'Küçük Şeyler' filmi ne kadar büyük?

'Küçük Şeyler' filmi sonunda vizyona girdi. Kıvanç Sezer'in yazıp yönettiği film minimalliğiyle dikkat çekiyor. Anlatmak istediği meseleye absürd yaklaşımlar yapan film, 'küçük şeyler'le büyük meselelere dokunmayı başarıyor mu? 'Küçük Şeyler' ne kadar büyük? Kıvanç Sezer'in 'Küçük Şeyler' filmi, yönetmenin 'konut üçlemesi'nin ikinci filmi. 'Babamın Kanatları'nı takip eden 'Küçük Şeyler'de emlak sektörü, kentsel rant gibi sosyolojik meseleler mercek altına alınıyor. Büyük meselelere küçük, minimal dokunuşlar. Bir beyaz yakalının yaşadıkları üzerinden sosyolojik tespitler... Filmin ilk yarısı bir hayli eğlenceli. Mizah dozu yüksek sahneleri izlerken gülmemek, gülümsememek elde değil. Bu 'güldüren etkileyicilik', ikinci yarıda yerini az biraz dramaya bırakıyor. Filmi, ister istemez ilk yarısı ve ikinci yarısı olarak ortadan ikiye ayırıyoruz. Ancak mizah dozundaki yükseklik, drama kısmında boşluklara yer açıyor. Bir meselesi olduğuna yüzde 1500 garanti verdiğimiz film, akılda kalıcı bir film olmayı elbette başarıyor. Absürd donelerinden bağımsız olarak yüz güldüren detaylarlıyla ilk yarıda epey Oh çektiriyor. Ancak tümevararken, yani ikinci yarıda toplama kısmına gelirken yeterince büyük bir nokta atışı yapamıyor. Olgunlaşma problemi yaşıyor film ikinci yarıda. Ki bu da filmin 'büyük'lüğünden götürüyor ne yazık ki. Küçük şeylerle büyük şeyler anlatırken yeterince olgunlaşamayan senaryo filmi 'mükemmel'likten 'peki'liğe itiyor. Halbuki minimal ve absürd çizgisini bir tık daha az karikatürize karakterlerle, olay örgüleriyle destekleseydi film büyük, kocaman şeyler başarabilirdi diye düşünüyorum. Bu haliyle film, olacakken, olmaya çok yaklaşmışken olamamışlık hissi veriyor izleyicide. Başrolde Alican Yücesoy olmasaymış bu film çok daha sönük kalırmış dedim bir izleyici olarak. Film, başarıya giden yolda Yücesoy'un yüce performansına bel bağlamış gibi bir tat kalıyor salondan çıkınca. Yönetmenin tam olarak bunu yapmak istediğini, oyuncular üzerinden filmi ilerletmek istediğini düşünüyorum. Alican Yücesoy, aşmış, bitirmiş performansıyla dünyanın en büyük ödüllerini ve takdirlerini filan çok net hak ediyor kesinlikle. Yücesoy gerçekten de olağanüstü bir performans koyuyor ortaya. Ancak filmin geneli için bunu söylemek biraz zor. 'Küçük Şeyler', bir üçlemenin ikinci parçası olarak üstüne binen yükü yeterince sırtlayamıyor. 'Üçüncü filmi merak ettirmek'te problemli. Bütün Hah! dedirtemeyişlerine rağmen 'Küçük Şeyler'i yine de başarılı, daha da önemlisi gerekli bulduğumu söyleyebilirim. 'Küçük Şeyler' büyük meselelere biraz daha olgunca yaklaşsaymış 'Kelebekler' kadar ses getiren bir iş olabilirmiş. Bu haliyle az biraz eksik kalmış sanki. can.sisman@milliyet.com.tr