İrem Yaman 'Olimpiyat' isyanında haklı mı?
İrem Yaman, sosyal medyada tekvandodaki başarılarıyla, azmiyle, güleryüzüyle kendinden küçüklere, yaşıtlarına belki büyüklerine bile prototip olan bir isim. Benim de bir sporcu olarak sevdiğim ve takdir ettiğim biri. Fakat geçtiğimiz günlerde Twitter'da başarılarıyla değil, haksızlığa uğradığını düşünerek isyan dolu bir tweet ile gündem oldu. İsyanında ne kadar haklıdır ne kadar haksızdır bilemeyiz. Ama gelin birlikte neler olmuş onu öğrenelim...
Tepkisi ne kadar doğru?
Dünya olimpik sıralamada Hatice Kübra İlgün'ün üzerinde olduğunu, olimpiyat kota hakkının kendisine ait olduğunu ve bu hak için sonuna kadar mücadele edeceğini şu tweet'lerle açıkladı: "4 yıl boyunca olimpiyatlara katılım için puan toplayarak Ocak ayı Dünya sporcu sıralamasında 3. oldum, olimpiyata katılmaya hak kazandım. Ancak aynı sıklette 5. olan başka bir sporcu benim yerime olimpiyatta yarıştırma kararı alındı. Adaletin şaşmayacağını bu mücadelenin sadece benim değil Türk milletinin mücadelesi olduğunu düşünüyorum. İlk kadın olimpiyat şampiyonluğunu ülkeme kazandırmaya bu kadar yakınken bana yaşatılan bu haksızlığa sessiz kalmayacağım. Benim uğradığım bu haksızlığa başka kadın sporcuların uğramaması için elimden geleni yapacağım."
Haksızlık yapmıyor mu?
İrem Yaman'ın mücadele azmini ve hakkını aramasını takdir etmiyor değilim. Ama bunu ne kadar doğru yollarla yapıyor sizce? Uğradığı haksızlığa başka kadınların da uğramasını istemezken Hatice Kübra İlgün'e biraz da olsa haksızlık yapmıyor mu? Sanki Hatice çok başarısız bir sporcuymuş ve olimpiyat sıralamasında 5. sırada değilmiş gibi algılanmıyor mu? Hatice Kübra İlgün'ün olimpiyatlarda dövüşme hakkının olduğunu bilmeden mi bu kadar sert bir tepki koyuyor? Popülerliğini kullanıp algı operasyonu mu yaratmaya çalışıyor? Ya da gerçekten haksızlığa mı uğradı?
Araştırmak önemli...
Sporcu olduğum ve spor camiasını yakından tanıdığım, çeşitli haksızlıklara uğradığım ve sistemin nasıl döndüğünü bildiğim için İrem Yaman'ın tweet'ini okur okumaz içimde büyük bir öfke belirdi. Otomatik olarak "Olamaz bu kıza da yapmayın be!" dedim. Fakat sonra durumu araştırıp neler olduğuna bakınca "Bunu da yapmayın be!" demek yerine "İrem Yaman neden böyle sert bir çıkışta bulunmuş?" dedim. Sanırım İrem Yaman, olimpiyatlara kendisinin gideceğinden çok emindi ve beklemediği yerden darbe alınca afallayıp tepkileri de bu yüzden bu kadar sert oldu diye düşünüyorum.
Peki neler yaşandı?
Arkadaşlar durum şöyle: 'Olimpik kilo' olmayan 62 kiloda yarışan İrem Yaman, olimpiyata gidebilmek adına aynı zamanda 57 kiloda yer alıyor. Ancak 57 kiloda bir diğer sporcu Hatice Kübra İlgün var. Tatamideki rekabet, alınacak sonuçlar ve federasyonun kriterleri doğrultusunda olimpiyata bir kişi gidebiliyor. Puan toplama sürecinde federasyon haksızlık olmasın diye, Uluslararası Tekvando Federasyonu'nun takvime koyduğu Extra Avrupa G4 Şampiyonası’na gidecek sporcuyu belirlemek adına, iki isim için de seçme müsabakası yapıyor.
İrem Yaman bu mücadelede, Hatice Kübra İlgün'ü yeniyor ve şampiyonaya katılan taraf oluyor. Bu neden önemli? İrem Yaman, kasım ayındaki Extra Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanıp 40 puanı hanesine yazdırıyor. Kimin olimpiyata gideceğini belirleyecek aralık ayındaki Moskova Grand Prix Finali’nde ise -aynı zamanda olimpiyata puan veren son organizasyon- Hatice Kübra İlgün ve İrem Yaman, 57 kilonun yarı finalinde karşı karşıya geldi. Bu mücadelede Hatice Kübra İlgün, İrem Yaman’ı yeniyor ve adını finale yazdırıyor. İlgün, finalde yenilerek 80 puan yerine 48 puanı kapıyor. İrem Yaman ise 5'incilik nedeniyle 12 puan alabiliyor.
Aradaki puan farkları
Bu turnuva öncesi ikilinin sıralamadaki puan farkı yaklaşık 40. Hatice Kübra bu farkı aldığı puanla kapatıyor ama İrem Yaman’ın 5'inciliği onu sıralamada yine takım arkadaşının üzerinde bırakıyor. Ancak sıralama bir tarafa, federasyonun koyduğu kriter, Hatice Kübra İlgün'ün 2020 Tokyo Olimpiyat kotasını almasını sağlıyor. Çünkü Hatice Kübra İlgün, son Grand Prix finalinde İrem Yaman'dan daha fazla puan almış ve ayrıca takım arkadaşını da yenmeyi başarmış. Zaten Hatice Kübra İlgün, Moskova’da şampiyon olsa, 80 puan alacak ve ocak ayı sıralamasında da İrem Yaman’ın üzerinde olacak. Ancak burada federasyonun kriteri belirleyici oluyor ve Hatice Kübra kotayı alıyor. Olay tam olarak bu şekilde gelişiyor.
Peki ya Hatice Kübra İlgün'ün psikolojisi?
Açıkçası ben olimpiyata kimin gidip kimin gitmeyeceği kısmında pek değilim. İrem haksızlığa uğramış da olabilir uğramamış da olabilir. Ama bence uğramamış. Uğramış olsa bile takım arkadaşına olan davranış biçimi ne kadar doğru? Futboldan başka bir sporla çok sık ilgilenilmeyen ülkemizde, adını kendi gibi duyuramamış, fakat oldukça başarılı, tekvandoyla ilgilenmeyen birinin tanıyamayacağı Hatice Kübra İlgün'e yapmış olduğu algı operasyonu tekvando gibi bir sporun felsefesine ne kadar uygun? İrem Yaman tabii ki haksızlığa uğradığını düşünmüş olabilir ve bunu dile getirebilir. Bunda hiçbir sıkıntı yok. Fakat tepkisini bu yolla mı dile getirmeli? Olimpiyatlar'a gitmeyi kendisinin hak ettiğini düşünebilir ama karşısındakinin takım arkadaşı olduğunu, aynı amaç uğruna hareket ettiğini unutması hoş değil. Bir de Hatice Kübra İlgün'ün psikolojisini düşünün. Böyle bir gelişme karşısında motivasyonu bozulmaz mı? Peki İlgün bunu hak edecek ne yaptı?
