Mahsun Kırmızıgül ve Özcan Deniz dostluk sınavını başarıyla geçti

Peki ikilinin arasında neler yaşandı? Özcan Deniz'in babası temmuz ayında hayatını kaybetti. Bu büyük acıya Mahsun Kırmızıgül kayıtsız kalamadı. 25 yıllık dostu Özcan Deniz'in acı gününde en büyük desteği veren isimlerden biri oldu. Bu tarihten sonra ikilinin ailece görüşmeye başladıkları da basına yansıdı. İşte bu ailece görüşmelerden biri sosyal medyaya yansıdı. Mahsun Kırmızıgül, eşi Ece Binay ve kızı Lavin'i alarak, Deniz ailesini ziyaret etti. Özcan Deniz de buna karşılık eşi Feyza Aktan ve minik oğlu Kuzey'le bu ziyarete karşılık verdi. Sosyal medyaya yansıyan fotoğraflardan biri ise çok konuşuldu. Bir tarafta Mahsun Kırmızıgül ve kucağında Özcan Deniz'in 5 aylık minik oğlu Kuzey, diğer tarafta ise Özcan Deniz ile Kırmızıgül'ün 2 yaşındaki kızı Lavin... Şahane bir kare değil mi? 90'ların başında binbir zorlukla müzik piyasasına adım atan, birbirinden hiçbir yardımı esirgemeyen, çalıştıkları plak şirketini 'aile'ye dönüştüren bu ikili, aradan geçen 25 yıla, yani çeyrek asıra rağmen dostluklarına devam ediyor. Ki onların geçtiği yol hiç de kolay değildi. Her ikisi de arabesk-fantezi müzik yapıyordu. Her ikisi de aynı kitleye hitap ediyordu. Aynı plak şirketinin yıldızlarıydılar. Ve neredeyse aynı yaştaydılar. Tek fark; Kırmızıgül'ün 1969, Özcan Deniz'in 1972 doğumlu olmasıydı, o kadar. E doğal olarak rekabet kaçınılmazdı! Ki öyle de oldu. Önce çeşitli video müzik ödüllerinde aynı kategoride rakip oldular. Daha sonra her ikisi de müziği geri planda tutup önce dizilere, sonra sinema filmlerine ve hatta yönetmenliğe dümeni kırdı. Kimilerine göre Özcan Deniz, sinemada Mahsun Kırmızıgül'den daha başarılı sayıldı. Ki bu da göreceli... Özcan Deniz'in rol aldığı ya da yönetmenliğini üstlendiği filmler ses getirse de, Mahsun Kırmızıgül de 'Güneşi Gördüm' ile 'En İyi Yabancı Dilde Film' kategorisinde Türkiye'nin Oscar adayı olmayı başardı. Her ne kadar Oscar adaylığı gelmese de, Kırmızıgül'ün başarısı da hiç de küçümsenebilecek boyutta değil. İşin müzik ve imaj boyutu da bir hayli önemliydi. Kariyer planlamaları birbirine benzeyen ikilinin, dizi ve film projelerine ağırlık verdikleri dönemde pop dinleyicisine ya da takipçilerine daha çok hitap etmeyi önemsedikleri ortadaydı. Özcan Deniz'in Nazan Öncel şarkısı 'Canım'ı söylemesi bu imaj rekabetini başlatmıştı. Özcan Deniz'in arabeskten pop müziğe kaymasına karşılık Mahsun Kırmızıgül'den de Cem Karaca düeti 'Hayat Ne Garip' karşılığı geldi. 2000'lerin ortasıydı... Bu tarihten hemen önce de zaten ikili arasında dizi savaşları vardı. 'Asmalı Konak' gibi bir fenomenden hemen sonra 'Aşka Sürgün' gelmişti Kırmızıgül cephesinden. Yıllar boyu birbirleriyle pek çok konuda çekişme halinde olan, rekabetin hakkını veren bu ikili arasında gerginlik olduğu biliniyordu. Ancak sadece hayranları değil, böyle bir rekabet içinde olan iki eski dostun çirkinleşmemesi, eski güzel günlerin hatrını hiçe saymamaları mühimdi. Evet, hiçbir zaman vahim bir tabloyla karşılaşmadık. Seren Serengil'in bir şarkısında geçen 'Ben Adamı Ayrılırken Tanırım' lafı doğru ama biraz eksik. Eski dostlar da arkadaşlarının gerçekten 'dost' olup olmadıklarını 'küskün'ken anlıyor. Özcan Deniz ve Mahsun Kırmızıgül, dostluk sınavını başarıyla geçti. Hiçbir zaman 'geri dönüşü olmayan' bir çizgiye sürüklemediler dargınlıklarını. Haliyle şimdi bebeklerini rahatlıkla seviyorlar. Minik Deniz ve minik Kırmızıgül onların ellerinde, kucaklarında... Kardeş olmak bunu gerektirir dercesine, dostlarına güven düşmanlarına korku verircesine... Evet, onların tekrar bir araya gelmesi için aradan yıllar geçmesi gerekiyordu. Onlar terkar aynı takımda... Ve geçti. Köprünün altından çok sular aktı. Şimdi, kaldıkları yerden devam ediyorlar. Belki de bir sonraki hedef, ortak bir film ya da düet? Kesin olan şu ki, her iki isim de artık kolay kolay bu sıcaklığı yok etmek istemeyecektir. Eski dosttan düşman olmaz diye boşuna demediler sonuçta... twitter.com/mayksisman instagram.com/mayksisman youtube.com/mayksisman can.sisman@milliyet.com.tr