren kimseye bunu yapma hakkı yok. O yüzden Sezar’ın hakkı Sezar’a, bu tartışmada hem Furkan saygısız tavrı yüzünden, hem de kendi doğruları dışında doğru kabul etmediği için haksızdı. Epey de bir yükseldiler birbirlerine…