MasterChef'e bu hafta kim veda etti?

Haftanın başından beri Kırmızı takım mı Mavi takım mı daha dengeli diye düşünürken ağzımız açık Kırmızı takımın üst üste aldığı oyunlara şahitlik ettik. İlk takım oyununda açık ara farkla, ikinci takım oyununda nispeten daha az farklarla, son takım oyununda ise yine büyük üstünlük sağlayarak kapattı haftayı Kırmızı takım. İlk iki oyunu verdikten sonra Mavi takımın demoralize olduğunu ve dağıldığını biliyorduk ama umudum artık son oyunu alıp hiç değilse Kırmızı takımdan iki kişiyi eleme riskine sokmalarıydı. Ama olmadı, ne yazık ki moral bozukluğunu hırsa ve azme çeviremediler. Üçüncü takım oyunu Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinin atıldığı, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük taarruzu başlattığı Afyonkarahisar'da oynandı. Çok da keyifli bir bölümdü bence ta ki iki takım arasında gerginlik çıkana kadar… Önce oyun sırasında Barbaros ve Berk arasında bir atışma yaşandı. Şefler takımlardan iki ocak kullanmalarını ve diğer iki ocağı kapatmalarını istedi. Berk, “Barbaros ocağı kapatmadı” deyince, Barbaros baya bir sinirlendi ve “Sen ne diyorsun işine bak” diyerek yükseldi Berk’e. Oyun bittikten ve yarışmacılar kulise geçtikten sonra da devam etti gerginlik. Barbaros ve Berk arasındaki kavga fiziksel temasa kadar gitti neredeyse. Ne yapıp ettiler bir şekilde Barbaros’u zapt ederek odadan çıkarttılar. Ama bitmedi, bu sefer de Gülşah ve Esra arasında kavga çıktı. Esra’nın puanlar açıklanırken sergilediği alaycı tavrı Gülşah kuliste gündeme getirince, Esra “Boş konuşmayacaksın” diyerek bağırmaya başladı. Gülşah terbiyesizlikten ve edepten dem vurunca, Esra iyice çıldırdı. Esra tartışma sonrası verdiği röportajda “Kızım yaşındasın, bana edebi sen mi öğreteceksin?” diyerek halen sinirli olduğunu da dile getirdi. Aslında edep üzerinden yapılan tartışma başından sonuna tamamen edepsizdi bence. Kırmızı takım kaptanı Özgül, Kırmızı takım yarışmacısı Esra’dan yana çıkmayınca Esra hızını alamayarak Özgül’e de sardı “Kaptanlığını kaptan gibi yap” diyerek ona da çıkıştı. Allahtan Özgül, Esra’nın aksine olgun olması gereken taraf olduğunu hatırladı da “Bu takım olayından çıkmış, şahsi kavgaya dönmüş” diyerek karışmadı olaya. Bence hem Barbaros hem de Esra’nın tavrı çok gereksiz ve fazla agresifti. Zaten üst üste mağlubiyet almış olan Mavi takıma bu kadar sert çıkışmalarını gerektirecek hiçbir şey yoktu ortada. Bu saçma ve bence yarışmaya hiç de yakışmayan kavganın detayından sonra dönelim eleme adaylarına… İki kaptanlık oyunu sonrası Emir, Ayyüce, Uğur ve Gülşah’ın eleme potasına giren ilk dört isim olduğunu biliyorduk. Mavi takım bir kez daha hezimete uğrayınca önce bireysel dokunulmazlık oynamak ve beşinci adayı seçmek, sonrasında da takımın oy birliğiyle altıncı eleme adayına karar vermek zorunda kaldı. Bireysel dokunulmazlık oyununu Eray aldı ve beşinci eleme adayı olarak Berk’in adını verdi. Malum dört aday