Kobra Murat'ın sözleri bizlere hangi dersleri verdi?

Eğlenceli kişiliği, farklı tarzıyla, özellikle son dönemde karşımıza sıkça çıkan ünlülerden birisi de Kobra Murat. Verdiği röportajla hayatına tanık olduk Kobra Murat’ın. Merak ettiklerimiz, yaşadıkları, neden bu kadar eğlenceli olduğu ortaya çıktı. Bizler de Kobra Murat’a haliyle Molatik olduk. Armağan Çağlayan’ın Gör Beni programında soruları yanıtladı Kobra Murat. Kendisi Roman vatandaşlarımızdan birisi. Yunanistan ve Bulgaristan kökleri var Kobra Murat’ın. Anılarını anlatırken hiç yüzü asılmadı. Romanları her daim güleç yüzleri, eğlenceli tavırlarıyla biliriz. Kobra Murat bunun neden olduğunu bizlere anlattı. Hayatı severek yaşadıkları, günümüz deyimiyle ‘havalı’ olmayı sevdiklerini söyledi. Haliyle bu da hal ve tavırlarına yansıyor. Renkli olmayı seven Kobra Murat evini ‘pavyon gibi’ süslemiş ben değil kendisi söylüyor. Simler, renkli boyalarla renklendirmiş her yeri. Hatta televizyonu bile boyamış. “Ben böyle yaşamayı seviyorum. Bozulursa bozulsun” diyerek aslında bizlere hayatın anlamını da anlattı. Ah Muhsin (Onur) Ünlü’nün dizelerindeki gibi Burası dünya ya hu. Burası bu kadar işte. Kendimiz olduğumuz gibi yaşamalıyız, nasıl mutlu oluyorsak. Doğduğu mahallede elektrik, su olmayan bir evde dünyaya gelmiş. Ancak yokluklara rağmen çok mutlu olduğunu anlatıyor. Paylaşmayı, mutlu olmayı gösteriyor insanlara. Kokoreç satmaya gidip babasıyla, kalan kokoreçleri mahalledekilere dağıtıyorlarmış. Roman kadınlarının 38 beden aşağısı makbul değilmiş ama eşi ‘şişmanlayamadığı’ için Kobra Murat biraz şikayetçiymiş, iyi bakamadığını zannediyorlarmış eşine. Bir de ‘çocuk’ sahibi olmayanlara baskı varmış, gerçi herkesin ailesinde var o durumlar. Malum lakabı Kobra Murat. Ancak “Nereden geliyor ‘Kobra’ lakabı?” diye düşünebiliriz. Onu da açıkladı bizlere. Zengin bir kadına yaptığı kostümler ve sonrasında düğündeki ‘kobra’ şovu sonrası adı ‘Kobra’ya çıkmış. O da bunu kabul etmiş. Ancak anlatırken olayları yaşaması beni çok eğlendirdi. Mahalle dışına çıktığında ise Roman olduğunu gizlemiş. Üzücü bir durum bu. Dışlanma korkusuyla yapılan bir durum, bir nevi dışarıya karşı korunma psikolojisi. Ancak artık böyle bir korku taşımıyor. Bunda hem kendini ispatlamış olması hem de artık, eskisine nazaran insanların daha farklı düşünmesi etkili olmuş. Röportajdan çok eğlenceli bir sohbet olmuş. Armağan Çağlayan da biz de Romanlara dair birçok şey öğrendik, biraz da şaşırdık. Kobra Murat bizleri eğlendirmeye devam ediyor. Umarım hep böyle güler yüzlü ve eğlenceli kalır kendisi. selcuk.bulut@milliyet.com.tr