Leonard Cohen yaşasaydı Sibel Can ile aynı fikirde olur muydu?

Sibel Can ile başlayıp Leonard Cohen'e uzanan, oradan dünya müziği ve sinemasına kadar giden bir zihin karmaşası yaşıyorum. Hafta sonu bir magazin programında, Sibel Can'ın 100 bin dolar verip hücrelerini yenilettiği dedikodusunu duydum. Bu söylentiyi gidip Sibel Can'a sordular, Ayol ben botoks bile yaptırırken çok dikkat ediyorum gibi bir cevap aldılar. Özellikle duygusal şarkılar söylerken yüz ifadesinin çok önemli olduğunu belirtti Sibel Can. Atıyorum mesela Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş derken, yüzünde de bir üzgünlük belirtisi olması gerektiğini düşünüyor. Allah korusun botoks fazla kaçarsa, o üzgün ifadesini yakalayamamaktan, dolayısıyla seyirciyi etkileyememekten korkuyor. Bu yüzden çok dikkat ediyor. Bir noktada haklı. Magazin programındaki bütün gereksiz bilgileri edindikten sonra kulaklığımı takıp Spotify'ı açtım. 'Yeni Müzik Radarı' adlı playliste tıkladım. Tesadüfen Leonard Cohen'in bir şarkısının remiks versiyonu çıktı. Leonard Cohen'i bilirsiniz. Modern zamanların en cool ve uhrevi şairiydi. Varoluş felsefesine kafayı takmış, yeraltı edebiyatının dibinde bir hayat sürmeyi seçmişti. Yaklaşık iki yıl önce aramızdan ayrıldığında bütün dünya yasa büründü. Onu en çok 'Dance Me To The End Of Love' şarkısıyla tanıyor ve seviyor dünya. Müzik listemde Cohen'in remiks yapılan şarkısının adı ise, 'You Want It Darker'. Yani, 'Daha karanlık mı istiyorsun' diye Türkçeleştirilebilir. Şarkıda Leonard Cohen direkt olarak ölümden söz ediyor, Daha karanlık mı istiyorsun? diye soruyor, neticede Tanrım ben hazırım diye bitiriyor şarkıyı. Yani ölüme hazırlanıyor bir nevi. İşte bu karanlık şarkının, DJ Solomun tarafından remiksi yapılmış. Leonard Cohen arkadan Daha karanlık mı istiyorsun? derken, Solomun'un müziğiyle popo-bacak sallıyor, dans ediyorsunuz. Felsefi bir bakış açısıyla, Ölüme meydan okur gibi karanlıkta dans ediyorsunuz falan demek isterdim ama diyemiyorum; çünkü galiba Sibel Can ile aynı fikirde olan alaturka bir tarafım var. Duygusal parçalar dinlerken müziğin de duygusal olmasını, en azından ölüm gibi bir konudan bahsederken dans etmemeyi tercih ediyorum. Yaşadığımız dünyada kendini değişime adayan, sürekli bakış açısı genişletip kalıp kıran bir güruh var artık. Her yeni gün, sanat için yeni bir kapı aralanıyor. Mesela Solomun'un bu remiksi hakikaten beni düşündürdü. Eğer amaç bu idiyse, başarılı bir iş. Acaba Leonard Cohen ne düşünürdü? Ama yine de takıldığım bir nokta var: Özellikle müzik ve sinema sanatında yaşanan inanılmaz hızlı dönüşümler ve hız yüzünden, hiçbir dönüşümün klasikleşmeye vaktinin olmaması biraz canımı sıkıyor. Bugün konuştuğumuz bir yenilik, üç gün sonra değersizleşiyor ve yerine bir başkası geliyor. 50 yıl dinlenecek bir The Beatles çıkmıyor örneğin. Bir Stanley Kubrick çıkmıyor ki, onlarca yıl bir akımı konuşalım. Dönemin tek amacı var: Teknolojiyi son zerresine kadar kullanıp hedef kitleyi şaşırtmak! İşin kötüsü, şaşırmaktan da sıkıldık artık! Türkiye de bu şaşırtma olayına çok güzel ayak uyduruyor. 'Silk Beni' diye şarkı yapılıyor mesela. Silk beni, silk beni / kendime getir, / buna ihtiyacım var, / darma duman oldum, / şöyle bi silksen kendime gelsem diye bir şarkı var. Salak salak oturup dinliyoruz. Yaratıcı mı? Hiç değil. Ama şaşırtıcı işte!.. Ya da 'Shape of Water' filmine bakın. İnanılmaz ama Oscar aldı! Dünyanın en sıkıcı filmi olmasına rağmen kimse buna ses çıkarmadı. Çünkü sinemanın ilk hedefi artık 'seyirciyi eğlendirmek/düşündürmek/nitelikli vakit geçirmesini sağlamak' filan değil. Amaç yine, teknolojiyi son zerresine kadar kullanıp hedef kitleyi şaşırtmak... Sonra da vay efendim neden hala magazin programı izliyorsun? Ne yapayım arkadaşlar? Sibel Can'ın botoksları ve sanat anlayışı böyle bir dönemde daha samimi geliyor. Sağ yanımda beni dünyaya bağlayacak Leonard Cohen'in ölüm remiksi olduğu sürece, magazin programı izlerken kendimi güvende ve mantıklı hissediyorum. Size de çok fütüristik gelmiyor mu bu dünya? www.gulumdagli.com www.twitter.com/gulumdagli https://www.facebook.com/gulumdagliastroloji/ YouTube