Hülya Avşar, gücünü gençlere destek olmaktan mı alıyor?

Hülya Avşar, canı istediğinde gündeme geliyor. Bunun formülü de basit: Şaşırtmak, kışkırtmak... Yine yapmış yapacağını. Tenis maçı esnasında giydiği kıyafetle ilgi odağı olmuş... İstanbul Cup Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası'nın finali öncesi bir hazırlık maçı yapmış. Partneriyle birlikte rakip takımı 6-4 yenmiş. Ancak elbette Hülya Avşar'ın maçtaki performansı değil, maçta giydiği tenis kıyafeti olay olmuş. Bunda şaşırılacak ne var, Hülya Avşar'ın canı konuşulmak istemiş, gündeme gelmek istemiş. Haliyle püsküllü bir tenis kıyafeti tercih etmiş. Muhabirler de haliyle tenis kıyafetini sormuşlar Avşar'a... Hülya Avşar'ın, maçtaki kıyafet tercihine dair söylediği önemli bir cümle var. Onun markalaşma hızına ve sürecine dair güzel bir ipucu barındırıyor söylediği cümle. Avşar demiş ki, Normal zamanlarda tabii ki böyle giyinip maç yapmıyorum. Bugün ilgi çekmek, genç tenisçilere destek olmak istedim... İşte... Bu cümleye denk düşer düşmez Hülya Avşar'ı kafamda -pozitif anlamda- bitirdim. Hülya Avşar'ın yüksek doz egosu artık bana rahatsızlık vermemeye başladı. Hülya Avşar'ın Genç tenisçilere destek olmak istedim, siz bizimle ilgilenin istedim lafını açık bir şekilde söylemesi aslında pek çok şeyi özetliyor. Hülya Avşar'ın gizlisi saklısı yok. Egosu -tıpkı her ünlünün olduğu gibi- gayet yüksek. Kaya Çilingiroğlu'nun geçtiğimiz günlerde söylediğine göre özel hayat konusunda aslında son derece zor, son derece benmerkezcil biri. Fakat söz konusu iş ya da arkadaşlıklar olduğunda belli ki Hülya Avşar tahminlerin de ötesinde 'dost' biri. Hülya Avşar'ın arkadaşlıklar, dostluklar konusunda aslında oldukça cömert biri olduğu yıllardır konuşulur. Çok ünlü birileri kaza geçirir ya da hastalık atlatır. E haliyle mikrofon uzatılır o kişiye. O da hemen Bu süreçte beni yalnız bıraktılar. Çok az kişi oldu bana destek olan. O isimlerin başında Hülya Avşar geliyor. Avşar hep yanımdaydı benim filan der. O kadar çok örnek var ki. Hülya Avşar hakkında şaşırtıcı düzeyde pozitif konuşuluyor arkadaşlıklar, destekler söz konusu olduğunda. Bu kadar çok ismin benzer bir şekilde söz birliği etmişcesine ortak laflar sarf etmesi ise ancak samimiyetle, gerçeklikle açıklanabilir açıkçası. Hülya Avşar, silah zoruyla kendisi hakkında pozitif konuşturtamaz kimseyi. Mutlaka fire verir. İçlerinden bir tanesi yıllar sonra itiraf eder, Aslında Hülya Avşar bana... diye manşetlere çıkma hayaline yenik düşer. Olmadı hiç böyle bir şey. Hülya Avşar çaktırmadan arkadaşlık etti ve tesadüfen öğrendik desteklerini... Ama bu desteklerin de saklanılacak bir yanı yok. Son örnek Nur Yerlitaş'tı. Yerlitaş, Hülya Avşar hakkında pozitif konuşmuştu. Sonra ikili tesadüfen bir araya gelince birlikte poz vermişlerdi. Hülya Avşar da köşe bucak kaçmamış, cool'luğunu bozmayıp 3-5 sohbet ettikten sonra kaçmıştı. O sahne henüz hafızalardaki yerini korurken bu kez de Genç tenisçilere destek olmak istedim açıklaması geldi Avşar'dan. Hülya Avşar, gücünü gençlere destek olmaktan mı alıyor? Hülya Avşar neden minik bir oyun yaptığını çekinmeden söylüyor sizce? Çünkü kendisine güveniyor. Beni bilen bilir kafasında. Yanlış anlaşılmaktan korkmuyor. Alışmış kendisi hakkındaki bütün iyi/kötü yargılara. Biliyor ki ne yaparsa yapsın insanların kafasında bir imaj yarattı. Belki iyi belki kötü. Hiçbir hareketi de iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviremez. Kabullenmiş. Rahat. Kendisi için yaşıyor. Ama dünyanın kendisi etrafında dönmediğinin de farkında. Egosunu törpüleyebileceği yöntemi bulmuş, iyiliği seçmiş! Bir faydasının dokunabileceği birilerine yardım etmekten çekinmiyor. Hem kendisi, hem arkadaşı kazanıyor. Bir yandan çevresine faydası dokunuyor, bir yandan da kendi hayatına odaklanıyor... O kadar doğru bir strateji ki aslında bu... Kimseye Sen sadece kendini düşünüyorsun! kozu vermiyor. Çevresini düşünüyor. Ama bunu elbette vakti zamanında kendi markasını oluşturabildiği için yapabiliyor. Ve en önemlisi de kimsenin kendisine biat etmesini istemiyor. Kariyerini Hülya Avşar'ı taklit etme üzerine inşa eden Tuğba Ekinci'ye bile nötr yaklaşıyor. Avşar'ın Ekinci'ye iyi ya da kötü bir tepki vermemesi, Ekinci'nin trollüklerine aldanmaması, ona aşırı cool ve nötr davranması da zaten yine Avşar'ın doğruluğunu kanıtlıyor. E bir de tabii taklitler aslını yaşatıyor! Hülya Avşar, Oyun çevirmiyorum, netim, oyun yaptım ve söyledim, oyun çevirsem bunu sizle paylaşmam rahatlığında. Yani aslında oyun çeviriyor. Ve sonra kendini patlatıyor. Samimiyet puanlarını da ekliyor hanesine... Avşar gerçekten zeki bir kadın. Hiçbirimiz kusursuz değiliz. Ama onun zekası bu ülkede boş yere takdir edilmedi bugüne kadar. Evet, birçok konuya yüzeysel yaklaşması her zaman -haklı olarak- eleştirildi. Ama onun hakim olmadığı konulara bulaşması da sınıf atlama çabasından ziyade kendisini ve markasını geliştirme hedefinde olmasıyla alakalıydı. Çünkü bu hayatta ilerleme çabası içine girmeyen ne varsa geriliyor. Sabit kalmak imkânsız. Dünya ayaklarımızın altında bize hiç çaktırmadan istikrarlı bir şekilde dönüyor. Bizim de hareket halinde bulunmamız gerekiyor. İyi ya da kötü. Eksi ya da artı. Hiç önemli değil. Durmak yanlış olanı. Trafik kuralıdır ya hani, En kötü seçim bile seçim yapmamaktan iyidir diye. Hayatın kuralı da bu aslında. Yaşamak lazım. Bazen üzgün, bazen mutlu. Hülya Avşar'ı iyi ki tanıyoruz. Ve emin olun, onu asla 'boş yere' tanımıyoruz... can.sisman@milliyet.com.tr