Jack ben ayrılmak istiyorum: Twitter sürekli kullanıcısını dövüyor

Neredeyse 10 senedir Twitter kullanıcısıyım. Yeri geldi anonim profille, yeri geldi kendi ismimle kullandım mikrobloglara beş kala ellerin olan bu güzelim platformu. Kullanmaya başladığımda da Yekta Kopan, Mehmet Tez ve Nil Karaibrahimgil dışında Türk kullanıcısı yoktu zaten. Ne Facebook ne de Instagram benim için kendimi ifade etme adına verimli kullanabildiğim bir platformdu. Instagram'ı sadece o an bulunmaktan keyif aldığım yerlerin story'sini atmak ve 3-4 ayda bir öldüğümü düşünmesinler diye fotoğraf paylaşımı yapmak için kullanıyorum. Facebook'ta ise yalnızca ilgilendiğim konular hakkındaki gruplarda diğer insanlarla tartışmayı seviyorum. Hiçbiri bir Twitter olamadı özetle. Fakat biz Twitter kullanıcılarının yöneticilerden çektiğini de, çok net söylüyorum, kimse çekmedi. Huzur içinde kullandığımız platformun eşitlikçi yapısı yıkıldı önce. 'Timeline' algoritması değişti ve zamana dayalı sıralamalar yerini Bu ilgini çeker, bunu oku dayatmalarına bıraktı. 100 binden fazla takipçisi olan ve yaptığı hiçbir şey olmayan herkese 'mavi tik' verildi sonra. Gerçi bundan pişman olduklarını belirttiler fakat iş işten geçti tabii. Biz böyle sürekli Twitter'dan saçma bir açıklama gelecek diye sol elde dilaltı hapımız sağ elde bir bardak su, tekli koltukta oturup kulağımız kirişte bekliyoruz. Twitter yönetimi, aldığı kararlar ve aksiyonlarla herkesi şaşırtıyor. 2015 yılında 'favori' butonunu 'beğen'e çevirmeleri ve o turuncu yıldızı kıpkırmızı bir kalp yapmaları, büyük şaşkınlık yaratmıştı. Daha sonra ise 140 karakterle sınırlı olması nedeniyle yıllardır büyük bağlılık duyduğumuz sitedeki karakter sınırını 280'e çıkarttılar. Akıl alır gibi değil tüm bunlar. Başımıza büyük belalar açan, hayatımıza girmemesi gereken kim varsa hayatımıza saniyeler içerisinde sokuveren Vine'ı satın aldıktan bir süre sonra kapatmaları da ilgi çekici bir karardı mesela. Vine'ın bitmiş olması benim keyfimi yerine getirdi ama tabii ticari anlamda iyi bir fikir olup olmadığı tartışılır. Twitter nedense en sevilen, en beğenilen özellikleri baltalıyor. 2015 yılında 'favori' butonunu 'beğen' butonuyla değiştirmelerinin ardından, geçtiğimiz günlerde çok daha tuhaf bir karar aldı. Jack Dorsey'in açıklamasına göre platform, 'beğen' butonunu komple kaldırmaya hazırlanıyor. Bunu da Zaten yer işaretlerine ekleme özelliği açtık, beğen butonuna ne gerek var? diyerek açıklamış. Sanki internet faturası yükselecek beğen butonu kalsa... Dorsey'in fark etmediği en önemli şey, bu iki özelliğin birbirinden düpedüz farklı olması. At fav'a bekle akımı, birkaç yıl öncede kaldı. Twitter kullanıcıları, bir tweet'i gerçekten beğendiği için beğeniyor. Bu nedenle beğen tuşu ile yer işaretlerine ekleme özelliğinin alakası yok. Beğen butonu, Twitter kullanıcılarının birbiri arasında kurduğu iletişimin çok önemli bir parçası. Facebook'ta çeşitli tepkilere göre ifadelerle etkileşimde bulunabilsek de, Twitter'da böyle bir şey yok. Bu yüzden beğen butonunu her şeyi göstermek için kullanıyoruz. Bu kadar işlevli bir butonun ne işe yaradığını anlamayan CEO olur mu? Böyle bir şey yapılsa bile kullanıcı davranışlarını yönlendiremediğini fark eden Twitter yönetimi nasıl bir tavır alır? Geri döner mi? Kullanıcılar için işlevselliğini yitireceği ve kendini ifade etme becerisini kısıtlayacak bir sosyal platformun ömrü kısalmaz mı? Twitter'la yollar ayrılma noktasına fav butonu nedeniyle gelebilir. Veda, hiç de uzak bir şey değil. Süreci hep birlikte göreceğiz. Twitter'la ilişkimiz iyice Stokholm Sendromuna döndü artık. Ayrılamıyor ama mutlu da olamıyoruz. andac.uzel@demirorenmedya.com twitter.com/andacuzel twitch.tv/andacuzel