Idris Elba'nın 'en seksi erkek' olmak istememesi şaşırtıcı değil

Dünyada 'en seksi erkek' ve 'en seksi kadın' unvanının tadını kaçırmadığı çok az insan vardır herhalde. 'Şanslı görünüp' şanslı olmamanın en net örneklerinden biri bu... Peki, sahiden, bir oyuncu bunu neden istemez? Idris Elba'dan hareketle, üzerine konuşulacak çok şey var. Efendim, insanlık olarak bir şeylerin peşinde koşarak var ediyoruz kendimizi. Kimimiz yıllarımızı spora adıyoruz, kimimiz kariyerimize, kimimiz ilişkilerimize, kimimiz başka şeylere... Seksi görünebilmek için uğraşanlarımız var mesela. Yadırgadığımdan, anlamadığımdan söylemiyorum bunu. Nihai olarak, pekala mümkün böyle bir şey. Hatta insanın temel ihtiyaçlarından birini karşılaması için 'gerekli' bile sayılabilir. Ancak kimimiz de, hiç seksi görünmeye çalışmadan seksi görünmeye başlıyo bir şekilde. Ve ne yazık ki, seksi görünmenin bir dezavantajı da var; ciddiyetle yaptığınız işlerin ciddiyetsizleşmesi... Yani, herhangi bir alanda ciddiyetle işinizi yaparken adınızın önüne 'en seksi erkek' yahut 'en seksi kadın' unvanının eklendiğini bir düşünsenize. Tamam, bir bakışta havalı bir unvan gibi görünüyor. Ama eksilerini düşünün. Doğru düzgün yaptıkşarınıza dikkat edilmiyor, konuştuklarınız dinlenmiyor bile olabilir. İnsanlar Bunun nesi seksi yahu? diye düşünüyor o arada çünkü. Vaktiyle, ağzını ne zaman açsa kulak kabarttığımız Ahmet Mete Işıkara örneğin... Adamı durup dururken yılın en seksi erkeği yapmıştık. Cem Yılmaz'ın 'Bir Tat Bir Doku' gösterisinde epey şakası yapılıyordu hatta bunun. Rahmetli Işıkara'nın böyle bir şeyi isteyeceğini hiç sanmıyorum. Haluk Bilginer ise yurtdışı oyunculuk kariyeri sırasında bir gazetenin kendisinden 'seksi' diye bahsetmesinin, Türkiye'de domino taşı etkisi yarattığını ve bunun tadını kaçırdığını söylemişti. Rahatsızlık duyması normal, çünkü böyle anılmak istemiyor. İşi, onun için bu tür boş unvanlardan daha önemli. Şimdi ise dünyanın son yıllarda Molatik olduğu oyuncu Idris Elba benzer şeylerden yakınıyor. Adam işinde, gücünde bir oyuncu. Hiçbir derdi zoru yok. Oyunculuğunu beğenip-beğenmemeniz ölçeğinde eleştirilmek istiyor. Ne var ki, o da bir şekilde bu muameleye maruz kalmış ve 'yaşayan en seksi erkek' seçilmiş. Oyunculuk kariyeri kurmadan önce kendisine 'vücut' edinenler var mesela. Önce vücudu oluşturup, sonra oyunculuğu yürütüyorlar. Oyunculuktan evvel 'seksilik' bunun gibi örneklerde geliyor. Peki, diğerlerine haksızlık olmuyor mu? Kariyerini bulandırmak istemeden seksi olduğunu söylemek istediğimiz kişileri seksi seçtikten sonra neden ciddiye almıyoruz? Halbuki, bırakalım insanlar işiyle gücüyle anılsın. Neden bunun gibi sulara onları atarak daha çok zorlanmalarına neden oluyoruz? andac.uzel@demirorenmedya.com