'Kısmetse Olur' ile 'Gençlik Başımda Duman' arasındaki fark ne?

'Kısmetse Olur' bu sezon hariç geçtiğimiz iki sezonda normal evlendirme programlarından daha farklı ve daha kaliteli bir konseptle karşımıza çıkan bir evlendirme programıydı. Severek takip ettiğimiz bir programdı. Karakterler gün geçtikçe oturdu, ne diyeceklerini daha kendileri bile belki bilmiyorken, izleyenler biliyordu... Her karakterin çok acayip bir hayran kitlesi oluştu zamanla. Gerek Instagram'da gerek Twitter'da... Bu kitle resmen yatıp kalkıp 'Kısmetse Olur'u konuştu. İki sezonun sonunda ise 'Kısmetse Olur' ile ilgili köklü bir değişikliğe gidildi ve pek de beklenilmeyen bir hamlede bulunuldu. Program, gerçekliğinden koparılıp diziye dönüştürüldü. İş bu noktaya gelmeden önce bu program nasıl bu kadar sevildi, neden dizi olma kararı verildi onu bir inceleyeyim istedim... Birinci sezondaki herkesin ve hatta tüm çiftlerin adı ezberimizdeydi. CanEs, HazEm, NurBat gibi ergen ergen isimler bile takıldı ve hatta fark etmeden de olsa bu akıma bal gibi uyduk. Biz de öyle adlandırmaya başladık... Reytingler müthiş miydi derseniz, hayır harika değildi ama izleniyordu işte. Seveni tam seviyordu, sevmeyeni hiç bilmiyordu. Sunucu Seda Akgül'ün kendini gösterdiği, cana yakın ve aynı zamanda sıkı feminist kişiliğini ön plana taşıdığı bir programdı. Bir yerden sonra programı izlemeyen insanlar bile 'Kısmetse Olur'da şu varmış, şöyle demiş filan diye konuşmaya başladı. Sonunda yarışmanın bitmesine az kala Nur ve Batuhan ilişkiye başlayıp evlilik kararı aldı. Elbette diğer evlilik programlarında da sürekli evlenen insanlar oluyor, mutlu kalan da çoktur illa ki ama bu çiftler onlara kıyasla çok daha göz önündeydi ve sanki senaryoyu oynuyor gibi gözüktüler çoğu zaman. Buna rağmen gerçekten evlilik olunca herkes daha bir konuşur oldu 'Kısmetse Olur'u. E, durum böyle olunca da ikinci sezon kesinleşti. İkinci sezon, birinci sezondan gelen birkaç tanıdık yüz ve yeni yüzlerle başladı. Yeni yüzlere alışmak zor olur diye düşünürken birçoğuna alışıldı, onların da ilk sezondaki kadar olmadıysa da yine hayranları oluştu. İkinci sezon devam ederken Nur ve Batuhan’dan bir de bebek haberi gelince, sadece bu fanlar değil her yer çalkalandı. 'İzdivaç programının arkasından bir bebek fikrimi değiştirir' başlıklı yazılar yazıldı. Tek eksisi vardı, o da birinci sezondan gelen rahatlıktan mıdır bilinmez, dozu olmayan, terbiye sınırlarını oldukça aşan büyük kavgalar yaşanmaya başlanmıştı. Üstelik bu kavgaların çoğu kadınlar arasındaydı ve pek de 'örnek' olmayan sahnelerdi. Haliyle program RTÜK'ten defalarca uyarı aldı. Bu uyarılar 'Evlendirme programları kaldırılsın' kararının üstüne denk geldi. Hatta bana sorarsanız bu karar sırf bu program yüzünden çıkmış bile olabilir. Sezon bitene dek yayınlara internetten devam edildi, sonra işin iyice adeta cılkı çıktı... Sansürlenen, gösterilmeyen kavga sahneleri açık saçık yayınlandı. Bizim ne kötü kavga deyip de izlediğimiz şeylerin bin beteri varmış, onu anladık. Çok konuşulup ayıplanmaya başlanınca internetteki yayınlar da bitti, 'Kısmetse Olur' final bile yapamadı. Zaten iyi ki yapmadı çünkü pek de bir anlamı olmazdı. Aslında hepimiz bazı şeylerin yazılmış bir senaryodan ibaret olduğunun farkındaydık bence. Nur ve Batuhan’ın evliliği ve bebeği, yarışmayı gerçekçi kılan ve gösteren tek şeydi. Yatıp kalkıp çifte dua etmeleri gerekiyor yani. Koca bir yaz geçti, özellikle Instagram, programa ne olacak, devam edecek mi diye yıkıldı... Yaz sonuna doğru 'Kısmetse Olur' formatının kalktığını ancak yeni bir isimle geri geleceğini ve TV8'de yayınlanacağını öğrendik. Oldukça kötü bir haberdi bu. Yarışma yarışmalığından çıkıp dizi olacaktı. Artık içinde ne kadar gerçeklik varsa tüm o gerçeklikten sıyrılıp tamamen kurgu olması beni bir izleyici olarak çok da mutlu etmedi. Tamam, son zamanlarda gittikçe kötüleşmişti ama keşke tadında kesilseydi de hiç dizi olmasaydı. Geçen hafta sonu 'Gençlik Başımda Duman' ismiyle dizinin ilk iki bölümü yayınlandı. Nur Erkoç Cimilli, Batuhan Cimilli, Emre Ubeyli, Gökhan Sara, Cansel Çördük, Rabia Karaca, Akın Kırıkkayaoğlu, Mehtap Taşkıran, Tuğçe Yılmaz gibi yarışma boyunca tanınmış isimler rol alıyor. Biraz önce de belirttiğim gibi, en büyük artıları yine Nur ve Batuhan’ın ve tabii bebeklerinin dizinin içinde yer alıyor olması. Halen izlenmesinin, merak edilmesinin başlıca sebebinin bu olduğundan yüzde yüz eminim. Oyunculuklar vasat hatta bazısınınki vasatın da altında. 'Her şey uyarlamadır' diye dizinin başına eklemişler ama gerçeklik yoksa bile öyle kurgu da bir senaryoda yok bence... Herkes kendi kafasına göre takılıyor! Gerçekten olabilecek çiftleri oldurup var olan çiftleri sabit tutmuşlar. Gözümün aradığı birkaç yarışmacı olmasına rağmen, seçilen isimler bence yine de uygun. Sadece hiç dizi gibi değil, öyle hissettirmiyor. Hissettiremeyecek de bence. Ömrü ne kadar olur orasını bilemem ama reytingleri oldukça düşük. Aşk-ı Roman'da beklenen başarı nasıl yakalanmadıysa, sadece fan kitlelerine güvenilerek başlatılan bu dizimsi programın da başarıyı yakalayamama olasılığı çok yüksek. Programın takipçisi olanlar için, eminim ki tanıdık yüzler görmek, hayatlarına dokunmak hoşlarına gidiyordur. Ama bu takipçiler gerçekten yeterli mi? Onu da birkaç hafta içerisinde öğreneceğiz sanırım...