birden zaten Mavi takımdan çıkmıştı, üç seçeneği vardı Eray’ın. Ya Duygu ya Ebru ya da Berk’i seçmek zorundaydı. Şahsen ben Duygu’nun adını vereceğini düşünmüştüm ama nedense Eray oyunu Berk’ten yana kullanmayı seçti. Takımın oy birliğiyle çıkarttığı altıncı aday ise Duygu oldu. Duygu başarısız bir yarışmacı olduğu için değil, herkesle elektriği öyle çok tutmadığı ve enteresan bir karaktere sahip olduğu için yazıldı potaya. Çok da belliydi zaten onun adının çıkacağı. O yüzden şaşırmadık. Böylece Mavi takımda kendini eleme stresinden kurtarabilen iki yarışmacı Ebru ve Eray oldu. Eray genel olarak oy kullanırken en baştan başlayıp tüm takım arkadaşlarını değerlendiriyor ve 'yargı dağıtıyor' biliyorsunuz. Yine bu hafta da başladı baştan sona herkesi inceleme altına alarak üst perdeden konuşmaya tabii. Ama asıl enteresan olan şey, yarışmanın en başından beri sıkı fıkı gözüktüğü ve hatta Eray’ın kendi ağzıyla “Beni en iyi o tanıyor” dediği Gülşah ile bir tartışmaya girmesi oldu. Eray’ın iddiasına göre Eray takım oyununda tatlıyı kelimenin tam anlamıyla batırınca Gülşah arkasından konuşmuş, “Her şeye atlıyor” tarzında cümleler kurmuş ve Eray da duymuş bunu. Duymuş tamam ama Gülşah aynı şeyi Eray’ın yüzüne de söylemiş akabinde ayrıca kurduğu cümleleri de herkesin önünde kurmuş, Eray da oradayken… Yani öyle dedikodu gibi durmuyor ama Eray tabii bunu da ihanet olarak tanımlamaya karar vermiş ki garip bir açıklama yaparak “Berk’i potaya koymamın sebebi de senin bana yaptığın bu hareket” dedi. Yani kısaca, Berk seni elesin diye koyuyorum potaya demeye getirdi. Gülşah da Eray’a “Çok sinsiymişsin, içinde tutup da burada söylemen ilginç oldu” deyince Eray” En büyük sinsi sensin burada” dedi. Önce Ayyüce ve Duygu arasındaki gerilim sonra yine aynı onlar gibi ikili olarak adlandırdığımız Eray ve Gülşah arasındaki gerilim bence çok net bir şekilde MasterChef’te egosu ve hırsı fazla yüksek olan kişiler arasında samimi bir arkadaşlık kurulmasının imkânsız olduğunu kanıtladı bize. Eray’ın klasikleştiğini düşündüğüm yükselişleri artık kabak tadı vermeye başladı. “Ben ne düşünüyorsam dilimde” diye savunuyor kendini. Gülşah ve Eray arasındaki tartışmanın çıkış noktasına tanıklık edemediğimiz için hangi taraf haklı net olarak bilemiyorum ama en sinsi olanın Gülşah olduğuna falan da inanmıyorum şimdilik. Gülşah sinsiyse bile eminim ki Eray kadar değildir sanki… Eray’dan kaynaklı bu yükselmenin ve son iki eleme adayının Duygu ve Berk olduğunun kesinleşmesinin ardından sıra geldi altı yarışmacı arasından kendini kurtarma şansını elde edecek üç yarışmacının yaratıcılık oyunu oynamasına. Yaratıcılık oyunundan alnının akıyla çıkan üç isim Ayyüce, Emir ve Duygu oldu. Farkındaysanız özellikle Ayyüce ve Duygu iki haftadır itinayla potaya sokuluyor ama potaya girdikleri gibi de çıkıyorlar. Bence bu ikisinin de dişli rakip olma yolunda ilerlediğinin en büyük kanıtı. Sessiz sessiz geliyorlar yani… Emir zaten