La Casa De Papel’in Türkiye versiyonunda oynaması gereken 19 kişi

Kendisini profesör olarak tanıtan bir adam, tüm zamanların en büyük soygununu yapma hayaliyle işe koyulur. Her türlü inceliği düşünen profesör, bu işi tek başına yapamayacağı için ülkenin dört bir yanından, kendi uzmanlık alanlarında nam salmış kişileri bir araya getirip ekip oluşturur. Planın kusursuz işlemesi için 5 ay boyunca soyguna hazırlanılır. 5 ayın sonunda ellerinde kusursuz bir plan vardır. Tabii bu kusursuz planın yanında, ekibin de kusursuz olması gerekmektedir... Hırsızlık, soygun ve buna benzer izlediğiniz dizilerde genelde birçok aşamayı rahatlıkla tahmin edebilirsiniz. Ancak La Casa De Papel, tam ‘bu şekilde olacak işte’ dediğiniz anda bambaşka bir seyirde ilerliyor. Son zamanların en iyisi diyebileceğim bir İspanyol dizisi olan La Casa De Papel’i mutlaka izleyin, izlettirin. Size söz veriyorum asla pişman olmayacaksınız. Acaba La Casa De Papel dizisi Türkiye'de olsaydı kimler oynardı diye düşündüm ve ortaya şahane bir kadro çıktı. La Casa De Papel'de afişlerde Tokyo karakteriyle Ursula'yı görüyoruz. Dizinin hikayesini ağzından dinlediğimiz üst sesin sahibi, dizinin kural tanımaz asi prensesi. Keskin gözlerinden ötürü aklımıza ilk olarak Şebnem geliyor. Şebnem’in bir repliği vardı ya hani: Düşecek yerin kalmıyor, mecburen ayağa kalkıyorsun. Tam da Tokyo… Nur Sürer’i en son ‘Kayıtdışı’ dizisinde ömrünü ülkesine adamış bir kadın rolünde izlemiştik. La Casa De Papel'in en önemli karakterlerinden Raquel’i ondan başkası canlandıramaz. Kuzey Güney’in kötü karakteri Barış Hakmen’in içindeki masum ve saf çocuk mu acaba El Profesor? Profesör’ün yerinde bir hayal edin Çağdaş’ı… Gerçi hayal etmenize gerek yok, izlediğiniz zaman ‘yok artık’ diyeceksiniz… Geçmişte maden kazarak geçimini sağlayan Moskova, Silikozis ve astım yüzünden işinden olunca biraz daha derine inmeye karar verdi, sonra biraz daha derine… Her türlü endüstriyel aleti kullanıyor ve gerçekten açamayacağı kilit yok. Seksenler dizisinin Susmuş’u Aydın Sarman tabii böyle şeyler yapmamıştı ama içine ata ata en derinlere o da bir şeyler bırakmıştı… Benziyor mu benziyor. Oynar mı en güzelini oynar… Susmazsa tabii. Yüksek yaşam standartlarını korumak için soygunların en alasını yapar Ragıp Savaş. Akıllı, zeki bir o kadar da eğlenceli. Ayrıca konuşması ve benzerliği ile diziye yakışır bir kişilik. Berlin, olur bizde Ankara… Zorlu bir çocukluk geçirmiş olmasına rağmen hala umutsuz bir iyimser. Fazlasıyla dengesiz, bir o kadar da eğlencelidir Nairobi. Ümidini kaybetmemiş, gözlerindeki ışıltıyı hep korumuş, biraz muzip, biraz öfkeli, biraz muhalif, biraz ele avuca sığmaz, ama hep heyecanlı olan Nesrin Cavadzade'miz ışık olur, renk olur... Sonrası tabii ki de dans! Bir röportajında Yaşamayı seven, aşka inanan bir adamım demişti Burak Deniz. Eee Rio da öyle... Hem sempatikler hem yakışıklılar. Eğer böyle bir teklif alırsa çok güzel iş çıkaracağına şüphemiz yok. Konuşmaların birkaç cümleyi geçmez ama kuru ve kısa cümlelerin seni çok eğlenceli yapabilir. Pis Yedili'nin Trafo'su da aynen öyle. Bir güzel benzetildiniz Halil Bey! Hık demiş burnundan düşmemiş mi sizce de? Hangimiz düşmedik kara sevdaya? Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi? Bazen işler istenildiği gibi gitmez. Buna 'maalesef' sen karar veremezsin Arturo! Alison Parker gibi bir güzelliğe de Melis Birkan’dan başkası gitmezdi. Plan kusursuz, kusursuz olmasına da ne olur ne olmaz kaba kuvvete ihtiyaç olabilir. Bu göreve de Helsinki ve Tolga Tekin'den başkası gelemez. Ama kas yapanlar göz çıkarmazlar. Benim annem güzel annem beni al kollarına... Nevra Serezli gibi usta oyuncuya daha büyük bir rol vermek isterdik elbet ama bu soygun başka... Hadi çocuklar tek sıra halinde. Bozmuyoruz sıramızı. Yaka kartlarınızı yanınızdan ayırmayın çocuğum hadi... Oyun ve taktik bilgisinin yanı sıra edepli üslubuyla insanların örnek alması gereken bir isim Mustafa Reşit Akçay. Oyunculuk gibi bir düşüncesi varsa eğer yardımcı müfettişimiz neden olmasın Eeee derin devlet, FBI, CIA falan ne olacaktı? Tabii ki Erdal abi göreve... Vur, kır, parçala bu maçı kazan Oslo! Ama bir iki kelime et canım kardeşim. Grubun en sessizisin ve... ve işte o kadar! Kayra Şenocak, sadece silahını konuşturan Oslo'nun altında kalmaz. Güzel işçilik çıkartır. İsveçli ünlü yapımcı Philippe Bober'in özel davetiyle 88. Cannes Film Festival’inde kırmızı halıda yürüyen güzel oyuncu Dilhan Aras, altı dil biliyor ve Romanya'da Babel Tiyatro Festivali'nde prömiyeri gerçekleştirilen Shakespeare'in ölümsüz eseri Romeo &Juliet'de oynadı. Yani uluslararası bir kariyere sahip kendileri... Clara Alvarado ile aynı gözlere sahip ve güzellikte olduğu için başkasını yakıştırmak olmazdı. Adı Efsane’nin Kıvanç’ı ve La Casa De Papel’in Pablo’sunun ortak özellikleri: ‘Okulun gözdesi Spor takımının kaptanı Kendini beğenmiş bir çocuk.’ Başka sorusu olan? Safter OBUZ instagram.com/safterobuz/

La Casa De Papel’in Türkiye versiyonunda oynaması gereken 19 kişi