Çeşitli bahanelerle ertelenen erkekler ve kaçınılmaz son... Aldatılmak! Peki bunun altında sadece libido yetersizliği veya partnere duyulan ilgisizlik mi yatıyor? Yoksa bu da mı bilinçle bağlantılı? Çoğu zaman iletişimde yaşanan problemler çözülmediğinde iki taraftan biri hakem rolüne bürünüyor. Ya sarı kart gösterip süründürüyor, ya da kırmızı kartla o günü karşısındakine rezil ediyor... Sancılı geçen bir ilişki sonrası tekrarını yaşamayı kim ister ki? Durmadan daha iyisi olsun diye uğraşanlar dışında... Bir önceki cinsel ilişkiden keyif almamış bir kadına zorla dayatma yapmak da eziyetin alt basamağı aslında. Hani kadınlar da çok masum ya... Şahane bi' akşam yemeği, loş ışık, hafif müzik.. Sevişirken gelen o ses! 'Başım ağrıyor Necdet'... E daha biraz önce iyiydin? Neyin baş ağrısı bu? - Günlük problemler - Yorgunluğun partner tarafından önemsenmemesi - Kıskançlık - Görümceye kaynanaya ya da bilumum akrabaya olan kızgınlık - Özel günlerini unuttukları için partnere oluşan öfke - İkili arasında oluşan sorunların konuşulmaması - Ya da bu konunun konuşulması için duygusal ve fiziki ortam hazırlanılmaması - Bu problemlerin getirdiği duygusal yorgunluk.. Gibi gibi gibi... Sıkıntılar çeşitlendirilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken şey, sıkıntıların neden baş ağrısına yol açtığı... Atalarımız sağolsun bu işin formülünü bilmem kaç asır önce vermişler zaten. Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar... Konuşarak karşı tarafa iletilemeyen sıkıntılar içsel olarak büyür ve kendisini ifade etmek için bir yol arayışına girer. Sözel olarak ifade edilemeyen sıkıntı daha da büyüyerek davranışlara yansır. Ve bir şekilde kendisini göstermeye çalışır. Israrla kendisini size göstermeye çalışan kim mi? Tabii ki bilinciniz... Bilinç mekanizması basittir. Siz karşınızdaki eş, dost, sevgili, arkadaş, aile mensuplarından herhangi birine kırgınlık, kızgınlık ya da sizi incitecek en ufak bir hissiyat hissettiğinizde, bunu söylemezseniz vucudunuza hastalık (!) yoluyla ifade ettirmeye çalışıyor... Emin olun bu baş ağrısıyla biz kadınlar bile uğraşmak istemiyoruz beyler... Bazı günler dile gelmeyen duygusal açlık da buna sebep olabiliyor. İlgi ve sevgi ihtiyacı tam olarak karşılanmayan kadın kesinlikle isteksizlikle ya da minnoş bir baş ağrısıyla cevap veriyor partnerine... Fakat bu tip baş ağrısı, nazlanma içeriklidir. İki güzel söze tav olur. Fazla dirençli değildir. Peki bunlar neden hep sizin başınıza geliyor? Cinsellikle alakalı sıkıntılar genellikle partnere yöneltilen öfkeden kaynaklanır. Mesela, eşinizin ablası her şeye burnunu sokan bir tip. (Düşmanımın başına kız allah korusun) Çare olarak eşinize gidip Necdet, ablan bana bi' daha karışmasın. Kırmayayım diye bişi demiyorum ama sen söyle dediniz. Necdet bir ana kuzusu.. Ablasının tosun paşası... Tabii ki Necdet sesini bile çıkartmadı ablasına... Sonuç falan yok arkadaşlar... Hani üç beş skorluk bi' şey olsa... I-ıh o da yok... Kadın bilinci kendini ifade edemediği için baş ağrısı oluşturur. Necdet de artık avucunu yalar... Kadınların bilinçleri, incinen ruhlarını kendi içerisinde tamir etmeye çalışırken, ilişkilerini yıkıp geçtiklerinin fakında değiller... Erkeklerin bu baş ağrısının sebebinin kendileri olduğunun farkında olmamaları gibi... Savunma düzenekleri ile tutsak edilmiş sahte bir 'benlik' yerine, iç görü sahibi gerçek bir 'benliğe' adım adım yürümeli insan. Ancak bu şekilde kurutabilir içine düştüğü bataklığı... Baş ağrısı bahanesi ister bilinçli olsun ister farkında olmadan, sağlıklı ve keyifli bir ilişkiyi engeller. Umuyorum ki kadınlar düşüncelerini ifade etmekte daha özgür, erkekler kadınları anlayıp dinleyecek kadar erdemli olur...