hep iddialı ama bir o kadar da efendi bir çocuk. Hiç saygısızlık etmedi daha, bir kere birine yükseldiğini göremedik ve bence görmeyeceğiz de. Hatta Emir bu kaostan baya bir sıkılıyor gibi geliyor bana. E valla ben de sıkılıyorum açıkçası… Ayyüce, Emir ve Duygu kendini kurtarınca geriye Gülşah, Uğur ve Berk kaldı. Şefler perde pilavı yapmalarını istedi ve en başarılı tabak Uğur’un, başarılı olmadığı halde kötünün iyisi olduğu için ikinci olan tabak da Gülşah’ın oldu. Ve maalesef bu hafta MasterChef’e Berk veda etti. Bence güme gitti Berk ve hiç hak etmedi elenmeyi. Berk’i daha çok uzun süre yarışmada göreceğimize ve çok iyi yerlere geleceğine inanıyordum ben. Açıkçası biraz da Eray’ın kararı yüzünden erken veda etmek zorunda kaldık Berk’e. Gülşah’la olan kavgasından sonra gözünü hırs bürüdü ve “Berk nasıl olsa güçlü, eler Gülşah’ı” mantığıyla verdi Berk’in ismini. Ama işler öyle olmuyor işte her seferinde. Son aşamada ufacık bir tersliğe bakıyor yarışmacıların kaderi. Yani iş eleme oyununa geldiğinde kimseyi üstün görmemek ve aynı zamanda da kimseyi hafife almamak lazım. Gülşah elenmediği için kulise döndüğünde Eray’a “Tebrik ederim” dedi manidar bir tavırla. Herkes de çok üzüldü Berk’in gidişine. Çok erken ve çok haksız bir veda oldu bu haftaki… Yeni fragmandan anlaşıldığı üzere bu haftanın piyonu Gülşah olacak. Herkes Gülşah’ın üstüne gidiyor ve “Dedikoducu” etiketi yapıştırmaya çalışıyor gibi gözüküyor. Gülşah çok sakin, sessiz, iyi kalpli bir kızcağız profili çizdi bence ama Esra, Furkan ve Eray aynı fikirde değiller belli ki… Kim haklı kim haksız bilmiyoruz, biz sadece bize yansıtıldığı kadarını izleyebiliyoruz çünkü ama bence sadece Gülşah değil hiçbir yarışmacının üstüne gidilmemeli bu formatta. Gün geçtikçe işler biraz daha çığırından çıkıyor. Barbaros’un neredeyse fiziksel temasa kadar varacak hareketleri falan şoke edici bence. Öte yandan abla denilen Esra’nı bağırıp çağırması da bana çok itici ve enteresan geldi. Eray’a yorum bile yapmıyorum zaten, “En hakikatli benim” diye dolaşıp dursun, tüm yarışmacılar arasında en içten pazarlıklısı Eray bence. Daha MasterChef başlayalı iki hafta oldu ama her gün istisnasız bir gerilim, bir olay yaşanıyor. Bence biraz dur denmeli bu kaosa. Yarışma amacından sapıyor ve bu meseleler her ne kadar reyting almasına sebep olsa da daha farklı bir konuma getiriyor MasterChef’i. Takımların kendi aralarında yaptıkları sert eleştiriler, yemek analizleri ve eleme sırasında yaşanılan gerginlikler bir yere kadar anlayışla karşılanabilir elbette ama kişisel meseleler yüzünden çıkan tartışmalara yer verilmemeli bence. Kaliteyi düşürmeye ve reality şov adı altında, şu ana kadar oldukça profesyonel ilerlemiş bir yarışmaya leke düşürmeye hiç gerek yok! Bu hafta bizi neler bekliyor göreceğiz ama umarım yarışmacıların birbirlerine daha saygılı olduğu, kimsenin durduk yere kendini eleme potasında bulmadığı bir haftaya tanıklık ederiz bu sefer.